Keşke Sayın Cumhurbaşkanımız…

Keşke Sayın Cumhurbaşkanımız yüksek faize karşı yükselttiği itirazlarını aynı çoşku ve öfkeyle cari açığa karşı da yükseltseydi.

Keşke ülkeye sıcak para yağmasının bir bedeli olacağını anlasa ve tedbir alsaydı.

Keşke ithalatçıların sanayicileri batırma stratejilerine direnseydi.

Keşke kamuda aleni, toplumda örtük bir “yerli mal” tüketim seferberliğini çok önceden ve daha detaylı yapsaydı.

Ekonomiyle ilgili bu ve benzeri “keşke”lerin gereği yapılsaydı, Türkiye ekonomisi bugün olduğundan daha güçlü olurdu.

Sayın Cumhurbaşkanımızın döneminde, 2003-2020, yeterince üretmediğimiz için imalat sanayinin GSYH’daki ortalama payı artmadı: %16,9.

2021 ilk altı ay %22,1.

Üretmeyip yurtdışından satın aldığımızda, dış ticaret açığı veririz. 15 yıllık dış ticaret açığı 768 milyar $.

Daimi ve yüksek dış ticaret açığı cari açık oluşturur. 15 yıllık cari açık 528 milyar dolar.

Cari açık dış borçları artırır. 450 milyar dolar

Dış borçlarda aşırı artışı, borç geri ödemeleri konusunda soru işaretleri oluşturur, bu da, ülkenin reyting notunu aşağı çeker. FITCH’in son notu: BB-, görünüm durağan, nitelik çöp.

Reyting notları düşünce, CDS kredi sigortası primleri yükselir. %3,8.

CDS primleri yükselince dış borç faizleri artar. Hazinenin dış borçlanma faiz, ortalama %6, bazı şirketlerin %8

Sonuçta Türkiye dış borç/GSYH oranında %63’le akranları arasında dünyanın en borçlu ülkesi olmuştur.

DIŞ BORÇ AZALTILACAĞINA…

Bütün bu olup bitenlerin tek çözüm mercii olan Sayın Cumhurbaşkanımız, bu yıl salgın sayesinde rayına girmiş olan ekonomiyi (14 Eylül köşe yazısı), sanki, tekrar zor duruma düşürmek için “faizleri düşürün” talimatı verdi.

Keşke aynı tehditkâr üslupla “dış ticaret açığını düşürün” talimatı verseydi, vermiyor; sebebini bilmiyorum; yukarıda yaptığım analiz benzeri bilgiler mi önüne konmuyor yoksa işin farkında mı değil, belli değil.

Nedense faizler inince, ekonominin bütün dertlerinin sona ereceğine dair bir inancı var Sayın Cumhurbaşkanımızın.

Burada defalarca yazdım: TCMB’nin olmadık durumlarda faiz indirmeye zorlanmasının “dini ve akli bir temeli” yok, hatta etik değil.

İlaveten geçen yazıda da yazdım, yüksek faizlere rağmen, yılın ilk altı ayında, o kadar çok makine ve teçhizat yatırımı yapılmış ki hayretler içinde kaldım.

Yani TL faizler, Türkiye’de fiziki yatırımların tek açıklayıcı değişkeni değil.

Fakat düşük TL faizler artan tüketimin, artan ithalatın, artan dış ticaret açığının, artan dış borçların ve enflasyonun en önemli “açıklayıcı değişken”idir.

Faizler inince insanlar daha çok tüketiyor; üretim kapasitemiz yeterli olmadığı için de ithalat artıyor. Yani faiz düşüşü yurtdışındaki fabrikalara verilmiş siparişlere dönüşüyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın yurtdışındaki fabrikalara avantaj sağlamak için faizleri indirmeye çalıştığına kim inanır.

Şimdi bütün bürokrasi, Sayın Cumhurbaşkanımızın verdiği “faizleri indirin” talimatını yerine getirmek amacıyla her şeyi yapmaya çalışıyor. Umarım, Sayın Murat Uysal dönemindeki gibi, yan yollara sapıp “el altından döviz satma” benzeri işlere kalkışmazlar.

TCMB başkanı enflasyonla mücadelede “yalnız kalıyorum” söylemini dillendirince, otomobillerde elli bin TL indirim sağlayacak bir uygulama yapıldı. Başkan bunun yetmeyeceğini anlayınca da, ben enflasyon derken “çekirdek enflasyon”u kastediyorum, manşet enflasyonunu değil dedi.

Çekirdek enflasyon: “Yağmur yağmıyor ve yaş sebze ve meyve mahsulü az oluyor ve fiyatlar artıyorsa yapabileceğim bir şey yok, bu, TCMB’nin suçu değil; enerji fiyatlarını da etkileyemem; ilaveten, kamu tarafından yönetilen yönlendirilen ürün fiyatları da benim emrimde değil, ben de bunları çıkarıp enflasyonu öyle hesaplıyorum” demektir, mealen.

Yetmedi BDDK bankalarla toplanıp “daha az kredi verelim” kararı aldılar.

Dün de TCMB döviz hesapları için zorunlu karşılık oranlarını artırarak piyasadan en az otuz milyar TL para çekme kararı aldı, böylece, piyasada para sıkışıklığı oluşturarak kredilerin ve dolaylı olarak da enflasyonun artışı engellenecekmiş.

Her şey TCMB’nin bu ay faizi indirmesi için.

Niçin? Bilen yok.

YORUMLAR (10)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
10 Yorum