Trump dünya ile dalga mı geçiyor?
“Suriye’deki manyağı durduracak bir güç yok mu” derken aslında böyle bir gücün olmadığını da söylemiş oluyorduk. Çünkü bütün dünya biliyor ki, Amerika’nın başında da Putin ve Esad’dan bozma bir çılgın bulunuyor. Aslında zekalarında çılgınlık virüsü taşıyan popülist liderler, aralarında küçük farklar olsa da genelde birbirlerinin kopyası gibidirler. Bu yüzden de her an dünyanın keyfini kaçıracak akıl dışı davranışlar sergilemeye son derece müsaittirler.
Çıplak gözle herkesin görebileceği bir gerçek var ki, Trump başkanlık koltuğuna oturduğu günden bu yana Putin’le olan karışık ilişkileri yüzünden hayli zor durumda. Bu yüzden de hem üzerindeki ‘Putin gölgesi’ni bir ölçüde kaldırmak, hem de Rusya’ya karşı bir hamle yapıyormuş gibi görünmek için sahte bir zafer arayışı içinde.
***
Trump’ın neredeyse her gün Twitter’den Suriye-Rusya-İran üçlüsüne yönelik saçma sapan mesajlarını dikkatle incelediğinizde, Amerikan başkanının ortalığı velveleye veren tavrının ne kadar sahte olduğunu rahatlıkla anlayabilirsiniz.
Düşünebiliyor musunuz Amerika’nın tepesindeki emlak taciri bir adam çıkıyor ve Twitter hesabından “Füzelerimiz geliyor, hazır ol Rusya” mesajları atıyor. Yani demek istiyor ki Trump, “Pentagon beni fena sıkıştırıyor, bir şeyler yapmam lazım dostum tedbirini al, Suriye de havaalanlarını ve askeri bölgelerini boşaltsın, ben bir gösteri yapacağım.” Trump da biliyor ki yalandan da olsa böyle bir hamle yapmazsa, iç kamuoyunda Rusya ajanı ilan edilmesi işten bile değil... Tek amacı Amerikan vatandaşlarına “Bakın ben Rusya’yı susturuyorum, Esad’ı tepeliyorum” mesajı verebilmek...
Doğu Guta’daki kimyasal katliamı ve yaşanan insanlık trajedisini ciddiye alan ve gerçekten müdahale niyeti olan Amerikan başkanı böyle bir tavır sergileyebilir mi? Hiç kuşkusuz, her an ne yapacağı belli olmayan bu çılgın emlak tacirinin Suriye konusunda sergilediği sahte gösteriyi Amerikan devlet aklıyla izah etmek bile mümkün değil.
Yalandan da olsa Suriye’ye bir müdahale ihtimali hala düşük bir ihtimal. Ama eğer bir müdahale olacaksa, muhtemelen Esad’ın tedbirini aldığı boş mevzilere uçaklarla belli sayıda sortiler yapılarak gösteri tamamlanacaktır.
Maalesef Amerika’nın genelde Ortadoğu ve özellikle de Suriye ve Irak politikaları insani yaklaşımdan uzak olduğu için bu bölgelerde tamiri imkansız tahribatlara yol açmıştır. Dolayısıyla yaşanan insanlık trajedilerinde Amerika’nın ciddi bir payının olduğunu belirtmek gerekiyor.
Hatırlayalım, Esad 2013 yılında Doğu Guta bölgesine yine zehirli gaz saldırısı düzenlemiş ve 1400’den fazla insan katledilmişti. Birleşmiş Milletler de Suriye’nin kimyasal silah kullandığı tespit etmişti. O günlerde dönemin ABD başkanı Obama ‘kırmızı çizgilerin’ ihlal edildiği gerekçesiyle Suriye rejimine yönelik askeri müdahalede bulunacağını açıklamıştı. Ama müdahale olmadı ve ‘kırmızı çizgi’nin sadece bir masaldan ibaret olduğu anlaşıldı. Kimsenin kuşkusu olmasın ki, emlak tacirinin gösterisi de bundan farklı olmayacaktır.
***
İşte o gün Amerika’nın, kimyasal katliam karşısında sergilediği basiretsizlik örneği, kelimenin tam anlamıyla Rusya’nın iştahını kabarttı. Eğer böylesine bir vahşet tablosu karşısında bile dünyanın kılı kıpırdamıyorsa ve birleşmiş Milletler ortalarda yoksa, Putin için Suriye’de adeta kendi evindeymiş gibi elini kolunu sallayarak dolaşabilmenin yolu açılmış demektir. Nitekim öyle de oldu, Putin önce sahada yerleşti, sonra da Suriye’nin önemli bir bölümünü siyaseten tapulu malı haline dönüştürdü. Şimdi de Esad’ın en büyük hamisi... Ve zaten katliam vizesi de ondan geçiyor. Suriye gibi bir imkanı, bu kadar kolay şartlarda kime sunsanız, herhalde “istemem” demeyecektir.
Öyle anlaşılıyor ki, insani duyarlıklarla uzaktan yakından alakası olmayan Turump-Putin ikilisi ellerindeki ölüm oyuncaklarıyla dünyamızı cehenneme çevirmeye devam edecekler.