Dedikodunun olduğu yerde ot bitmez

Rahmetli anneannemle sohbetlerimiz çok ünlüydü. Karşısına alır bizi, uzun nasihatler verirdi. Bir gün dedikodu yapan birisine oldukça kızarak “Dedikodunun olduğu yerde ot bitmez” diye seslendiğini duymuştum. Çok küçük olduğum için ne demek istediğini sorup ondan öğrenmek istedim.

***

Yüzüne bakarak “Bu ne demek?” dedim.

“Bastonum dedi, (hep ayağa kalkmasına ve yürümesine yardım ettiğim için bana öyle takılırdı) dedikodu yapanları asla sevmem onlara da hiç güvenmem. Sen de onu dinlersen işlediği suça ortak olursun” dedi.

“Peki dedikodu yapanı nasıl bileceğim?” dediğimde gülerek “Çok basit” dedi. “Seninle ilgili olmayan bir şeyi anlatıyordur. İkincisi anlattığı kişiyle samimiyetine devam ettiriyordur. Üçüncüsü de hep kısık sesle önemli bir şey söylüyormuş havası verir” dedi.

“Mert insan söyleyeceğini direkt muhatabının suratına yüksek sesle söyler”.

“Ya korkuyorsa ve seni uyarmak istiyorsa o zaman ona haksızlık etmiş olmaz mıyız?” diye sordum.

İki eliyle yanaklarımı tutup beni öptükten sonra “Gel sana bu iş nasıl olur anlatayım” dedi.

“İyi insanlar sorun çözmek isterlerse birbirlerine laf taşımazlar. İki tarafın da olduğu bir yerde usulüne uygun olarak sorunu açarlar ve meseleyi halletmeye çalışırlar. Kimse bu konuşmadan rahatsız olmazsa tartışılır ve olay tatlıya bağlanır. Yok taraflardan biri istemezse hiç açılmaz ama en azından herkes sorunun ne olduğunu öğrenir. Kötü niyetli kişilerse sorunun ne olduğu çok merak etmeden yarayı kaşıyacak konuları iki tarafa da taşır ve o küçük sorun olur dev gibi bir sorun. O yüzden dedikodu yapılan yerde ot bitmez dedim. Dedikodunun veya laf taşımanın ben hayırlı olanını görmedim evladım.”

“İnsanlar iki şeyi birbirine karıştırıyor. Bazen tanımadıklarımızı yakınlarımıza sorar ve bilgi alırız. Bu bilgiyi daha sonra kendimiz teyit eder ve kişinin kendisine de sorarız. Böylece arkadan iş çevirmeyiz. Ben hep dostlarımı yüz yüze konuşarak seçtim. Başkasının lafına göre değil. Eğer dedikoduyla arkadaş seçmeye çalışsaydım şimdi etrafımda hep dedikoducular kalırdı. O zaman da benim evimin bereketi olmazdı. İyi insan tarlaya benzer önce ekersin, emek harcarsın sonra da biçersin. Ama insan tanımak için emek harcamazsan tarlan hep çorak kalır.”

“Peki iyi insanı nasıl tanıyacağız” demiştim. “O iş çok zor. Çünkü hakikat zamanda saklıdır. Zaman söylenen ile yapılanın arasındaki farkı güneş gibi ortaya çıkartır. İyi insan, söylediği ile yaptığı aynı olandır, işiyle gücüyle uğraşandır, dedikodu asla yapmayandır, Allah korkusunu ve vicdanı içinde barındırandır. Merak etme onları gördüğünde sen anlarsın. Onlar kirlenmedikleri için sevgi yayarlar. Sana bir nasihatim var dedikodu yapılan yerde durma. Eğer durursan günahın bir parçası olursun, yok durman gerekiyorsa olmayanın hakkını koru.”

***

Anneannemin sözünü hep dinlemeye ve bunlardan uzak durmaya çalıştım.

Şimdi de benden size eski bir sözle hatırlatma:

“Dedikodu, nefret edenler tarafından çıkarılır, aptallar tarafından yayılır, gerizekalılar tarafından inanılır.”

Hep iyilerle karşılaşmanız ve çiçeklerin olduğu yerde yaşamanız temennisiyle.

YORUMLAR (6)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
6 Yorum