Yıla iyi bir haberle başlayalım…

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, 2022 içinde çok önemli bir değişikliğe imza attı ve rüzgar ve güneş gibi yenilebilir kaynaklardan elektrik üreteceklere elektrik depolama tesisi de kurmaları halinde yarışma düzenlemeden lisans vereceğini duyurdu.

Normalde, güneş veya rüzgardan elektrik üretmeye talip olanlar lisans için başvurduklarında bir çeşit açık arttırmalı yarışmaya giriyorlar. Ama depolama tesisi, yani dev piller kurmayı vaat edenlere yarışma yapılmayacak, onlara başvurularının yeterli görülmesi halinde doğrudan lisans verilecekti.

Depolama tesisi kurmanın önemi ve bunun Türkiye açısından bir çeşit “devrim” sayılması ise şundan kaynaklanıyor: Normalde rüzgar ve güneş, “dengesiz kaynak” kabul ediliyor; hem bu kaynaklardan elektrik üretimi kesintili oluyor, yani rüzgar esmezse veya hava karardığında üretim duruyor hem de bu kaynaklardan gelen elektriğin frekansı da tutarsız kalabiliyor, frekansta dalgalanma ise bütün şebekeyi zora sokabildiği için sistemin bir yerinde hep “dengeleyici” güç üreticileri gerekiyor. Türkiye esas olarak termik santralları “dengeleyici üretici” olarak kullanıyor ama EPDK’nın son kararının hayata geçmesinden sonra artık pil üzerinden düzenli enerji aktaran rüzgar ve güneş kaynakları da “dengeleyici” olabilecek. Bu uygulama, zaman içinde termik santrallardan tamamen çıkılmasının ilk adımı olması bakımından önemli.

Daha önce bu depolu santral başvurularında rekor başvuru olduğunu EPDK başkanı duyurduğunda da yazmıştım, “Ne bekliyoruz, verelim bu izinleri” demiştim. Şimdi yıl bittti, EPDK başkanı toplam rakamı açıkladı: Başvuruların toplamı inanılmaz bir rekor kırmış, 103 bin megavat olan Türkiye’nin mevcut kurulu gücünü fazlasıyla aşmış, toplam 164 bin megavata ulaşmış. Yani mevcut elektrik üretim tesisinden daha büyük kapasite yaratmak istemiş yeni yatırımcılar. Bu çerçevede yapılmak istenen yatırımların toplam bedeli ise 230 milyar dolar gibi inanılmaz bir toplama erişmiş durumda. Bu yatırımcılar herhalde bu finansmanı kolayca bulabileceklerini düşündükleri için başvuruyorlar.

EPDK Başkanı bu başvuruların parasal anlamda dörtte birden azının kabul edilmesini bekliyor. Yani 40-45 milyar dolar gibi. Peki üretim kapasitesi olarak ne kadarı kabul edilecek? Rakam vermiyor ama kaba bir hesap 30 bin megavat arası yeni kapasite yaratılacağı sonucuna varmama neden oluyor. Zaten EPDK Başkanı da 30 bin megavatlık kapasite tahsis edileceğini söylüyor.

Rahmetli Turgut Özal ve Süleyman Demirel hayatta olsaydı bu rakamlara mucize gözüyle bakardı herhalde. Mesela, yapımı bir efsaneye dönen ve uzun yıllara yayılan Keban Barajı’nın kurulu gücü sadece 1330 megavat. Atatürk Barajı 2 bin 400 megavat. 25 milyar dolara mal olacak henüz bitmeyen nükleer santral 4 bin 800 megavat olacak. Bu üç proje için Türkiye onyıllarını harcadı, finansmandan başlayarak bir sürü güçlükle uğraşıldı. Ama bakın bu yıl oturduğunuz yerden bir kural değişikliğiyle müthiş bir kapasiteye geçmişle kıyaslayınca inanılmaz ucuz fiyatlara sahip olabiliyorsunuz.

Merkez Bankası 1990 yılında 5 bin liralık yeni banknot çıkarmıştı; paranın üzerinde Afşin Elbistan Termik Santralı’nın resmi vardı.

Rahmetli Turgut Özal, o santralın bu enflasyonun sebeplerinden biri olduğunu söyler, resmin 5 bin liraya yakıştığını acı bir gülümsemeyle anlatırdı. Santral bu kadar pahalıya mal olmasa 5 bin liralık banknota gerek de olmazdı ona göre.

Afşin Elbistan A santralı 1355; B santralı ise 1440 megavat kurulu güce sahip. Bu ik santralın yapımı sadece enflasyona neden olmadı, orada yakılan kömür inanılmaz bir hava kirliliği yarattı ve daha da yaratıyor, onbinlerce insanın ömrünün kısalmasına neden oldu ve oluyor. Şimdi C ve D santrallarının yapılması söz konusu ve 12 milyar dolarlık yatırım anlaşmaları var.

Bir Afşin Elbistan örneğine bakın bir de güneş ve rüzgar için yatırım yapma kuyruğuna girenlere. Ben Türkiye’de enerji yöneticisi olsam, bu santralları ve kömür sahalarını ilk kapatılacak tesis olarak deftere yazardım. Türkiye kalitesiz kömürünü çıkarmaktan da, yakmaktan da bir an önce vazgeçmeli.

Açıkçası, Türkiye çok ciddi bir ekonomik dar boğazdan geçer, özellikle hükümet tarafından yönlendirilen makro ekonomik göstergeler herkesi diken üstünde yaşatırken ve daha fenası seçimin ertesinde çok daha beter bir ekonomik ortam genel beklentiyken, enerji alanından gelen bu haber müthiş bir iyi haber; herkesi de gelecek için ümitli olmaya sevk etmesi gereken bir şey.

Neredeyse tamamen hükümetin kötü ekonomi yönetimi yüzünden Türkiye’nin dış borçlanma imkanları son derece kısıtlı ve bizden istenen dolar ve euro faizi de çok yüksek. Ama buna rağmen dünyada “yeşil” yatırımlara akmak isteyen çok ciddi miktarda finansman var ve o finansmanın varlığı zaten bugün EPDK’nın kapısında kuyruk olan 2 bin 753 ayrı yatırım başvurusunu ortaya çıkarıyor.

Bence yılın ilk günü için çok iyi bir haber bu.

YORUMLAR (11)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
11 Yorum