AK Parti’ye kim oy veriyor?
Nasıl oluyor da AK Parti bu kadar yüksek oy alabiliyor?
Çünkü sessiz çoğunluk AK Partiye oy veriyor.
Kim bu sessiz çoğunluk?
Mutedil, gerçekçi, mütevekkil ve umutlu çoğunluk.
Toplumun kurulu düzeninden temelde şikâyeti olmayan, memnun olmasa da makul bulan; değişimlerin huzur bozucu riskler oluşturacağına inanan ve fikirlerini açıklamakta çekimser davranan kesimlerin tamamına sessiz çoğunluk diyebiliriz.
SESSİZ ÇOĞUNLUK VE AK PARTİ İLİŞKİSİ
Orta gelir grubunun çoğunluğu ile orta-alt ve alt gelir gruplarının nerdeyse tamamı konut sahibi olmakta zorlanıyorsa da; AK Parti döneminde, tam on milyon yeni konut inşa edildi, satıldı, yapı kullanma belgesi aldı ve şimdi içinde insanlar oturuyor.
Orta ve orta-üst gelir sahibi büyük çoğunluk için konut sahipliği, aile servetinde artış demektir.
Önemi ve değeri; eşsizdir.
Çünkü Türkiye’de, bu gelir dilimindeki ücretliler bile sadece kendi gelirlerine güvenerek ev sahibi olamıyor, çoğu, aile çevresinin finansal desteği ve dayanışmasıyla konut sahibi olabiliyor.
Bu süreçte hükümet, konut almak isteyenlere TOKİ aracılığıyla kolaylıklar sağladı fakat hiçbir finansal destek sağlamadı.
Banka ve konut geliştiricilerin oluşturdukları finans paketleri sayesinde, AK Parti döneminde konut satın alanların neredeyse tamamı kazançlı çıktı. Yani satın aldıkları konutların piyasa değeri her zaman kullandıkları kredilere ödedikleri faiz ve kâr paylarından daha fazla arttı.
Sizce bu dönemde konut sahibi olanlar kime oy verir?
Bu konutlara ilaveten, dükkân, imalathane, depo, sanayi tesisi gibi ticari binalar da benzer şartlarla sahiplenildi.
Firma hissedarları, üst düzey yöneticileri ve aileleri kime oy verir sizce?
Gayrimenkul fiyatlarındaki değerlenme sayesinde, eski gayrimenkullerin de, değerlerinde artışlar oluştu. Varlık sahipleri zenginleşti.
Otomotivde de durum benzer, Türkiye’de trafiği kayıtlı 24 milyon 730 bin adet aracın neredeyse tamamı AK Parti döneminde satıldı.
Evinin önünde traktörü olan çiftçi sizce kime oy verir?
“Matrah Affı” bir esnaf ya da şirketin, bütün ticari hayatı boyunca karşılaşabileceği en müşfik kamu ikramıdır.
Matrah affı, mevzuat veya ticari hatalara karşı devletin vatandaşa “sütten çıkmış ak kaşık muamelesi yapma vaadi”dir ve bu vaat kanunla desteklenmektedir.
Sizce firma sahipleri, muhalefet partilerinin de kendilerine bu kadar müsamahakâr davranacaklarına inanıyor mu?
Öğrenci başına derslik sayısı, öğretmen başına öğrenci sayısı; doktor başına hasta sayısı…
Yaşlılara, sakatlara, yoksullara yapılan sosyal güvenlik destekleri, sağlık hizmetlerindeki olağanüstü kalite artışı vs. vs. Bu ve benzeri olgular detaylandırılabilir ve çoğaltılabilir.
AK PARTİNİN GÜCÜ
Görüleceği gibi AK Parti ekonomiyi yönetirken, katiyen ideolojik davranmıyor tam tersine piyasa ve halk dostu bir hükümet gibi davranıyor.
Hakkaniyetli bir anayasa yazma konusunda alternatif olma imkânı bulan Millet İttifakının, ekonomi yönetimi alanında da alternatif olup başarılı olacağına, sizce bu toplum inanıyor mu?
Toplumun %30’unun ekonomik durumunun çok kötü % 20’sinin de zayıf olduğu kesin olmasına rağmen ilk tercihleri AK Partidir?
Niçin?
Toplumun %50’si işinden, işyerinden, gelir seviyesinden ve gidişattan memnun olabilir; bunu kelimelere dökemese de içselleştirmiş olabilir.
İyi işleyen bir Ak Parti algısı, bilinmezliklerle dolu muhalefete tercih edilebilir; bu güçlü bir ihtimaldir.
Bu köşede, AK Partinin ülke ekonomisini kötü yönettiğine dair onlarca yazı yazdım, bu yazı daha önce yazdıklarımı nesh etmiyor.
Gidişat, sanki Ak Partinin ilk seçimi kaybedeceğini ve bu kaybın, ülkenin hayrına olacağını gösteriyor.
Fakat benim verilere dayalı eleştiri ve analizlerim, muhalefet partilerinin ve hükümeti beğenmeyenlerin yaptığı abartılı eleştiriler; sessiz çoğunluğu, AK Partiden kopmaya ikna edemiyor.
Niçin?
Çünkü bu eleştirilerin nihai çıkarımı olan “AK Parti, kamu parasını harcarken suiistimal yapıyor, ihaleyi alan müteahhitlerden pay alıyor” söylemi, toplumun büyük çoğunluğunu, AK Parti’den kopmak konusunda ikna etmeye yetmiyor.
Niçin?