Devlet malı deniz, yemeyen…

Merkez Bankası dün ihracat ve ithalatçılar için ilk vadeli döviz satış ihalesini yaptı.

1 ay vadeyle 89 milyon dolar sattı; doların 1 ay sonraki fiyatı 12,74 oldu.

Bu sabah saat 11’de aynı Merkez Bankası 29 Aralık için dolar kurunu ilan etmişti; kur 12,03’tü.

Merkez’in bu kurunu günün doğru fiyatı olarak alacak olsak, bankanın 89 milyon doları bundan 30 gün sonrası için sadece yüzde 6 civarında bir primle satıldı. Oysa bu yazı yazılırken Merkez Bankası’nın ve 89 milyon dolar talep eden şirketin 30 gün sonrası için anlaştığı fiyat piyasada gerçekleşmişti bile.

Ömrümüz olursa hep birlikte Ocak ayı sonunda, yani bu ihalenin vadesinin dolacağı gün doların piyasadaki fiyatını hep birlikte göreceğiz. O gün Merkez Bankası’nın bu işlemden ne kadar zarar veya kâr ettiğini tam olarak hesaplayacağız.

Canı isteyen her birey böyle ileri tarihli (vadeli) döviz alım sözleşmesi yapabilir. Hatta bu çeşit işlemler bir ara ev kadınları arasında çok yaygındı. Bazı şirketler 1’e 100’e kadar kaldıraçlı işlem imkanı veriyordu, yani 1 dolarınızla 100 dolarlık işlem yapabiliyordunuz. Neyse ki nihayet SPK devreye girip bu piyasayı düzene soktu, o açık hava kumarhanesi hiç değilse ev kadınlarına ve diğer amatörlere kapandı.

Ama hala bizim bir forex piyasamız var. İsterseniz gidin, 29 Ocak vadeyle 12,74’e, yani dün Merkez Bankası’nın sattığı fiyata dolar almaya kalkın, bakın yapabiliyor musunuz? Kimse size 30 gün sonraya bu fiyattan dolar falan satmaz.

Vadeli işlem piyasası, evet ihracat ve ithalat yapanlar için çok önemli bir piyasa. Diyelim yurt dışına mal sattınız, paranız 30 gün sonra gelecek; satıştan kaynaklanacak TL gelirinizi “sigorta” etmeniz (teknik adı “hedge”) ancak vadeli işlemler piyasası sayesinde olabilir. Birileri bu piyasayı doların yükselmesi veya düşmesi lehine kumar oynamak için kullanıyor olabilir ama piyasa önce ihracat ve ithalatla uğraşanların kur riskini azaltma işini görür.

Düşünecek olursanız, Türkiye her ay ortalama 20 milyar dolar civarında ihracat yapıyor, 23-24 milyar dolar da ithalat. Bu devasa işlem hacmi yanında dün Merkez Bankası’nın 89 milyon doları bir damla bile sayılmaz ama zaten ihracatçı ve ithalatçıyı kur riskinden korumaya çalışmak da Merkez Bankası’nın görevi değil.

Merkez Bankası bu konuda devreye girdi; çünkü TL cami avlusuna bırakılan öksüz bir çocuğa döndüğü için doların fiyatını bırakın bugünden yarına tahmin etmeyi sabahtan akşama bile kestiremez olduk. Bakın bugün doların fiyatı yüzde 6 yukarı gitti yine; geçen hafta bir günde yüzde 30 geri gitmişti. Bu tuhaf salıncak yüzünden aslında işleri gayet iyi olan reel sektör ciddi zarar görüyor, iş yapamaz hale geliyor, çünkü fiyat veremiyor.

Tamam ama söyledim vadeli işlem yapmak Merkez Bankası’nın işi değil. Nitekim dün yapılan 89 milyon dolarlık işlemde, 30 günün sonunda diyelim dolar 12,74 değil de 13,74 lira oldu. Merkez dolar başına 1 lira zarar yazacak; yani bu şirkete 89 milyon lira ödeyecek. Kur 12,74’ten daha düşük olursa, bu kez şirket Merkez Bankası’na para ödeyecek.

Her iki ihtimal de kötü. Aslında bu işi Türkiye Eximbank üzerinden yapabilirdi. Ama belli ki bu tercih edilmedi. Yapılan bilinçli bir tercih. Kokusunu sonra duyacağız bu tercihin.

Tek konu, Merkez Bankası’nın bu çeşit tartışmalı işlemlere girmesi değil. Bir konu daha var: Dünyanın hiçbir yerinde bedavaya opsiyon satılmaz. En azından iki para biriminin faiz farkı kadar vade farkı olması lazım. Bugünlerde Türkiye’de forex piyasasında bazı opsiyonların kendisi bile inanılmaz fiyatlara alınıp satılıyor. Oysa devletimiz bu işlemi bedavaya veriyor; vade farkı bile istemiyor.

Bu da en basitinden haksız rekabet yaratmak demek. Dün dolar hızlı biçimde çalkalanırken spot piyasada bir ara 13 liranın üzerini gördü. Yani başka ihracatçı (veya ithalatçı) firmalar eğer yaptılarsa benzeri bir işlemi çok daha pahalıya yaptılar.

Başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere ekonomiyle ilgili ilgisiz her yetkili konuşmaya “Serbest piyasa ekonomisinden ayrılmayacağız” diyerek başlıyorlar ama piyasayı birkaç cinlik ve bir inat uğruna öyle bozdular ki, şimdi insan neresinden tutsun düzeltsin bilemiyor.

Gömlek iliklemeye yanlış başlamak gibi. Başlangıcı düzeltmeden bu piyasaları yeniden “normal”e döndürmek çok zor. Kök sebep olan enflasyon orada olduğu sürece, o enflasyonu inkar ederek hiçbir yere varamayacağımız belli.

Piyasayı boza boza, yıka yıka ilerliyoruz. Bu savaşı kazanmak mümkün değil.

YORUMLAR (18)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
18 Yorum