Bu manyağı durduracak bir güç yok mu?
Suriye katili Esad’ın Doğu Guta’ya düzenlediği ve 78 kişinin hayatını kaybettiği kimyasal saldırıda yürek burkan sahneler yaşanıyor. Hayatını kaybeden sivillerin çoğunluğunun gözünün açık olduğu, ağız ve burunlarından beyaz köpükler geldiği görülüyor.
Gazetelerde de resmi yayınlanan bir baba kızının başında ağıt yakıyor: “Kızım beni affet. Bak sana ne aldım bak. Hadi uyan, yüzünü göreyim. Kalk kızım ‘bana çikolata getir’ deyiver yeniden.” Bu nasıl bir acıdır Allah aşkına... Bu manyağı durduracak bir güç yok mu bu dünyada?
***
Bütün dünya oturmuş seyrediyor, birkaç cılız tepki dışında onurlu bir ses yükselmiyor. BM Güvenlik Konseyi Fransa’nın teklifi üzerine toplandı ama henüz bir sonuç yok. Yani bildiğiniz hikaye, çocuklar kimyasal gazlarla öldürülürken masalarda satranç oynamaya devam...
Amerika’yı, Avrupa’yı anlıyoruz, ölenler nasıl olsa onların çocukları değil. Bu cinayetin fili ortakları Rusya ve İran’ın keyfi yerinde. Her şey o kadar açık ki bombaları, silahları Rusya veriyor, Esad da katlediyor. Türkiye’ninse eli kolu bağlı, yapabileceği bir şey yok. Rusya şimdiden, Türkiye’nin teröre karşı önemli bir başarı elde ettiği Afrinle ilgili konuşmaya başladı bile... Rusya’dan yapılan son açıklamada, Türkiye’nin Afrin’i Esad rejimine teslim etmesi gerektiği belirtildi. Muhtemelen Rusya aba altından sopa gösteriyor: “Eğer Doğu Guta’daki katliam konusunda sesini yükseltirsen Afrin’de sıkıntıya düşersin...” Maalesef Batı dünyasıyla ilişkilerinde problemler yaşayan Türkiye, Suriye’de yalnızdır ve bütün sorunları tek başına göğüslemek durumundadır. Bu yüzden de tepkilerimizi Rusya’yı ürkütmeden yapmak zorundayız...
Bu tablo karşısında kim sesini yükseltebilir ki... Rusya ve İran’la yaptığımız üçlü ittifak Esad’ın önünü sonuna kadar açmış bulunuyor. Sonuç itibariyle Esad’a katliam vizesini veren de, kanlı zaferlerinin teminatı Rusya’dır. Ancak hemen belirtmek gerekiyor ki, rejimin her geçen gün alan genişlettiği bir ortam, aynı zamanda Türkiye’nin endişelerini de büyütmektedir. Evet Türkiye Afrin harekatıyla YPG’nin önünü kesmiştir, ancak bütün bu belaların kaynağı olan Esad’ın şeytani planları devam etmektedir.
Sırtını Rusya ve İran’a dayayan Esad da biliyor ki, artık bu dünyada onu durdurabilecek hiçbir güç yok. Haydutlarla kol kola bu coğrafyada elini kolunu sallayarak dolaşan bu manyak, istediği kadar çocuk öldürebilir, kimyasal silahlarla insanları zehirleyebilir. Esad rejimi son dönemde önce Halep, şimdi de Doğu Guta’da gerçekleştirdiği katliamlarla Sünni nüfustan arındırdığı bir Suriye’ye doğru emin adımlarla ilerliyor.
Bu arada ABD Başkanı Trump Twitter’den Guta’daki kimyasal saldırıyı kınadığını açıkladı ve Esad için “Hayvan bunun bedelini ödeyecek” ifadelerini kullandı. Rusya ve İran’ı da saldırının ortağı olmakla suçladı. Trump daha sonra bir adım daha attı ve Beyaz Saray’daki kabine toplantısının açılışında gazetecilere “Rusya mı, İran mı, Suriye mi, yoksa hepsi birlikte mi, buna karar vereceğiz” diyerek bir bakıma müdahale sinyali verdi.
***
Açıklama elbette iyi ama, bunun bir yaptırıma dönüşüp dönüşmeyeceğinden emin değiliz. Zira geçmişte de Amerikan yönetimi benzer şekilde sert açıklamalar yapmış ama sonu asla gelmemişti.
Biliyorum birileri Amerika’dan medet ummanın eziklik olduğunu, hatta Amerikancı bir tavır olduğunu söyleyecektir. İyi de bu manyağı kim durduracak?
Diyelim ki Amerika’nın ve Avrupa’nın bu işlere karışmasını istemiyoruz, peki Rusya Esad’ı durdurabilir mi, ya da durdurur mu? Niye durdursun ki, zaten Esad’ı şımartan ve koruma altına alan Rusya değil mi? Bu durumda elimizde sadece Müslüman ülkeler kalıyor. Dünyada hiçbir saygınlığı ve gücü olmayan, insan hakları ve özgürlüklerin olmadığı, despotizmin zirve yaptığı zelil durumdaki Müslüman ülkeler mi Esad’ı durduracak? Herhalde yeryüzünde bundan daha saçma bir beklenti olamaz.
Eğer ahmaklar sürüsü olarak ortalarda dolaşan Müslüman ülkelerden hala medet uman birileri varsa, hemen gidip akıl sağlığını kontrol ettirmesinde yarar olabilir.