Borçların %1 artmasıyla kıyamet kopmaz fakat

Sonuçta, para arzının büyümesi ekonomiyi hem büyüttü hem de kur artışları ve enflasyon mikrobuyla hasta etti.” Salı günü, büyüme konusunu işlediğim yazı bu cümleyle son buluyordu. Soru: Acaba hasta etmeyen tedbirler almak mümkün müydü? Çünkü ikinci etap tedbirler almanın eşiğindeyiz ve bu sorunun cevapları bize yardımcı olabilir. 

Önce, niçin hastalanmıştık? 

Salgının başladığında Türkiye ekonomisi zaten ısınmıştı.  

18 Eylül’e yani salgın tedbirlerinden altı ay sonrasında, 

Mevduatlar, 334 Milyar TL ve 22 milyar dolar, 

Bankalardaki Menkul Değerler, 202 Milyar TL ve 17 milyar dolar ve 

3 Ocak 2020 tarihinde 1,633 Milyar TL olan, kredilerde de, 632 Milyar TL artmıştı. 

Bu dönemde, Türk İktisat tarihinin en yüksek reel artışları gerçekleşmiştir. 

Halk diliyle söylersek piyasalara oluk oluk para akıtılmış ve semptomları daha sonra ortaya çıkacak hastalıklı büyüme oranları sağlanmıştır. 

Böyle dönemlerde, fiyat istikrarı için TCMB’nin, piyasalarda oluşan bu fazla parayı çekmesi yani sterilizasyon yoluyla denge sağlaması beklenmiştir. 

Doğrusu TCMB sterilizasyon için hiç beklenmedik bir silah olan “döviz satma mekanizması”nı devreye soktu ve bu sayede piyasalardan epey TL çekti. 

Fakat aynı anda, TCMB, döviz satma politikalarının etkisini sıfırlayan politikaları da uygulamaya aldı: a) Bankalardan emanet döviz alıp onlara, yaklaşık 450 Milyar TL verdi b) Piyasadan (bilhassa İşsizlik Fonundan) 90 Milyar TL bono ve tahvil satın alarak piyasalara para sürdü c) Kredi vermeyi teşvik eden politikalar uyguladı vs. 

BDDK da yapması gerekenin tam tersini yaparak Aktif Rasyosu yoluyla, yani tehdit ve ceza yoluyla bankaları kredi vermeye zorladı.  

ASLINDA NE YAPILMALIYDI?  

Hükümetin yayınladığı ilk tedbirleri beğenmediğim için 21 Mart tarihinde “Savruk ve odaksız tedbirler” başlıklı yazıda amaçladığım tümel önerileri hatırlatmak isterim. 

1.Hiç kimse işini kaybetmemelidir. 

2.Hiçbir çek ve senet karşılıksız çıkmamalıdır. 

3.Hiçbir kredi müşterisi temerrüde düşmemelidir 

4.Hiçbir bankanın sorunlu kredileri artmamalıdır ve 

5.Devlet bütçesi aşırı derecede açık vermemelidir. 

Bu yazının devamında ve iki gün sonra yazdığım “Ey hükümet para olup gökten yağ” yazılarında, Hükümetin, BDDK’nın TCMB’nin ve şirketlerin alması gereken tedbirler madde madde ayrıntılandırmıştım. 

Bugün bu maddelere baktığımda neredeyse satır satır her önerinin başarıyla hayata geçirildiğini görüyorum, tek farkla; o da, Hazine’nin KGF’nin üst tazmin sınırını %7’den %15’e yükseltilmesi önerisinin yerine, BDDK’nın Aktif Rasyosunun uygulanmasıdır. 

PARA ARZINDAKİ HER ARTIŞ KENDİ TASARRUFÇUSUNU BULUR 

“İlave para arzı” ister banka kredileri yoluyla, ister TCMB mekanizmaları veya hazinenin borçlanması sonucu oluşsun; belirli bir çevrim sürecinde; önce birilerinin borcu, geliri veya tasarrufu olur; sonra ardışık olarak başka zümrelerin. Bu çevrimin sonunda ilave para arzının tamamı geliri ve kârları artan kesimlerin “tasarruf”una dönüşür. 

Kamu otoriteleri, artan para arzının, hangi kesimin tasarrufu olabileceğini ve bu zümrelerin artan tasarruflarını nasıl ve nerede kullanabileceklerini doğru tahmin etmelidir. 

Aksi takdirde bizim gibi borçlu bir ülkenin yavaş yavaş intiharı anlamına gelen tüketici ürünleri ithalatı veya Dolarizasyon/Altınizasyon artar. 

Yapılması gereken ilk ödev, kazandıkları paraları ithal ürünler için harcamamaları, altın ya da dövize yönelmemeleri için tasarruf sahiplerine, reel faiz vermektir. 

İKİNCİ DALGAYA KARŞI İKİNCİ ETAP TEDBİRLER 

Doğrusu 23 ve 26 Mart’ta yaptığım önerilerin çoğu yerine getirildi. Bugün işten çıkarma yasağına tabi kişilerin maaşının 1.500 TL’ye ve kısa çalışma ödeneği limitlerinin de 2.100 TL ile 5.000 TL’ye yükseltilmelidir. 

Fakat bunlar yeterli değil, işini kaybetmiş veya işsiz ve gelirsiz aynı zamanda bankalardan kredi alamayacak durumda olan, milyonlarca insanın hibe ve yardıma ihtiyacı had safhada. 

Toplam borçların GSYH’ya oranı bir puan, yani 50 Milyar TL artırılırsa kıyamet kopmaz, korkmayın; fakat bu bir puan, ihtimamla ve adaletle dağıtılırsa; işler açılıncaya kadar, mağdur ve mahrumlara ilaç olur. 

YORUMLAR (4)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
4 Yorum