Siyasetçiler için zorunlu caz ve rock dersleri

Epey bir süredir pazar günleri sanat ve edebiyat bağlamında yazılar yazmaya özen gösteriyorum. Başlıktaki ‘siyasetçiler’ kelimesi politik bir yazı izlenimi verebilir belki ama bu bir siyaset yazısı değil.

Ancak itiraf etmeliyim ki, içinden geçtiğimiz erken seçim süreci hemen hepimizin zihni yoğunluğunu siyasete yöneltmiş bulunuyor. Dolayısıyla ben de bu durumun dışında değilim.

Genellikle geceleri kitap okurken, bazen klasik müzik ama daha çok caz ve rock dinliyorum. Bu çerçevede güncel müzikleri pek yakından izlediğimizi söyleyemem. Ayrıca ben biraz eski kafalıyım, yani benim efsanelerim başka...

Mesela, The Rolling Stones, Pink Floyd, The Beatles, Led Zeppelin, Jethro Tull, Simon and Garfunkel, Deep Purple, The Doors, Queen ve U2’dan asla vazgeçemem.

İşte siyasetin dışında kalamadığımız şu günlerde tam da Beatles’ın ‘All You Need İs Love’ ve ‘Black Bird’ şarkısını dinlerken, aklıma siyasetçilerin müzikle ilgisi takıldı. Bu merak bazıları için belki de fazla ‘uçuk’ gelecektir ama keşke siyasi partilerimizin liderleri için zorunlu caz ve rock dersleri olabilse...

***

Neden olmasın, düşünün ki bir siyasi liderimiz kendisiyle başbaşa kaldığında Beatles’ın ‘All You Need İs Love’ şarkısını dinliyor.

/yapılmayan şeyi yapamazsın
söylenmeyen şarkıyı söyleyemezsiniz
söyleyebileceğin bir şey yok ama öğrenebilirsin
oyunu kurallara göre oynamayı
kolay.
ihtiyacın olan tek şey sevgi
ihtiyacın olan tek şey sevgi, sevgi, sevgi ihtiyacın olan tek şey

bilinmeyen şarkıyı bilemezsin
gösterilmeyen şeyi göremezsin
olman gerektiği yer değilse
olmazsın orda
Kolay./

Bir siyasetçi düşünün ki ‘Black Bird’ şarkısıyla kuşların ve özgürlüğün kanatlarında başka bir alemin derinliğini keşfediyor.
/siyah kuş gecenin karanlığında ötüyor
bu çökmüş gözleri al ve görmeyi öğren
bütün hayatın boyunca
hep bu anı bekliyordun özgür olmak için
uç siyah kuş, uç
koyu karanlık gecenin ışığına doğru/

***

Bunlar bazıları için fantezi gibi gelebilir belki ama asla öyle değil. Unutmayalım, müziğin sesini duymayı başarabilen siyasetçilerin şekillendirdiği bir dünya, daha yaşanabilir bir dünya olacaktır. Bunu söylerken, geçmişte olduğu gibi müziğin siyasal erk tarafından ‘propaganda’ amaçlı kullanılmasından söz etmiyorum elbette. Zira biliyoruz ki II. Dünya Savaşı’nın patlak verdiği yıllarda faşizmin müziği kullanarak gençliği reel dünyadan nasıl kopardığını, sorgulamayan ve olanı olduğu gibi kabul eden bir gençlik yarattığını çok iyi biliyoruz.

Nitekim 1050’lerin sonuna doğru gençlik folk müzikle tanıştı. Ve ardından rock müzik ‘protest’ tarzıyla özgürlük ve dünya barışı için sahnelerde yerini aldı. Dolayısıyla rock müziğin başlattığı muhalif söylem, siyasal erkin propagandalarının önüne geçti. Yani müzik toplumsal bilincin yeniden canlandırılmasında ve muhalefet dilinin keşfedilmesinde önemli bir rol oynadı.

Elbette siyasetçilerimiz müziği bir propaganda aracı olarak kullanmasınlar. Ama hayatın sesini keşfetmek ve deruni bir muhasebe için yüreklerini müziğin sesine açmaları dünyalarını daha da zenginleştirecektir.

YORUMLAR (30)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
30 Yorum