Nasıl büyüdüğümüz en az ne kadar büyüdüğümüz kadar önemlidir

Türkiye bu yılın üçüncü çeyreğinde %6,7 büyüdü.

Son bir yıl verileri;

2019 yılı 4. Çeyrek: % 6,4,

2020 1. Çeyrek: % 4,5, 2. Çeyrek: % (-) 9,9 ve 3. Çeyrek: % 6,7 olarak gerçekleşti.

Böylece “son bir yılda” Türkiye yıllık % 1,72 civarında büyümüş oldu.

Eğer Aralık ayında çok olumsuz gelişmeler yaşanmazsa, bu yılın son çeyreğinde de büyüme devam edecek ve 2020 yılı %1 civarında bir büyümeyle kapanacak gibi görünüyor.

Çünkü burayı rakamlara boğmadan söylersek; kredi kartları ile yapılan harcamalar artıyor, EFT adet ve hacmi artmaya devam ediyor, elektrik üretim ve tüketimi artıyor, karşılıksız çek ve protestolu senet sayısı ve hacmi azalıyor ve ihracat siparişleri artmaya devam ediyor vs.

Başta Çin olmak üzere bazı Uzakdoğu ülkeleri hariç, bu yıl büyümeyi pozitif bir rakamla tamamlayacak ülke yok gibi.

Türkiye’nin ekonomik birimlerinin krizler konusunda genetik hafızası güçlüdür. Kriz kapıdan göründüğünde hızla büzülüp tedbir alıyor ve “kamunun da desteğiyle” krizden çıkarken de gerilmiş bir yay gibi hızla açılıyor.

DENGELİ BÜYÜMEK İYİDİR

Büyümenin niteliği ve kompozisyonu en az büyümenin kendisi kadar önemlidir. Eylül sonu itibarıyla oluşan 27 milyar dolar cari açık yılsonunda 30 milyar doları aşabilir.

Türkiye, 2021 yılında da 30 milyar dolar cari açık verebilir mi? Veremez. Çünkü finansal sıhhati iyi değil ve cari açık vermeye devam ederse hastalanacak ve yatağa düşecek; hastalanırsa, yani dış ödemelerinde bir sıkıntı oluşursa, yoğun bakım doktorları olan IMF yetkililerinin ona iyi davranacağına dair de hiçbir garanti yok.

Her yıl 1.300.000 bebeğin doğduğu, üniversite ve yüksekokullarından bir milyon civarı öğrencinin mezun olduğu bir ülkenin büyümekten başka çaresi yok.

Büyümek yatırım yapmaktan geçer, yatırım kararı, güçlü yurtiçi ve yurtdışı tüketim talebiyle uyarılır. Bu talepler ya yurtiçinde üretilmeyen ürünlere olur, bu durumda, bu ürünler ithal edilmektedir; yeni yatırımlar, yurtdışındaki üreticiler ile yurt içindeki ithalatçıların yerine ikame olmayı amaçlar.

Talepler yurtiçinde üretilen ürünlere de olabilir, iç ve dış talep çok güçlü olursa, yurtiçi üretim kapasitesi toplam talebe yetmez veya gelecekte yetmeyebilir; bu durumda ya mevcut tesis sahipleri genişleme yatırımları yapar ya da sektöre yeni iç ve dış yatırımcılar girer.

Yatırım yapmak, yatırım harcaması yapmak demektir; harcama da önce bir başkasının gelirine sonra da tasarrufuna dönüşür. Yani yatırımlar tamamlanmadan önce de, yaptıkları yatırım harcamalarıyla ekonomik büyümeye katkı sağlarlar.

Yatırımların faydasını bilmeyen yoktur bu yüzden uzatmaya gerek görmüyorum.

DENGESİZ BÜYÜMEK FELAKETİMİZ OLUR AĞLARIZ

Türkiye tüketici ürünleri veya yarı mamulleri ithal ederek cari açık veriyor, cari açık vererek, yani yurtdışından tüketici ürünleri ithal ederek, büyümeye çalışmak zarar vericidir.

Cari açığı artırıcı büyüme eninde sonunda finansal dengesizlikler oluşturur ve büyümeye sekte vurur.

Dengesiz büyümenin tek olumsuz çıktısı cari açık değildir, en az cari açık kadar tehlikeli ve dengesizlik oluşturucu ikinci faktör de enflasyondur.

Aşırı kredinin tetiklediği aşırı talep, başka bazı yanlış politikalarının ve alınmayan makro ihtiyati tedbirlerin de yardımıyla, mutlaka finansal dengesizlik oluşturur; bir taraftan kurlar artarken aynı anda veya bir döngü içinde fiyat istikrarı bozulur ve ardışık olumsuz etkiler tetiklenir.

Dar para arzı dediğimiz banknot (+) madeni para (+) bankalardaki vadesiz mevduat toplamı, yani M1, TCMB Ekim verisine göre % 94 artmış durumdadır. Bu bize enflasyon tehlikesinin çok güçlü bir şekilde devam ettiğini gösteriyor.

Şu anda bankalarda 1,2 Trilyon TL cari hesap bakiyesi var, cari hesap demek, ne yapılacağı veya nereye harcanacağı henüz belli olmayan paraların getirisiz olarak bekletilmesi demektir.

Eğer bu paralar tüketim harcamalarına aktarılırsa enflasyon artar; ihracata yönelik yatırım harcamalarına aktarılırsa sağlıklı büyüme olur.

Sonuçta, para arzının büyümesi ekonomiyi hem büyüttü hem de kur artışları ve enflasyon mikrobuyla hasta etti.

 

YORUMLAR (16)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
16 Yorum