Sayın Cumhurbaşkanımıza faizle ilgili bir rapor yazsam…

Piyasalar, nihai pozisyonlarını belirlemek için TCMB’nin 15 Nisan’daki faiz kararını merakla bekliyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın, bu metindeki kaygılarını paylaşıyorum fakat veri ve analizlerin ima ettiği hakikatler biraz farklı.  

“Yüksek faiz sebebiyle üretimin, ticaretin, istihdamın temsilcisi olarak sizler sahada yaşananların tercümanı olarak karar vericilere yol gösteriyorsunuz. Zira yüksek faizin nelere mal olduğu ortada. Yüksek faizle bizler gerçek anlamda yatırım yapabilir miyiz? Sizler bu işin içindesiniz. İstihdam üretebilir misiniz? Mümkün değil. Üretim yapabilir misiniz? Mümkün değil. İhracata yönelik adım atabilir miyiz? O da mümkün değil. Bizim bu noktada dikkatli olmamız lazım ve yüksek faize yatırımcımızı ezdirmememiz gerekiyor.” 

Veri ve Analizler, 

1-  Türkiye Reel Sektör şirketlerinin, borçlarının aktiflerine oranı %71’dir. 

Akran ülkelerde, reel sektörün borç aktif oranı bu kadar yüksek olan başka bir ülke yoktur. Onların özkaynak oranı daha yüksektir. 

2- Veriler bize, reel sektör şirketlerinin borçlarının azaltılması için az şey yapıldığını gösteriyor. 

Türkiye’de birikimi olan gerçek ve tüzel kişiler, yaklaşık olarak, birikimlerinin %70’ini mevduat veya katılım hesaplarında, %25’ini tahvillerde ve %5’ini de pay (hisse senedi) piyasalarında değerlendiriyorlar. 

Pay piyasası büyütülmediği için, Türk Reel Sektörü işlerini hep “borç” alarak çeviriyor. 

Bundan dolayı şirketler “kredi alma şartları”nın sıkılaştırılmasına karşı çok hassaslar, faiz oranlarına karşı daha az hassaslar. 

Bir bankacı ve kredici olarak şunu söyleyebilirim: Türk reel sektörü borçlanmayla ilgili “istiap haddi”ni doldurmak üzeredir ve piyasa şartlarında borçlanarak yatırım yapmaları zorlaşmıştır. 

3- Yine de, Türkiye reel sektörünün ödediği finansman giderlerinin (faiz ve kar payı giderleri) toplam giderler içindeki payı sanıldığı kadar yüksek değildir. 

2014 -2019 dönemi reel sektör finansman giderlerinin, toplam satışlara oranı %3,70’tir. Daha önceki on yıllık dönemde bu oran, %2 civarında oluşmuştur. 

Son beş yıla ait Gelir Tablosu yüzdelik oranları yaklaşık olarak şu şekildedir*: 

Net Satışlar                   100 

Satılan Malın Maliyet     82,3 

Diğer giderler                10 

Finansman Giderleri     3,7 

Vergi Öncesi Kâr           4 

*Kaynak: TCMB sektörel bilançolar ve Ticaret Bakanlığı verileri 

4- Faiz indirimleri ve bol kredi yatırım harcamalarını değil tüketim harcamalarını artırıyor. Türkiye’de faiz indirimlerinin yapıldığı gün, piyasalarda bir hareketlenme başlar fakat yatırımcıyı hemen yatırıma yönlendirmez. 

Faiz indirimleri, yatırım harcamalarını, artan tüketim üzerinden dolaylı ve zamana yayılmış olarak etkileyebilir. Bu etkinin süresi iki ila beş yıl arasında değişir. 

Tüketim talebinin kalıcı olduğuna inanan yatırımcılar, fizibilite çalışmalarına başlayabilir.  

5- Gelin görün ki, Türkiye de talep gören tüketim ürünlerinin çoğunluğu ithaldir: Otomotiv, petrol, bilgisayar, telefon, televizyon, yurt dışı tatil vs. gibi. Yani yatırımlar artsın diye indirilen faizler Türkiye’deki fabrikalardan çok yurt dışındaki fabrikalara yarar, onların kapasitesini artırır. 

Bu da önce cari açığımızı ardından da döviz kurlarını artırır; kurlar maliyet enflasyonunu ve enflasyon da, kaçınılmaz olarak faizleri. 

6- Türkiye Bankalar Birliği verileri ve tecrübeler, yatırım değeri bir milyon dolar ve üzeri olan yatırımların %90’ının finansmanının dövizle yapıldığını gösteriyor. 

Dövizle yapılacak bir yatırım için Türk bankaları bir yıl ödemesiz dönem ve ardından da beş yıllık vade yapabiliyorken; Avrupa bankalarında yatırım kredilerinin vadesi, ilk iki yıl ödemesiz olmak üzere on beş yıla kadar uzayabiliyor. 

Türk bankalarında uzun vadeli kredi olarak verilebilecek bir TL kaynak yoktur. Çünkü TL mevduat ve katılım hesaplarının ortalama vadesi 32 gündür. 

Ara Sonuç: Veriler ve analizler faiz oranlarının yatırımlara doğrudan etkisi olmadığını gösteriyor. Yatırım ortamı ve gelecekle ilgili öngörüler, galiba yatırımcılar için daha önemli. 

TCMB faizlerinin dini boyutu, diğer etkileri ve bazı önerilerimi Salı günü sunacağım. 

YORUMLAR (12)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
12 Yorum