Daha fazla tüketerek değil üreterek büyümek
Tüketim seviyesi sabitken, tüketilen ithal ürünlerin bir kısmının ithal edilmeyip yurtiçinde üretilmesi; keza, üretim artarken tüketimin daha az artması, sabit kalması veya azalmasıyla,üretilen ürünler daha fazla miktarda yurt dışına ihraç edilirse;o ekonomide, üreterek büyümek mümkün olabilir.
Peki, ihracatı artırmak veya ithal ikamesi oluşturmak istenmesine rağmen, yeterli üretim yoksa ne yapılabilir?
Cevap: Yatırım
Salgın, Türkiye’de üretilen ürünlere talebi arttırdı. Fakat bir süre sonra görüldü ki Türkiye’nin üretim kapasitesi sınırlıymış yani aslında yurtdışına satacak ilave malı yokmuş veya azmış. (Rekabetçi kur uygulamalarının Türkiye’de niçin tam çalışmadığının temel sebebi bu olgudur)
Plastik hammaddede, MDF’de, cam eşyada, gübrede ve diğer bazı sektörlerde açık, bariz bir şekilde görüldü.
Çimentoda kapasite fazlası var, ohariç; diğer pek çok sektörde yatırım yapma ihtiyacı olduğu çok açık; peki, faizler bu kadar yüksekken yatırım yapmak mantıklı bir davranış mıdır?
Faizlerin yüksek olduğu bir ortamda harcamaların, bilhassa yatırım harcamalarının azalacağı varsayılır. Fakat Kasım ayından bugüne kadar faizler devamlı yükselmesine rağmen, Türkiye, büyüme oranlarında rekor üstüne rekor kırıyor; üstelik makine ve teçhizat yatırımları büyümenin en önemli bileşenlerden biri.
Soru: Madem yatırım ihtiyacı had safhada, acaba, Türkiye’de yatırım yapılıyor mu?*
YATIRIMLAR NİTELİK DEĞİŞTİRİYOR
Son beş yılın ilk yarısında GSYH hesaplarına göre sabit sermaye oluşumu için yapılan harcamalar toplam harcamaların,
2017 %30,1
2018 %30,6
2019 %27,0
2020 %27,0
2021 %28,7’si şeklinde gerçekleşmiştir.
Sabit sermaye için yapılan harcamalar, 1)konut dâhil inşaatı 2)makine ve teçhizat + silah sistemlerini ve 3)diğer makine ve teçhizat + silah sistemleri ile diğer kalemlerden oluşuyor.
Son iki yılda yatırımın kompozisyonunda inşaatın aleyhine önemli bir değişim oluşmuş.
İnşaat harcamalarının, yatırım harcamalarından aldığı pay:
2017 %57,5
2018 %57,8
2019 %52,2
2020 %46,0
2021 %43,7
Tabloya göre inşaat harcamaları 2018 yılına göre 14,1 puan azalmış. Öte yandan makine ve teçhizat yatırımlarının aldığı pay artmış gözüküyor.
Orta Vadeli Plan, 2021 yılında GSYH’yı 6,648 milyar TL ve ortalama dolar kurunu da 8,30 TL olarak tahmin ediyor.
Eğer yılın ikinci yarısı da, yılın ilk yarısı gibi geçerse, yatırım harcamaları, bu yıl, 1 Trilyon 908 milyar TL’ye ulaşacak.
Bu yatırım harcamalarının % 56,3’ü yani 1 Trilyon 74 milyar TL’si de, makine ve teçhizat ile diğer yatırımlara gitmiş olacak yani 129,4 milyar $.
Yani, GSYH’nın %16’sı makine ve teçhizat + silah sistemleri + diğer harcamalara gidecek.
Cevap*: Evet, sıfırdan değil fakat genişleme ve büyüme yoluyla Türkiye’de yatırım yapılıyor.
Bu müthiş dönüşüm son yirmi yıldır, galiba ilk defa yaşanıyor.
HÜKÜMET HÜKÜMETE KARŞI
Faiz oranlarının çok yüksek olduğu bir ortamda, makine ve teçhizat yatırımlarının yüksek oranda artması nasıl mümkün olabiliyor?
Cevap: Değeri bir milyon $ ve üzeri yatırımlar, bu yıl, uzun vadeli TL kredi kullanmadığı için.
Firmalar bu yatırımları dövizle ve en az üç yöntemle finanse etmiş olabilirler: Şirketin ve/veya ortakların birikimleriyle, yurtdışı satıcı kredisiyle veya yurtiçi bankalardan alınan döviz kredileriyle.
En doğrusu da, bu enstrümanların hepsinin bileşimiyle.
Son bir yılda kullandırılan bütün $ kredilerinin ortalama faizi %3,6.
Yani yapılmakta olan yatırım harcamalarının TL kredi talebi yok; TL faiz oranlarıyla doğrudan bir ilişkisi yok.
Bu yatırımcıların istemediği tek şey istikrarsızlık kaynağı olabilecek politikalardır. Örnek, TCMB’nin erken faiz indirimesi. Çünkü faizler, bu şekilde inerse kurların yükseleceği kesindir; bu da,döviz cinsi borçları nominal olarak artıracak ve firma bilançolarının görünümünü bozacaktır.
Faiz indirimleri sadece tüketimi artırır. Hükümet tüketimi artırmayı mı hedefliyor? Hayır. Hükümet cari açığın artmasını mı istiyor? Hayır. Hükümet enflasyonun artmasını mı istiyor? Hayır. Peki, işsizliğin? Hayır
Peki, Hükümet ne istiyor?
Galiba hükümet yetkilileri de niçin faiz indirmeleri gerektiğini bilmiyor.