Bütçenin vadettikleri: Ya daha fazla zam ve vergi ya da crowding out
Hükümetin 2020 yılında vergi dâhil toplayacağı bütün gelirler ile yapacağı bütün harcamaları gösterdiği plana kabaca hükümet bütçesi diyelim. Uzakdoğu ülkelerinde bütçenin Gayri Safi Yurtİçi Hasıla’ya, GSYİH’ya oranı genellikle düşüktür: %18-25 arası. Batı Avrupa ülkelerindeyse yüksektir: %30-45 arası. Türkiye bütçesi de GSYİH’nin %20-25’i kadar bir oranla Uzakdoğu ülkeleriyle benzerlik gösteriyor.
Okuyucuya kolaylık olsun diye bütçe tahminlerimi yuvarlayarak özetliyorum: 2020 yılında GSYİH 4.800 Milyar TL ve bütçemiz de GSYİH’nin %25’i kadar, yani 1.200 Milyar TL olacak. Bütçe Gelirleri de en çok 900 milyar TL olabilir. Böylece gelirler ile giderler arasında 300 milyar TL açık oluşacak. Yani GSYİH’nın yaklaşık % 6’sı kadar. Hükümet bu açığı kapatmak için ya borçlanacak ya da hem vergi oranlarını hem de ürün ve hizmet fiyatlarını artıracak.
2020 BÜTÇESİ
Bir giyside ilk düğme yanlış iliklenince gerisi de ardışık olarak yanlış iliklenmiş olur. Sayın Cumhurbaşkanımız umudunu ortaya koymak ve topluma moral vermek için 2020 de %5 büyüyeceğiz diye demeç verince; bütün kamu bu demeci topluma yapılmış geri dönülemez bir vaat ve kendilerine talimat olarak kabul etti.
Sonuçta Kamunun bütün bileşenleri bu %5 büyüme hedefini bir norm olarak kabul etti. Bu değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif bile edilemez %5 büyüme hedefiyle uyumlu olmaya çalışmak, kamu için, artık bir zorunluluk.
Geçen hafta sonu, strateji ve bütçe başkanlığı, SBB, merkezi yönetim bütçe tasarısını açıkladı. Mecburen SBB’de %5 büyümeyi esas almış. Bu gerçekleşmesi gerçekten zor olan büyüme oranı temel verilerden biri olarak belirlenince, bütçenin diğer düğmeleri de yanlış iliklenmeye başlamış oldu.
Hükümet, Strateji ve Bütçe Başkanlığı, 2020 için 942 milyar TL gelir ve 1.082 milyar TL’de gider tahmini yapmış. Aradaki 140 milyar TL’yi de piyasalardan borçlanarak harcayacağım demiş.
Bütçe hazırlayan ekipler her zaman minimum gider ve maksimum gelir hedefleyerek çalışırlar. Böylece siyasi hedeflerle ve ekonominin genel görünümüyle çelişmemeye çalışırlar.
Benim tahminimden 42 milyar TL fazla gelir ve 118 milyar TL’de daha az harcama öngörmüşler.
Bütçedeki bazı gelirlerde öngörülen yüksek artış oranlarının tutarsız olduğu kanaatindeyim. Mesela toplam vergi gelirlerinin %17,2 artması öngörülmüş. Benim tahminim en çok %10. Diğer bazı artış oranları da şöyle: Motorlu taşıtlar vergisi % 22,4. Özel Tüketim Vergisi, ÖTV % 20,6. Motorlu Taşıt Araçları Vergisi % 48. Tütün Mamulleri % 27. Dayanıklı Tüketim Malları % 38,1. Gümrük Vergileri %17,8. İthalde Alınan KDV %25,1. Harçlar %34,3. Hazine portföy ve İştiraklerinden %38,1.
Ilımlı bir iktisadi faaliyet ortamından bu kadar yüksek oranlı gelir artışı beklemek gerçekçi midir?
Gider artış oranları da gerçekçi değil ve daha yüksek gerçekleşecek. Çünkü zaten bu yıl en az 1.020 milyar TL harcama gerçekleşmiş olacak. 2020 yılında bütçe harcamaları için öngörülmüş olan 1.082 milyar TL bana gerçekçi gözükmüyor.
MAASTRİCHT KRİTERİ
Bütçeyi hazırlayan arkadaşların bütçeyi hazırlarken dikkate aldıkları ikinci bir oran da Maastricht Kriterleridir. Bu kritere göre bir ekonominin sağlıklı olabilmesi için en çok GSYİH’nin %3’ü kadar bütçe açığı verilmesi gerekiyor. Benim tahminimin %6’yı bile geçtiğini tekrar hatırlatırım.
Yukarıda yaptığım %6 bütçe açığı tahmini ile Maastricht Kriterleri arasındaki %3’ü, yani yaklaşık 150 milyar TL bütçe açığını kapatmak için hükümet hem gelirlerini artırmak hem de giderlerini azaltmak zorunda. Bunu nasıl sağlayabilir? 2020 yılında ücretlere tahmin edilen gelecek dönem enflasyonu kadar, yani daha az, zam vererek; ürün ve hizmetlere yüksek zamlar yaparak ve vergileri artırarak sağlamayı denemek zorunda.
Eğer bu zamları yapmaz ve vergileri artırmazsa, borçlanmak zorunda kalacak ve borç piyasalarında “crowding out effect” yani dışlama etkisi yaşanacak. Tartışacağız.