AK Parti ‘güveni’ kaybetti mi?

AK Parti’nin 8. Olağan Büyük Kongresi yarın Ankara Spor Salonu'nda gerçekleştirilecek. Bu noktada parti yönetimiyle ilgili şöyle değişim bekleniyor, böyle yenilikler olacak diye birçok kulis bilgisi konuşuluyor.

Bunlar da konuşulacaktır elbette yalnız asıl konuşulması gereken kişilerden ziyade partinin seçmen nezdinde ‘güvenirliliği’ bir anlamda inandırıcılığı ile ilgili ne durumda olduğu.

Açıkçası bu konuda herhangi bir tartışma duymadım. Varsa yoksa ‘şu kişi gidecek, bu kişi gelecek’…

Madem öyle… Güvenilirlik ile ilgili tartışmayı ben başlatayım…

Kongre için hazırlanan reklam filmini izledim. İlk bakışta reklam filmi ile ilgili olumlu yorumlar yapılabilir, yalnız içeriğine ayrıntılı bakınca bazı konular direkt göze çarpıyor…

Reklam filminde ‘Peki, yarınlarda neler olacak?’ diye soruluyor. Cevap olarak ise yarınlarda şunlar olacak diye belirtiliyor:

“Yüksek teknoloji, dünyaya marka üreten firmalar, vizyon geliştiren modern üniversiteler, akıllı şehirler, milli yapay zeka…”

Şimdi böyle bir vizyon ortaya konması, bir anlamda belli hedeflerin belirtilmesi elbette önemli. Yalnız bu hedefler için şu ana kadar neler yapıldı diye sormak gerekir. Ve doğal olarak bu soruyu da 20 küsur yıldır icraatın başında olan AK Partililere sorabiliriz düşüncesindeyim.

Ayrıntılara baktığımızda… Örneğin katma değerli üretimdeki rakamların zayıflığı hepimizin malumu… Bu noktada küçük bir örnek olarak; aşağıda belirtilen bilgi ve iletişim teknolojileri ürünleri ihracatı (milyar dolar) rakamlarına dikkatinizi çekmek isterim:

Burada Türkiye ve diğer ülkelerin 2002 - 2021 dönemi arasındaki gelişmelerine bakıldığında görülecektir ki… Türkiye yerinde sayarken tabloda belirtilen ülkeler uçuyor.

Diğer belirtilen ‘dünyaya marka üreten firmalar’ meselesi… Biz sadece keşke ‘Apple, Microsoft, Amazon, Google, Samsung’ gibi markalarımız olsaydı diyoruz. Bunu sadece diyoruz, zira böyle markalarımız yok, bunları üretmek yerine ithal ediyoruz. Yani bu alanda da geri kaldık.

Ayrıca nasıl olsun ki? Böyle ağır bir iklimde bu markalar nasıl ortaya çıksın? Açıkçası bizdeki motto; ‘zinhar farklı düşünme ya da icat çıkarma’. Dolayısıyla bu iklimde inavosyon nasıl yapılabilir? Şunu da belirtmek isterim: Bilişim alanında tanıdığım çoğu arkadaşım yurt dışına yerleşti. Bir anlamda entelektüel sermayemizi yurtdışına kaptırdık da denilebilir.

Öte yandan marka üreten firmalarımız olması için girişimcilerin, iş adamlarının teşvik edilmesi gerekir. Oysaki bizim iş adamlarının maruz kaldığı durum malum.

Ayrıca yatırım ikliminin teşvik edilmesi gerekir. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ülkeye yatırım çekmek için uğraşıyor. Uğraştığıyla da kalıyor, zira rakamlar durumumuzu anlatıyor. Aslında son dönemde ‘hukuk ve adalet’ konusunda yaşananlarda durumumuzu anlatıyor.

Öte yandan başarılı bir markaya dönüşen, en önemlisi de Türkiye’nin marka değerine olumlu katkı sunan A Milli Kadın Voleybol Takımımız bile görmezden gelindi.

Vizyon geliştiren modern üniversiteler konusunda ayrıntı belirtmek istemiyorum. Zira Boğaziçi Üniversitesi demem yeterli olur sanırım…

Niyeyse akıllı şehirler deyince de dikey yapılaşma, betonlaşma gözümün önüne geliyor. Depreme hazır olmayan şehirler aklıma geliyor.

Diğer taraftan tüm bu olumsuzluklara rağmen savunma sanayisinde teknoloji geliştirme çalışmalarının ciddi bir ilerleme içinde olduğu muhakkak. Savunma sanayisinde dışa bağımlılığın giderek azalması, yerli üretim düzeyinin gün geçtikçe istenen seviyelere ulaşacak olması, sevindirici bir gelişmedir. Yalnız bu alanda daha çok firmanın desteklenmesi hayatidir. Yani daha çok küçük firmaların elinden tutulması, ayrıca bu alana girecek yeni firmaların yüreklendirilmesi gerekir.

Gelinen bu noktada reklam filminde belirtilen hedeflerin çok uzağına düştüğümüz aşikâr. Açıkçası burada inandırıcılık kavramı, güven kavramı ister istemez sorgulanıyor. Ayrıca bir ayağım sahada olduğu için kalabalıkların bu kavramları özellikle sorguladığını söyleyebilirim.

Bir taraftan da Cumhur İttifakı ortağı MHP’nin başlattığı ‘Askıda 9 Gülek Buğday Projesi’ de yaşanan zorluklara ışık tutuyor.

Velhasıl geleceğe yönelik hedeflerin belirlenmesi önemli, yalnız bu hedeflerde tutarlılık da önemli… Güvenilir olmak, inandırıcı olmak da önemli…

Açıkçası AK Parti’nin güvenilirlik, inandırıcılık konusunda karnesinin hayli zayıf olduğu düşüncesindeyim.

Ve partinin ‘şu kişiler gidecek, şu kişiler gelecek’ sorunundan daha büyük sorunları olduğu düşüncesindeyim.

YORUMLAR (8)
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
8 Yorum