Türkiyeli değil Türk

Ben bu konuda çok hassasım. Almanya’da hali hazırda yazdığım doktora tezine bu ifadeyi koyacak kadar hassasım.

Türkiyeli diye bir kavram etimolojik olarak da sosyolojik olarak da siyasi olarak da yoktur.

Türk’tür bunun doğrusu.

Türk bayrağı, Türk edebiyatı, Türk vatandaşıdır.

Alman’a Almanyalı, Fransız’a Fransalı demeyenler konu Türkiye olduğunda Türkiyeli diyerek entelektüel bir şey söylediklerini sanıyorlar.

Saçmalıktan başka bir şey değil.

Dilimizde de, anayasamızda da var olan şey Türklüktür. Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk ne güzel tanımlamış:

“Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir.”

Bitti. Bu kadar basit.

Bu konuda tartışma yaratanlara şunu söylemek istiyorum.

Bu kadar utanmayın milletinizden...

FENERBAHÇELİYİM AMA DOĞRU BULMUYORUM

Sağlam Fenerbahçeliyimdir. Son 10 yılda kaçırdığım maç sayısı bir elin parmaklarını geçmez.

Yaşım yettiği sürece tüm kadroları ezbere bilir, oyuncu istatistiklerine kadar zevk için araştırırım.

Dolayısıyla Fenerbahçeliliğimi kimseye sorgulatmam.

Galatasaray deplasmanına giderken hiç umudum yoktu ne yalan söyleyeyim.

Galatasaray’ın daha güçlü olduğunu, daha moralli olduğunu düşünüyor, bizim kadrodaki eksikleri gördükçe canım sıkılıyordu.

Hele ki hakem Arda Kardeşler’in sürekli Fenerbahçe aleyhine verdiği kartlar sonrası 21. Dakikada on kişi kalınca “Haydaa, fark geliyor” dedim.

Ancak muhteşem bir adam adama savunmasıyla ve oyun ruhuyla Galatasaray’a top oynatmayan Fenerbahçe maçı 0-1 kazandı.

Bence şampiyon yine de Galatasaray olacak ama bence unutulmaz bir galibiyetti. Galatasaray futbolcularını bu sezon ilk defa bu kadar isteksiz gördüm açıkçası.

Gelelim başlıktaki doğru bulmadığımı söylediğim şeylere.

Birincisi Mert Hakan Yandaş’ı komple doğru bulmuyorum. Ne futbolcu olarak, ne insan olarak Fenerbahçe’ye yakışmıyor.

Bir taraftar gözüyle bakarsam bu kadar antipatik, rakip takıma ve taraftara saygısı olmayan bir futbolcuya sahip olmak istemiyorum. Geçmişte Emre de Caner de bu tip futbolculardı. Atamın dediği gibi “Ben futbolcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim.”

İkinci bir nokta da Ali Koç’un sahaya girmesi sonrası yaşanan olayları da doğru bulmuyorum.

Konu Trabzonspor maçıyla kıyaslanmasın. Orada galibiyetten hemen sonra yaşanan bir sevinçten bahsediyorken burada daha organize ve sürece yedirilmiş bir durum var.

Tabii ki 24 Nisan 1996’da Fenerbahçe’nin stadına bayrak diyek Souness’in bir rövanşı niteliğinde bayrak açma eylemi gerçekleştirilmek istenmiş olabilir.

Ancak zaten gergin bir dönemdeyken olayları kaşımanın bir anlamı da yoktu.

Hele ki Ali Koç’un maça gelmeyip, maç sonrası galibiyet gelince stada gelmesi ve o Kurtlar Vadisi’nden çıkmış hareketleri hoşuma gitmedi.

Aziz Yıldırım için zamanında yapılan “agresif adam” yorumları doğruydu. Ama Aziz Yıldırım asla rakip takım yöneticileriyle ya da başkanıyla saha ortasında böyle polemiklere girmez, kendini bu ortama sokmazdı.

Ülkedeki her şey gibi futbolda da şiddetin önünü alamayacağız anlaşılan...

YORUMLAR (33)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
33 Yorum