Erdoğan’ın gücü

Cumhurbaşkanı Erdoğan seçime iki ay kala oy oranları üzerinden yüzde 50+1’e ulaşacak koalisyonları kurma sürecini başlattı. Cumhur İttifakı’nın genişlemesi ne kadar sahici ve Erdoğan’ın istediği sonucu üretir mi konusu geniş. Ama öncesinde düne kadar en geniş siyasal ittifak olarak Millet İttifakı’na bakmak gerek.

Millet İttifakı, baştaki adıyla Altılı Masa, aslında temelde aritmetik bir ihtiyaçtan doğdu. 2022 Şubat’ında ne o zamanki ikili yapısıyla CHP ve İYİ Parti’den oluşan Millet İttifakı’nın ne de diğer muhalefet partilerinin tek başlarına iktidarı dengeleyecek bir ağırlığı vardı.

Muhalefet kamuoyunun bölünmüşlüğe itirazının getirdiği baskı ve yeni kurulan Gelecek Partisi ile DEVA Partisi’nin de siyasal haritadaki durağanlığı zorlaması ile Altılı Masa kuruldu.

Geçen bir senede masa Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Anayasa Değişiklik Önerisi, Ortak Politikalar Mutabakat Metni, Temel İlkeler ve Hedefler, Geçiş Süreci Yol Haritası gibi temel metinler ile uzlaşabildiği konularda ortak bir politik hedef inşa etmeye çalıştı.

Seçim güvenliği, kurumsal reformlar, Anayasal ve yasal reform, iletişim, temel politikalar konularında ortak komisyonlarla da yapısal bir hüviyet kazandı.

En son 2-6 Mart dönemi olmak üzere 14 ay içerisinde Millet İttifakı birçok stres testinden geçti. Son örnekte masa dağılmaktan son anda kurtuldu.

Tüm bu geçmiş süre içerisinde başta aritmetik bir toplam üzerinden başlayan İttifak, söylemsel bir içerik kazanarak siyasal bir yapıya evrildi. En son olarak da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday gösterilmesi ile bu evrim önemli bir eşiği aştı.

Kılıçdaroğlu’nun adaylığı sadece bir isim belirlemenin ötesinde anlam taşıdığı için kriz bu kadar sahici ve derindi. Dolayısıyla bu kriz neden yaşandı demek en azından Türkiye’nin yakın siyasi geçmişini ve toplumsal dinamiklerini okuyamamayı beraberinde getiriyor.

Sözün özü Millet İttifakı zor ve muhalif kamuoyunun sabrını kimi zaman zorlayan bir sürecin ardından başladığı noktaya göre daha bütünlüklü bir siyasal koalisyon haline geldi. Bugün ekonomiden, sağlık politikalarına, Kürt meselesinden sistem tartışmalarına kadar İttifakın neleri yapıp neleri yapamayacağına dair bir fikrimiz var. Nerede kriz çıkacağına veya hangi başlıklarda daha hızlı yol alınacağına dair öngörüde bulunmak mümkün.

Cumhur İttifakı için ise bunları söylemek zor. Millet İttifakında geçmiş farklılıklarına rağmen asgari müşterek sorunu olmayan partiler bulunuyor. Cumhur İttifakında ise hangi partilerin hangi ilkeler üzerinde ortaklaştığını kestirmek zor.

Kürt – İslam sentezi ve Kürt milliyetçiliği üzerinden muhafazakar Kürtler arasında bir ağırlığı olan HÜDA-PAR ile Türk milliyetçiliğinin kurumsal iktidar yüzü haline gelmiş ve ‘Amed’ ismini kullanmayı vatana ihanetle eşitleyen MHP aynı ittifak çizgisini paylaşıyor.

28 Şubat sürecini sahiplenen ve söylemleri ile iktidarın icraatlarını sahiplenen Vatan Partisi ile 28 Şubat vesayetinin partisini kapattığı rahmetli Necmettin Erbakan’ın mirasını devralan Yeniden Refah Partisi aynı siyasal fotoğrafın bir parçası.

BBP ve AK Parti’yi de eklediğinizde Cumhur İttifakı hangi konularda ortak bir dil inşa edecek ya da herkesin açıkça görebildiği fikir ayrılıklarının hangisi kriz çıkarır? Bu sorunun bir cevabını verebilmek zor.

Bununla birlikte bu partilerin birlikteliğinden oluşacak bir Cumhur İttifakı’nın sadece seçimleri kazanmaya, meclise değişen sayılarda milletvekili sokmaya ve Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmasına odaklı aritmetik bir ittifak olduğunu rahatça söyleyebiliriz.

Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eleştirdiği parçalı koalisyon olgusu ise an itibariyle Cumhur İttifakının en temel özelliklerinden biri haline gelmiş durumda. Tarafların birbirlerinden net söylemlerle ayrılan çizgilerine bakınca koalisyonun bu yapısının seçimlerden sonra ne oranda ve süre ile devam edeceği ise ayrı bir soru işareti.

Bu manzaraya bakınca Millet İttifakı siyasal bir birliktelik ve öngörülebilirlik içerirken Cumhur İttifakı aritmetik bir toplam ve belirsizlik fotoğrafı veriyor.

Her ikisini de mümkün kılan tek ve çok önemli bir faktör var. O da Cumhurbaşkanı Erdoğan.

İçinde HDP ve diğer sol partilerin de olduğu Emek ve Özgürlük İttifakı’nın da Kılıçdaroğlu’na destek vereceğini göz önüne aldığımızda komünist partileri İslamcı geçmişi olan siyasilerle CHP genel başkanının cumhurbaşkanlığı adaylığında birleştiren, Kürt ve Türk milliyetçileri ile ulusalcılar ve milli görüşçüleri kendi adaylığında toplayan Erdoğan bu haliyle Türk siyasetinde ne kadar büyük bir ağırlık taşıdığını gösteriyor.

Türk siyasetinin son on yılının ve muhtemelen gelecek yıllarının dinamikleri Erdoğan’ın olumlu ve olumsuz etkisi olmadan ne yazılabilecek ne de anlaşılabilecek.

YORUMLAR (36)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
36 Yorum