Erdoğan’la hesaplaşma değil aptallık hikayesi
15 Temmuz’daki Pensilvanya teröristlerinin saldırısı ile ilgili olarak gerek yurt dışındaki belli medya merkezlerinde, gerekse içeride fısıltı halinde kulaklara üflenen şeytani bir ‘kurgusallık’ fitnesi var ki doğrusu akıllara zarar.
***
Maalesef özellikle Avrupa ve Amerikan medyası 15 Temmuz darbesinde de yine sınıfta kalmıştır. Darbe sürecindeki yayınlarını dikkatle incelediğimizde hemen hepsinin derdinin demokratik değerler değil, Tayyip Erdoğan takıntısı olduğunu rahatlıkla görebiliriz. Oysa böyle durumlarda demokratik değerlere inanan herkesin bir tek önceliği olmak durumundadır, o da darbeye karşı olmak... Ne yazık ki genelde Batı medyası da, Batı başkentleri de demokrasi düşmanı bir aygıt olan ‘darbe’ üzerinden Erdoğan’la hesaplaşma hevesine kapılmıştır. Yani sırf hesaplaşma inadı uğruna demokrasiyi değil, darbeyi tercih etmişlerdir. Hemen söyleyelim, eğer bu açık bir düşmanlık değilse eşi benzeri az bulunur bir ‘demokratik aptallık’ hikayesidir...
***
Birazcık zekası ve de içinde hala kırıntı halinde bile olsa insani duyguları olan herkesin görebileceği bir gerçek vardı ki sivil halkı tanklarla ezen, kendi halkına silah çeken, parlamentoyu bombalayan bu üniformalı teröristlerin 15 Temmuz gecesi sergilediği vahşet bir tiyatro değildi.
Bu nasıl bir tiyatro ki Hulusi Akar’ın yaveri Levent Türkkan ifadesinde darbe planlamasının Pensilvanya’nın talimatıyla yapıldığını açıkça itiraf ediyor: “Necdet Özel Paşa döneminde iki yıl Hulusi Akar Paşa, iki yıl da Yaşar Güler Paşa, Genelkurmay 2. Başkanlığı görevini yürütmüşlerdi. Her ikisinin de emir subayı arkadaşım olan Binbaşı Mehmet Akkurt’tu. Mehmet Akkurt da Fethullah Gülen Cemaatinin bir mensubudur. Ses kayıtlarını onunla birlikte yaptık.”
Yaver ayrıca, “Genelkurmay Başkanı Danışmanı Kurmay Albay Orhan Yıkılkan bana darbe planladıklarını, Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar, Genelkurmay Başkanı, Kuvvet Komutanları ve Orgenerallerin tek tek alınacağını, sessiz sedasız işin biteceğini, bu işin 15-07-2016’yı 16-07-2016’ya bağlayan gece saat 03:00’te yapılacağını söyledi” diyerek darbenin bütün ayrıntılarını anlatıyor.
Nitekim bir Fethullahçı katliam ekibi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı öldürmek üzere Marmaris’teki oteline gidiyor ve çatışmada bir polis şehit oluyor.
Cumhurbaşkanı’nı Allah korudu... Ya bu katiller Erdoğan’ı öldürseydi, bu da mı kurgunun bir parçası olacaktı? Böylesine adice bir tezvirat olabilir mi Allah aşkına...
Haydi diyelim ki beyinlerini Pensilvanya’daki çıldırmış zata teslim etmiş olan Haşhaşi sürüleri böyle bir yalanı dolaşıma sokmaktan çekinmiyor. Ayrıca beyni boşaltılmış hainlerden başka da bir şey beklenemez zaten. Ya buna inanan aptallara ne demeli, acaba onların da mı beyni boşaltılmış?
Eğer 15 Temmuz gecesi yaşadığımız felaketin hala farkında olmayanlar varsa Pensilvanya’daki o çılgının, darbeye direnen milyonlara hakaretini bir kez daha okumalarını tavsiye ediyorum.
***
Darbe gecesi 250 vatandaşımızı şehit eden üniformalı teröristlerin başı olan ve de kalbinde zerrece insani bir duygu taşımayan o zat aklını kaybetmiş bir şekilde “Varsın bir sürü ahmak bir başarı elde etmiş gibi güle dursun. Düğünler dernekler kursun. O komik durumlarını birer bayram ilan etsinler” diyerek bizzat darbenin içinde olduğunu itiraf ediyor.
Ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı da ölümle tehdit eden bu zat “O da diğerleri gibi kanalizasyona gidecek” gibi lağım kokan ifadelerle esfeli safilinde dip yapıyor.
Biliyorum ahmaklar her zaman ahmaktır, bu yüzden de onlara akıl dairesinde söylenebilecek çok fazla bir şey yok.
Sözün özü, iflah olmaz bir Tayyip Erdoğan karşıtlığı ve tedavisiz bir aptallıkla malul olanlar için yolun sonuna gelinmiştir, zira bu kadar aptallık, aptallara bile hakaret olur...