Şarkılar da olmasa ne yapardık…

Bugün 2022 yılının ikinci günü… Maalesef keyifli bir yıl geçirdiğimizi söylemek mümkün değil. Birilerinin sonu gelmez hırsları yüzünden çok yorulduk, en çok da gönlümüz yoruldu ve 2021’e yüreğimize dokunan sayısız acılarla veda ettik. Özgürlüklerimiz her gün biraz daha eksilirken, vicdanlarımız kirlenirken, ekmeğimiz küçülürken yeterince şarkılarımızın sesini yükseltemedik… Nefes almakta zorlandığımız anlarda bile ‘kaderdir’ diye konuşamadık.

Tıpkı arabesk bir şarkıda olduğu gibi “Bizde bu aşk, böyle talih, şu felek varken/Yediğimiz silleleri sayamadık ki, sayamadık ki” diyerek kadere rıza gösterdik…

Ama yine de her şeye rağmen iyi ki kederlerimizi biraz olsun hafifletebileceğimiz şarkılarımız var, yoksa ne yapardık. Önceki gün Amerikalı şarkıcı ve söz yazarı John Legend’in “All of me” şarkısını dinlerken “Tüm o mükemmel kusurlarını seviyorum” sözleriyle zihnimde adeta fırtınalar koptuğunu hissettim… 2013 yılına damga vuran Grammy ödüllü “All of me” şarkısı Spotify’da dünya çapında en çok dinlenen bir aşk şarkısı.

/Senin ukalalığın olmasa ben ne yapardım?

Beni çekişin ve itişin

Başımı döndürdün, şaka yapmıyorum, seni zorlayamam

O güzel aklında neler oluyor

Büyülü, gizemli gezintindeyim

Ve o kadar başım dönüyor ki, bana neyin çarptığını bilmiyorum ama iyi olacağım/

2021yılını Legend’in bu duygusal şarkısı üzerinden değerlendirmek niyetinde değilim elbette. Ama bir aşk şarkısıyla 2021’e veda etmekten de şikayetçi değilim. Herhalde şarkılar olmasaydı bunca yaşadığımız sıkıntılara, gönlümüzü yaralayan kabalıklara, hatta aşk acılarına tahammül etmemiz daha zor olurdu…

Hayatımızın bütün ‘mükemmel kusurları’nı seviyoruz, kaybettiklerimiz bize hüzün verse de…

Çünkü şarkılar bizi zamanın çok ötesinde bir ana götürür. Bazı şarkılar vardır, hayatımızın keskin virajlarında elimizden tutuverir ve zihinlerimize kelepçe vuran zombilere karşı adeta bizi korumaya alır.

Hayatının her anında ve her fırsatta müzik dinleyenler ve de hep bir keşif halinde olanlar için yeni yılda yeni keşifler diliyorum. Eminim dün TRT-2‘de canlı yayınlanan Viyana Filarmoni Orkestrası’nın geleneksel yeni yıl konserini izlemişsinizdir, eğer izleyemediyseniz ilk fırsatta mutlaka dinlemenizi öneririm.

Yeni yıla güzel başlamanın ilk şartı herkesin farklı olabilir elbette, ama benim için her zaman bir tutam müzik ve şiir olmuştur hep. Hal böyle olunca hayatımıza eşlik edecek, bizi haramilerden koruyacak yeni müziklere ve yeni keşiflere ihtiyacımız var demektir.

Jazz’dan rock’a, klasik müzikten, pop’a ve türkülere kadar büyüleyici bir evrende yolculuğa çıkmayı kim istemez ki… Kendinizi üzgün hissettiğinizde, mutlu anlarınızda ya da kendinizi dinlemek istediğinizde oturun ve ruhunuza iyi gelecek şarkılar dinleyin. Mesela hemen bu akşam Miles Davis’in “Kind of Blue” parçasını dinleyebilirsiniz…

Dünyanın en çok satan bu caz kaydı, hala hazırlıksız ve tahmin edilemez hissettiriyor… Davis’in arkadaşı caz müzisyeni George Russell sanatçıyla ilgili yaptığı bir değerlendirmede Davis’in tonal cazının sırrının her notayı “herhangi bir akordun sınırlarına uymak zorunda kalmadan” çalması olduğunu söylüyor. Belirtmek gerekiyor ki Kind of Blue tekrar edilemeyecek kadar mükemmel bir parçadır.

YORUMLAR (29)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
29 Yorum