Erdoğan’ın arkasına saklanıp fitne üretmek
Avrupa Birliği ile tam üyelik müzakerelerini başlatan, müthiş demokratikleşme hamleleri gerçekleştiren, ekonomik ve siyasal anlamda Türkiye’yi dünyaya açan AK Parti’nin kesintisiz 14 yıllık iktidarını tamamlamak üzere olduğu şu günlerde bu partinin etrafında müthiş savrulmalar ve fırtınalar yaşanıyor.
Epey bir süredir AK Parti’nin çevresinde kaçak yerleşim bölgeleri oluşturan bir kesim, 14 yılda gerçekleştirilen devrimleri adeta inkar edercesine bir yıkım faaliyeti sürdürüyor.
***
Ne ve kim adına yaptıklarını anlamak mümkün değil ama bu yıkım ekibinin durmaya hiç niyeti yok. Son derece milliyetçi, hatta yer yer şovenist bir dil kullanarak Türkiye’nin bütün siyasi ve ekonomik ittifaklarına saldırmayı ve dünyaya meydan okumayı milli bir vazife olarak görüyorlar.
Ne zaman “Dostlarımızın sayısını artıralım, düşmanlarımızı azaltalım” şeklinde bir ifade kullanmaya kalksanız, bu tayfa hemen “İşte bunlar müstemlekeci aydınlar, Türkiye’yi ve Tayyip Erdoğan’ı yıkmaya çalışan üst akılla birlikte hareket ediyorlar ve ihanet içindeler” mealinde sayıklamalarla saldırıya geçiyorlar. Bu arada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da İslam İşbirliği zirvesinde yaptığı konuşmada “Dostlarımızı artırıp düşmanlarımızı azaltalım” ifadelerini kullandığını bir tarafa not etmekte yarar var.
***
Bu nasıl bir zihinsel deformasyondur ki bir taraftan Tayyip Erdoğan’ı ve AK Parti’yi koruma adına herkese saydıracaksınız, bir taraftan da Türkiye’nin dünyada marka değerini yükselten Erdoğan’ın gerçekleştirdiği demokratik devrimlerden habersiz olacaksınız.
Normalde bu sayıklamaların derin bir cehaletin ürünü olduğunu söyleyip geçebiliriz. Ama burada cehaletten öte başka bir marazi durum var. Özellikle de ‘medya trolcülüğü’nden ekmek kazanan bazı kalemler, arakladıkları yeni Türkiye şemsiyesinin altına gizlenerek AK Parti’yi dizayn etmek gibi pis bir fitnecilik mesleğini icra ediyorlar. İnsani ve ahlaki anlamda ar damarları çatlamış bulunan bu kifayetsiz muhterisler seviyesizlikte kelimenin tam anlamıyla dip yapmış durumdalar. Aslında bu fitnecilerin ne yazdıklarının, ne de söylediklerinin hiçbir kıymeti harbiyesi yok. Ancak bu fitne üretimini Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı korumak adına yaptıkları iddiasında olmaları gerçekten aklı ve vicdanıyla hareket eden herkesi isyan ettirecek bir durum. Nitekim Başbakan Ahmet Davutoğlu da bu seviyesizliğe dayanamadı ve Salı günkü grup toplantısında çok net bir ifadeyle şu uyarılarda bulundu: “Bazıları rahatsız oluyor. Onların gıdası nifaktır... Bu aziz davaya medya üzerinden hiza verilebileceğini zannediyorlar. Geçti o günler. Kimse AK Parti’yi medya üzerinden dizayn etmeye çalışmasın.”
***
Şimdi gücün arkasına saklanarak AK Parti dahil her şeyi dizayn edebileceğini sanan, Türkiye’nin Avrupa ve Amerika dahil değişik ülkelerle kurduğu ilişkileri bir nevi müstemlekecilik olarak gören bu aklı kıt tayfaya bir kere daha hatırlatmakta yarar var; beyler farkında mısınız bilmem ama dünya dönüyor... Hiç uzağa gitmeye gerek yok, Türkiye’nin yakın tarihine bakarsanız güç üzerinden ayar vermeye çalışan muktedirlerin yerlerinde bugün yellerin estiğini rahatlıkla görebilirsiniz.
Allah öyle büyüktür ki, öyle bir gün gelir ki bugün tepelemeye çalıştıklarınızın bir bardak suyuna bile muhtaç duruma düşebilirsiniz.