Eğer yargıya güven zedelenirse...

Üç milletvekilinin dokunulmazlıkları parlamentoda kaldırıldığında bir kez daha gördük ki, aslında 90’lı yolların vesayetçi anlayışından bir adım ileriye gidememişiz. O günlerde vekilleri yargının insafına terk etmiştik, bugün de aynı şeyleri yapıyoruz.

Esas itibariyle, bugün millet iradesine karşı yapılan tarihi hatanın kökleri 2016 yılına dayanmaktadır. Zira Avrupa hukuk normlarına aykırı bir şekilde yapılan Anayasa değişikliği ile parlamenterlerin yasama dokunulmazlığı kaldırılarak millet iradesinin üzerine yeniden yargı vesayeti getirilmiştir. Ne yazık ki o gün başlayan yanlış hem seçilmişleri yargının insafına terk etmiş, hem de yargının güvenilirliğini derinden yaralamıştır.

Oysa o günlerde Avrupa Konseyi’nin danışma komisyonu niteliğinde olan Venedik Komisyonu, Türkiye’de parlamenterlerin yasama dokunulmazlığı konusunda mayıs ayında yapılan anayasa değişikliğini “Avrupa hukuk normlarına aykırı” bulup, geri çekilmesini istemişti.

Bir ülkede parlamenterler için yasama dokunulmazlığının gerekli olup olmadığının her şeyden önce yargı sisteminin bağımsızlık ve tarafsızlığına bağlı olduğunu hatırlatan Komisyon, 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana Türk yargısının eskiye oranla daha zor durumda olduğunu not edip, dokunulmazlıkları kaldırılan 139 vekilin çoğu hakkındaki dosyaların darbe girişimi sonrası tutuklanan veya görevden uzaklaştırılan savcılar tarafından hazırlandığına dikkat çekmişti.

En son üç milletvekilinin dokunulmazlıklarının kaldırılarak cezaevine gönderilmesi tarihe Meclis’in ayıbı olarak geçecektir ama, aynı zamanda yargıya olan güveni de zedelemeye devam edecektir. Zaten epey bir süredir yargıya olan güvenin giderek azaldığı dikkate alındığında, hepimiz için hayati bir öneme sahip olan yargının güven tazelemesi hiç kolay olmayacaktır.

Bu konuda Denge ve Denetleme Ağı’nın, KONDA Araştırma Şirketi’nin 2010-2019 yıllarında yaklaşık 267 bin kişiyle yaptığı yüz yüze görüşmelerin sonuçlarından hazırladığı Türkiye’de Demokrasi Talebi Raporu’nda vatandaşların yargıya bakışına ilişkin çarpıcı veriler yer aldı. Rapora göre Türkiye’de 10 kişiden 6’sı yargı sisteminin doğru çalışmadığını düşünüyor. İki kişiden biri mahkemelerde çıkar karşılığı iş yapıldığı görüşünde. Raporun sonuçlarına göre yolu mahkemeye düşen 10 kişiden üçünün hukuk sistemine güveni azaldı.

Denge ve Denetleme Ağı Genel Direktörü Hayriye Ataş, “Rapordaki veriler, vatandaşların hukuk sisteminden beklentileri ile hukuk sistemine duyulan güven arasında büyük bir uçurum olduğunu gösteriyor” değerlendirmesinde bulundu.

Maalesef şimdi geldiğimiz noktada bir taraftan milli irade gücünü kullanmak adına seçilmişler yargının insafına terk edilirken, bir taraftan da yargı artan oranlarda devletin yoğun baskısı ve kuşatması altına alınmış bulunuyor.

Türkiye’nin evrensel hukuk normları açısından bugün geldiği nokta maalesef endişe vericidir. Bilindiği gibi Dünya Adalet Projesi, her yıl “Küresel Hukuk Üstünlüğü Endeksi” düzenliyor. Buna göre Türkiye, 2019 Hukuk Üstünlüğü Endeksi’nde (Rule of Law Index) 126 ülke arasında 109. sırada yer alıyor. Bu hepimiz için ibret alınması gereken bir tablodur.

YORUMLAR (30)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
30 Yorum