Sri Lanka nasıl çöktü?

Ben çocukken adı hala Ceylon’du; “Seylan çayı” çok aranan bir şeydi. Babamı evde heyecanlı biçimde “Seylan” haberlerini takip ederken hatırlıyorum hayal meyal. 1971’de sömürgeci İngiltere’ye karşı ayaklandılar, 1972’de bağımsızlıklarını elde ettiler ve ülkenin adını Sri Lanka olarak değiştirdiler.

Sri Lanka adı, gençliğimde ve yetişkinliğimde Tamil Kaplanları adlı etnik milliyetçi terör örgütünün zaman zaman yaptığı eylemlerle önümden geçer giderdi. Gerçek bir ilgi gösterdiğimi hatırlamıyorum.

Derken 2009’da ülkenin ordusu inanılmaz vahşi bir harekatla, insan haklarını, savaş hukukunu vs hiçe sayarak Tamil Kaplanları’nı ezdi geçti. O zaman Türkiye gündemine de girdi Sri Lanka; bizde de PKK’nın benzer şekilde yok edilmesini isteyenler oldu.

Aylardır Sri Lanka fena halde karışık, o yüzden yeniden gündemde.

Karşılıklığın sebebi ülkenin içine yuvarlandığı derin ekonomik kriz.

Krizin sebebi, ülkenin dış borçlarını ödeme kapasitesinin kalmaması.

Önce salgın, ardından gelen Rusya-Ukrayna savaşı yüzünden ülkenin son derece hassas dengeler üzerinde duran borç ödeme ekonomisi döviz krizine girdi ve nihayetinde ülke okul çocuklarına sınav bile yapamıyor, çünkü kağıt ithal edemiyor.

Akaryakıt yok. Yiyecek sıkıntısı dorukta. Bir hesaba göre yıl sonuna kadar yaşamsal şeyleri ithal edebilmesi için 6 milyar dolara ihtiyacı var ülkenin, ama ortada 6 milyon dolar bile yok.

Karışıklıklar önce basit protestolardı. Ama ülkenin son 20 yıldır “sahibi” gibi hareket eden Rajapaksa ailesi, ülkelerinden önce kendi iktidarlarını düşündüğü için gerçek bir önlem alamadı; sonunda protestolar büyüdü büyüdü ve Cumhurbaşkanlığını yapan Gotabaya Rajapaksa ülkeden kaçmak zorunda kaldı. Henüz bilgiler çok net değil ama bütün Rajapaksa ailesi Sri Lanka’dan kaçmışsa, şaşırmayacağım.

Bu aileyi anlatmalıyım.

Ailenin babası D. A. Rajapaksa, 50’li ve 60’lı yıllarda milletvekilliği yapmış siyasetin içinde gelen bir kişi. Ama Rajapaksa Hanedanı’nı kuran kişi, onun büyük oğlu Mahinda.

Mahinda Rajapaksa, önce başbakanlık yaptı, sonra 2005’te başkan seçildi. Kardeşi Gotabaya onun Savunma Bakanı’ydı ve 2009’da Tamil Kaplanları katledilirken ikisi görev başındaydı. Mahinda 2010’da yeniden başkan seçildi.

2015’te üçüncü defa başkan olmak istedi ama Anayasa engeli vardı. Anayasayı değiştirmeye kalkıştı, başaramadı. Sonunda seçimi muhalefet kazandı.

Ama 2019’da Rajapaksa Hanedanı geri döndü, hem de ne dönüş. Seçimden kısa süre önce yaşanan bir terör saldırısı Rajapaksa’ların “Ülkenin kurtarıcısı sert adamlar” imajını destekledi, kardeş Gotabaya Rajapaksa başkan seçildi. Hemen ağabeyi Mahinda’yı Başbakan olarak görevlendirdi. Ekonominin başına küçük kardeşi Basil Rajapaksa’yı getirdi.

Gotabaya, başkanlığın yanısıra Savunma Bakanlığını da bırakmadı. Ağabeyi Mahinda Başbakan olmanın yanısıra Şehircilik Bakanlığı ve Din İşleri Bakanlığını da eline aldı. (Basil göreve gelene kadar Ekonomi Bakanlığı da Mahinda’daydı.) En büyük kardeş Chamal Rajapaksa, İçişleri ve Ulusal Güvenlik Bakanlığı ile Sulama Bakanlığı görevlerindeydi.

Bunlar birinci kuşak Rajapaksa’lar. Bir de ikinci ve üçüncü kuşak var. Mahinda’nın oğlu Namal, Gençlik ve Spor Bakanıydı hükümette; onun oğlu, yani Mahinda’nın torunu Shasheendra da hükümette bakandı.

Bu Rajapaksa Hanedanı’nın hepsi de kendi isimlerini taşıyan üç büyük inşaat projesi oldu. Birincisi 1 milyar dolara mal olan ama pek gemi yanaşmayan bir limandı. İkincisi Mahinda’nın adını taşıyan ve pek uçak inmeyen 200 milyon dolarlık uluslararası havaalanı. Sonuncusu ise pek az kişinin kullandığı otoyollar. Haa bir de yılda bir maç oynanan kriket stadı var. (Yabancı takımlar “vahşi hayvan saldırısı tehdidi” nedeniye burada oynamayı reddediyor.)

Ülkenin bugün geri ödemekte güçlük çektiği dış borcun kaynağı esas olarak bu inşaatlar işte.

Ülkenin hassas döviz gelirleri salgın yüzünden turizmin durmasıyla aksayınca borcu ödemek de zorlaştı.

Rajapaksa Hanedanı, uzmanlığa dayalı bir iyi yönetim değildi, tam tersine hanedan yönetimiydi ve aileye sadakate dayalıydı. Ekonomideki yangın, 2020’de ilk çıktığında iyi yönetimle, mesela IMF’den yardım istenerek vs söndürülebilirdi. Ama hayır, bu yapılmadı.

Yıl başında cılız bir hareket olarak başlayan, sokaklarda mum yakılarak sürdürülen protestolar da ders olmadı Rajapaksa hanedanına, ocak-şubat aylarında hâlâ aslında ülkeyi kurtarma imkanı vardı. Bunun yerine koltuklarını kurtarmaya çalıştılar.

Nisan-mayıs olduğunda protestolar artık kontrol edilemez seviyeye gelmiş, birkaç kez ordu göstericilerin üzerine ateş açmıştı. Gotabaya mecbur kaldı, başta ağabeyi Mahinda olmak üzere bütün aile üyelerinin istifasını aldı. Aldı ama o sırada göstericiler Başbakanın evine girmişlerdi bile.

Şimdi temmuz ayına geldik. Cumartesi günü göstericiler bu kez Gotabaya’nın sarayını işgal etti. Gotabaya iki gün bir askeri üste saklandı, önceki akşam bir askeri jetle Maldivler’e kaçtı.

Ülkesinden geriye sadece kaos kaldı. Artık sadece ekonomik değil, belki ondan da büyük bir siyasi krizi var Sr Lanka’nın.

YORUMLAR (61)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
61 Yorum