Belki de…

Özledik hem de çok özledik… Eski normal günlerimizi özledik doğrusu…

Dostlarımızla kahve içerken sohbet etmeyi özledik. Ailemizle, sevdiklerimizle bir araya gelmeyi özledik. Farklı yerler görmeyi, belki de farklı düşler kurmayı özledik.

Birlikte gülmeyi ve aslında birlikte ağlamayı da özledik doğrusu…

İşin özü; her şeyi birlikte yapmayı özledik… Belki de çoğu şeyin kıymetini de anladık ama asıl birbirimizin kıymetini anladık…

Bu süreçte unuttuklarımızı, sadece baktıklarımızı daha da bir görmeye başladık.

Zira koronavirüs sonrasında en çok da sosyal ilişkilerimiz etkilenecek gibi görünüyor.

Ve artık doğaya, dünyamıza, birbirimize karşı daha şefkatli olacağız belki de…

Tüm çatışmalar bitecek, tüm kırgınlıklar geçecek belki de…

Yardımlaşmada bile ortaya çıkan kutuplaşma dili zinhar kullanılmayacak belki de…

Tüm farklılıklar zenginlik olarak görülmeye başlanacak belki de…

Değer üreten, kaliteli işler ortaya çıkaranlar daha çok fark edilecek belki de…

Gençlerimiz geleceğe daha güvenle bakabilecek, ümitlerimiz daha da yeşerecek belki de…

Kendimizi korkusuzca daha çok ifade edebileceğiz belki de… Ve tüm bu değişim rüzgârında çok da savrulmayacağız belki de…

Bu cümlelerde benim hayallerimdir BELKİ DE…

KORANAVİRÜS SÜRECİ ÜZERİNE

Dünya genelinde ortaya çıkan koronavirüs salgını bir taraftan yüz binlerce insanın hastalanmasına yol açarken diğer taraftan da binlerce insanın ölümüne sebep oluyor maalesef… Ayrıca, birçok firmanın kapanmasına, insanların da işsiz kalmasına neden oluyor. Dolayısıyla, dünya olarak ciddi bir süreçten geçiyoruz.

Bu noktada, “En başta doğa ile olan ilişkilimizi yeniden düşünmemizin zamanı çoktan gelmedi mi?” diye sormak isterim.

Zira bilim adamları son dönemde insanlığın çevre üzerindeki tahribatlarının doğada geri dönülemez sonuçları ortaya çıkardığını belirtiyor.

Dolayısıyla, madem bu dönemde virüs sürecinde ve sonrasında neler değişebilir, neler yapılabilir üzerinde bir ekosistem oluşturma niyetimiz var; o zaman, öncelikli olarak, çevrenin korunması ile ilgili gerekli kararların uygulanmasıyla başlanabilir doğrusu…

Bu bağlamda, dünya olarak, zorlu günlerden geçiliyor. İnsanların işe gidememesi, tüketimdeki düşüş gibi konular bir belirsizlik ortamını işaret ediyor. Bu konuların çözümü ile ilgili uzmanlarında, kısa vadede yaşananlar ile ilgili sunduğu net öneriler yok maalesef. Bu dönemde en çok kullanılan kelime “belirsizlik” olarak ifade edilebilir.

Aslında öncelikli olarak, ekonomilerin daha da kötüye gitmesinin engellenmesi ve istihdamın korunmasının önemli olduğu belirtiliyor. Hâlihazırda genç işsizlik rakamlarının yüksek olduğu ülkemizde ayrıca var olan kişilerinde işini kaybetmesi ya da işleri hakkında endişe duymaları bu konunun, çözülmesi gereken en önemli konulardan biri olduğunu gösteriyor.

Bir anlamda, koronavirüs salgını hâlihazırda yaşanmakta olan teknolojik, politik ve sosyolojik gelişmelerin daha hızlı ilerlemesine neden olacak belki de…

Tam da bu noktada, bu dönemde ortaya çıkabilecekler ile ilgili bir fikir turu yapacak olur isek:

Hepimizin ifade ettiği üzere, sağlık ve tarım alanlarının stratejik öneme sahip olacağı,

“Eşitsizlik” kavramı üzerine daha çok düşünüleceği ve belki de çözümlerin üretilebileceği,

Uzmanlık kavramının öneminin fark edileceği,

İş yapma şekillerinin değişmeye başladığı bu dönemde, “en kocaman”, “en büyük”, “en çok satan”, “en çok izlenen”, “en, en” gibi kavramların daha az kullanılacağı,

Bireyi önceleyen politikaların ağırlığının artacağı,

Dayanışma, iş birliği, adalet, merhamet gibi değerlerin çok daha önemseneceği,

Çevik lider ya da çevik yönetici ve öngörü sahibi olmak gibi kavramların daha çok konuşulacağı,

Büyük, gösterişli iş yerlerinden ziyade “evden çalışma” kavramının daha çok dikkat çekeceği,

Teknolojiye sahip olmak ya da teknolojik olarak üstün olmak sözlerinin toplumun tüm katmaları tarafından içselleştirilmeye başlayacağı,

Verinin öneminin daha da artacağı, bilgiye sahip olanın “başat olacağı” ve dolaysıyla “veri madenciliği” kavramının en çok konuşulanlar arasında olacağı,

Savunma sanayisindeki teknoloji geliştirme çalışmalarının diğer alanlarda da uygulanabileceği ve özellikle sağlık alanında daha fazla fırsatların yakalanabileceği,

Ülkeler arasındaki rekabetin kızışmasıyla birlikte yeni pazarların ortaya çıkabileceği,

Kişiye özel pazarlama kampanyalarının çok daha ön plana çıkacağı,

E-ticaretin artacağı,

Kısa vadede turizm, ulaşım, spor gibi zorda olan alanlara yönelik çözümlerin gerekeceği,

Bir sürecin içinde olunduğu ve alınacak çok mesafenin olduğu ortadadır.

YORUMLAR (11)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
11 Yorum