İlkelerle yönetmek: Kurumsal yönetimin temel taşları
İlkeler, bireylerin hayata ve olaylara bakışını şekillendirir. İlkeli yaşam hayatımıza anlam ve saygınlık kazandırır. Bu durum yalnız bireyler için değil, kurumlar için de geçerlidir. Şirketler de insanlar gibidir; kendilerine özgü değerleri, inançları ve ilkeleri vardır. Özellikle kuşaktan kuşağa geçen aile şirketlerinde, kurucunun benimsediği değerlerin hâlâ yaşatıldığını ve bu değerlerin bir gurur kaynağı hâline geldiğini görmek mümkündür.
İlke nedir?
Türk Dil Kurumu’na göre “ilke”:
· Temel düşünce ya da prensip,
· Temel bilgi,
· Davranış kuralı anlamına gelir.
Bu tanımdan yola çıkarak “kurumsal yönetim ilkeleri”, bir kurumun yönetim süreçlerinde benimsediği temel değer ve davranış kuralları olarak tanımlanabilir.
Kurumsal yönetimin temel ilkeleri
Kurumsal yönetim alanında; çeşitli ülkelerde çok sayıda rehber, kanun, kural ve yönetmelik çalışmaları yapılmıştır. Bunlardan en çok bilinenleri Cadbury Komitesi Raporu, Greenbury Raporu, Hampel Raporu, Sarbanes-Oxley Yasası ve OECD Kurumsal Yönetim İlkeleri’dir.
Türkiye’de SPK, kamu adına kurumsal yönetim ilkeleri üzerinde çalışma ve düzenlemeler yapmaktadır. Üniversiteler de bu konuda yaptıkları akademik çalışmalarla katkı sunmaktadır.
Özel alanda ise, Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği’nin (TKYD) çalışmaları dikkat çekmektedir.
Bu çalışmalar sonunda yönetim ilkeleri dört ana başlıkta toplanmıştır: Adalet, şeffaflık, hesap verebilirlik ve sorumluluk.
Ben ise bu ilkelere, kültürel zenginliğimizden beslenen beşinci bir ilke daha eklemeyi öneriyorum: İstişare.
Merak edenler şu makalelerden detaylı bilgilere ulaşabilirler:
Yönetim ilkeleri ve kurumsal yönetim çalışmaları
Bir bayram hayali: İlkeli yaşamak – Yönetim ilkeleri
Şimdi bu ilkeleri kısaca inceleyelim:
1.Adalet
"Adalet mülkün temelidir" sözünü hepimiz biliriz. Ancak bu ilke sadece hukuk sistemiyle sınırlı kalmamalı. Kurumlar da tüm paydaşlarına karşı adil davranmalıdırlar.
OECD ve SPK bu ilkeyi genellikle ortaklık ilişkileriyle sınırlar. Ancak adalet, yönetim ilişkilerinin tamamında—çalışan, müşteri, tedarikçi, toplum—geçerli olmalıdır.
Adaletin olmadığı yerde güven, güvenin olmadığı yerde sürdürülebilir başarı mümkün değildir.
Merak edenler şu makaleden detaylı bilgiye ulaşabilirler:
2.Şeffaflık
Şeffaflık, bir şirketin finansal durumu, performansı ve yönetimiyle ilgili bilgilerin doğru olarak ve zamanında açıklanmasıdır.
Ne yazık ki ülkemizde mali bilgiler hâlâ "ticari sır" olarak algılanmakta ve paylaşılmamaktadır. Oysa uluslararası şirketler temel finansal verilerini düzenli olarak kamuoyuyla paylaşmakta ve bu durum rekabet avantajı sağlamaktadır.
Şeffaflık, sadece bilgi vermek değil; güven inşa etmek demektir.
3.Hesap verebilirlik
Kurumsal yönetim çerçevesi, şirketin stratejik rehberliğini, yönetim kurulu tarafından yönetimin etkin denetimini ve yönetim kurulunun, şirkete ve hissedarlara karşı hesap verme yükümlülüğü taşımasını sağlamalıdır.
Bu ilke iç kontrolü, bağımsız iç denetimi ve bağımsız dış denetimi de içermektedir.
Yöneticiler bir yandan kendi astlarından hesap soracakları gibi; üstlerine, hissedarlara, ilgili kamu kurumlarına ve ilişikli tüm taraflara (ilişki konuları ve alanlarıyla sınırlı olarak) hesap verebilmelidirler.
Bu vesile ile, ülkemizde sıkça ihlal edilen muhasebenin “kişilik” ilkesine de işaret etmeliyiz. Muhasebenin “kişilik” ilkesine göre; şirket, sahip veya sahiplerinden, yöneticilerinden, personelinden ve diğer ilgililerden ayrı bir kişiliğe sahiptir. Sadece bu kişilik kavramıyla ilişkili olan işlemler şirket kayıtlarına alınabilir. Diğer kişi ve kurumlarla ilgili işlemler şirket kayıtlarından ayrıştırılarak cari hesaplarda izlenmelidir.
4.Sorumluluk
Türk Dil Kurumu, sorumluluk kavramını, “kişinin kendi davranışlarının veya kendi yetki alanına giren herhangi bir olayın sonuçlarını üstlenmesi” olarak tanımlıyor.
Yönetim bilimi açısından, dar anlamıyla kurumsal sorumluluk, şirketlerin hissedarları için değer yaratırken toplumsal değerleri yansıtan kanun ve düzenlemelere uyum gösterecek şekilde faaliyet göstermesini ifade etmektedir.
Mevzuata uyum minimum standartları ifade ederken kavramın ilgi ve kapsama alanı yasal sorumlulukların çok ötesine geçmektedir.
Kurumların uzun süreli devamlılığı için günümüzde topluma ve çevreye karşı sorumlulukların dikkate alınması vazgeçilmez bir uygulama hâline gelmektedir.
Her bir hak sahibine karşı ne tür sorumluluklar olacağı kurumun ve tarafların yapısına göre farklılık gösterebilir.
Başarılı sanayileşmiş ülkelerde sorumluluk bilinci giderek daha fazla önemsenmektedir. Bu alanda SA 8000 sosyal sorumluluk standardı geliştirilmiştir. Bu standart, sağlık ve güvenlik, çocuk işgücü, zorla çalıştırma, örgütlenme özgürlüğü, ayrımcılık, disiplin uygulamaları, çalışma saatleri, ücretlendirme gibi konuları içermektedir.
Uluslararası şirketlerdeki 750 yönetici üzerinden yapılan bir araştırmada, yöneticiler, sosyal paydaşların artan baskılarını karşılaştıkları en önemli zorluklar arasında saymışlardır.
Sorumluluk ilkesinin artan önemine bağlı olarak, işletmelerin performans değerlemelerinde, sosyal performans da bir değerlendirme faktörü olarak dikkate alınmaktadır.
Merak edenler şu makaleden detaylı bilgiye ulaşabilirler:
5.İstişare
Karar alma süreçlerinde sadece yöneticilerin değil, ilgili tüm tarafların görüşlerinin alınması kurumsal sağduyunun temelidir.
2016 yılında yayımlanan Yönetim Anlayışımız adlı kitabımda bu ilkeyi önererek mevcut dört ilkeye beşinci bir başlık olarak ekledim. Bu görüşümü hâlâ sürdürüyorum.
İstişare, katılımcı yönetimi besler, ortak aklı güçlendirir ve kuruma aidiyet duygusu kazandırır.
Merak edenler şu makaleden detaylı bilgiye ulaşabilirler:
***
İlkeler, sadece soyut kavramlar değil; karar süreçlerinde yol gösteren pusulalardır.
Güçlü ilkelere sahip olan ve bunlara bağlı kalan kurumlar, karşılaştıkları zorluklarda daha sağlam adımlar atabilirler.
Ne yazık ki bu ilkeler, ülkemiz iş hayatında yeterince benimsenmiş değil. Oysa adaletli, şeffaf, hesap verebilir, sorumlu ve istişareye dayalı bir yönetim anlayışı; yalnızca çalışanları ve yatırımcıları değil, tüm toplumu memnun edecek, sürdürülebilir başarıyı beraberinde getirecektir.
Kaynak: Raşit Yıldırım Yönetim Anlayışımız. Aileden Holdinge Bilimsel Yönetim. Hayat Yayınları. İstanbul, 2016.
