Hitler’i beklerken ya da bitmeyen stalin*

Bazıları dünya ne zaman esenliğe kavuştu ki şimdi olsun, Trump mesela ilk kez mi çıkıyor ortaya, Netanyahu benzeri insan kasaplarının soyu tükenir mi hiç diyorlar. Öyle veya böyle insana düşen bir erdem olarak haksızlığa karşı durmak ve faşizm başta olmak üzere her tür otoriter rejimlere cephe almaktır. Güç ki ne zaman tek kişinin, ulusun, ideoloji veya inancın elinde toplanır o vakit felaketler üst üste yığılır. İnsanın selameti katılıkta değil esnekliktedir. Geçmişte yaşanan büyük felaketler şu veya bu gerekçeye dayandırılmış keskin katılıkların sonucudur çünkü. İyi malzemeyle kaliteli dokunmuş kumaşlar benzeri yönetimler ya bizi sarmalar ya da zehirli sarmaşıklar gibi hayatsız bırakır. Yaşamanın değeri insanın tiranlık iddialarını törpülemesiyle artar.

Geçtiğimiz birkaç haftayı aynı zamanda yayınlanmış iki kitabı dikkatle okuyarak geçirdim. İlk cildi daha önce basılan S. Kotkin imzalı Stalin biyografisinin devamını zaten nicedir bekliyordum. Alain Frerejean’in ‘Stalin Troçki’ye Karşı’ sı ise sürpriz oldu ve okuduğum eserin dünyasını daha bir genişletti. Zaten, Stalin’in korku, plan ve kıyımlarının bir tarafında hep Troçki vardır. Sanki Stalin verdiği her kararın arkasında Troçki’den mephisto yaratır. Daimi karar gerekçesi olarak yararlanır onun varlığından. Kompleksle ihtirasların, güç istenciyle iç hesaplaşmaların sarmalandığı bir meseledir bu. Fakat olup biteni yine en iyi aydınlatan Stalin’in şu cümlesidir; ‘Hayatta hiçbir şey bir kurban seçmenin, özenle bir intikam tasarlamanın, onu gerçekleştirmenin sonra da yatmanın verdiği zevkin yerini tutamaz.’ 1923 yılında, daha henüz bütün ipleri eline geçirmeden bu sözü sarfettiğine bakılırsa ondaki ruh halinin sonradan değil ezeli olduğu anlaşılacaktır.

Kurban, intikam, tasarı ve uykuya yatmak. Aynı cümlede geçen bu dört kelimenin çağrışımları bile ne denli çarpıcıdır aslında. Eline bir şekilde güç geçiren kurban seçme hakkına kavuşmaktadır. İntikam arkaik duygu lekeleriyle birleşerek kendisine adeta ontoloji çatmaktadır. Her tür renge bürünen eylem, tuzak kurmak dahil çeşitli tasarımla şekillenip karara bağlanmaktadır. Sonra da yatak odasına geçip huzurla uyuyabilmekten söz etmek psikolojinin karanlık yüzüyle irtibatlıdır herhalde. Bugün korkunç olan bir milyondan fazla insanın kanını döken Stalin’in ebedi ölüme yuvarlanmamış olması ve dünyanın şurasında veya burasında benzerlerinin hortlamasıdır. Stephen Kotkin, görkemli çalışması Stalin’e alt başlık olarak - Hitler’i Beklerken (1921-1941) ifadesini kullanmış. Böylelikle, Hitler’in yükselişi ile Stalin’in yayılışı arasında göndermelerle dolu ardışık bağlantılar kurmuş. İyiler ve iyilikler gibi kötüler ve kötülerin adım adım birbirini nasıl etkilediğine parmak basmış.

İyi bir biyografiyi okuduğumuzda sadece bir insanın hayatının ayrıntılarını öğrenmeyiz. O biyografi, hele Stalin gibi sıra dışı, Rusya ve Ekim Devrimi benzeri tarihin kilitlendiği zamana ve bölgeye odaklanıyorsa, o süreçte olup bitenlerle de bizi buluşturmalıdır. Bu bakımdan sadece Rusya yok bu biyografide bütün dünya var. Komünizm Devrimi benzeri büyük hareketlerin doğasında içten çok dışa dönüklük bulunur. Salt meşruiyet fikriyle açıklanamaz bu açıklık. Rejim kapalılık karakterine büründükçe bunu unutturmak için dışarıyla ilgilenir. O yüzden Amerika büyük buhranı, İngiliz ve Fransız ilişkileri, İspanya’da olup bitenler, Avrupa ve Hitler’in belirişi, görünen ve görünmeyen taraflarıyla haritalanıyor kitapta.

Gerekçesi ve ayrıntıları ne olursa olsun Rusya’da patlak veren 1917 Ekim devrimi, Lenin, Stalin, Troçki benzeri aktörler kadar Rusya’nın Çarlık döneminden getirdiği sorunların almaşık bir sonucudur. Lenin ve Troçki’nin zihni birikimleri Stalin’in ilk gençliğinden beri hep var olan operasyonel kişiliğiyle bambaşka bir evreye gitmiştir. S. Kotkin, adım adım, belgelere bağlı kalarak Sovyet rejiminin neden bataklığa saplandığını tarihsel sebepler yanında Stalin’in mizacı ve çapıyla da ilişkilendirerek anlatmaktadır. Bir tarih kasabının hikayesine koyulmaz Kotkin, olup bitenleri öncesi ve sonrasıyla ve adeta bir dipnot hazinesi belgelere bağlı kalarak, bir Gürcü köyünden tarihin ortasına oturan ‘örgütçü’nün politik kişiliğini çözmeye koyulur. Devrimin on altı yıl sonra, 1933’de ABD tarafından kabul edilmesinin gerisindeki sebepler bile çarpıcıdır. Kotkin, Kapitalizmin yaşadığı krizi Stalin üzerinden aştığı görüşündedir.

Alain Frerejean, ‘ karşılık’ ve ‘karşıtlık’ın ötesinde, en başından beri Stalin’in Troçki’i için bir varlık yokluk duygusu taşıdığını hissettirir. Lenin’in ölüm haberi ve cenaze törenini Troçki’den adeta kaçırması ta Meksika’da bile takip ettirerek hayatına son verdirmesi iktidar histerisinin tarihin hangi aktörler eliyle canlı tutulduğunu gösterir. Dünyanın umut yönünden sürüklendiği kuraklık Stalin benzeri despotların yaydığı büyük acılardan dolayıdır. Hitler türevi kitle büyücüleri de güçlerini büyük adaletsizliğin suladığı topraklardan alırlar. Stephan Kotkin aslında Stalin vesilesiyle insanlığın tarihini yazmaktadır.

Stalin, Hitler’i Beklerken. S. Kotkin. Çev: Ali Selman. İletişim.

Stalin Troçki’ye Karşı. A. Frerejean. Çev: Şehsuvar Aktaş. YKY.

YORUMLAR (6)
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
6 Yorum