Çamlıca Camii’ne var Cemevine yok!

Türkiye tuhaf bir yere doğru gidiyor ve gidişat hiç de hayra alamet değil. Diyeceksiniz ki dün de böyleydi. Kusura bakmayın ama dün pek çok şeyin bir oluru vardı ama ne hikmetse artık bu kanalların hiçbiri son yıllarda çalışmıyor.  

Bir yerde hasbelkader çoğunluğu ele geçirmeye görmeyin, herkes nalıncı keseri gibi kendine yontmaya başlıyor. Ve maalesef 83 milyonu bir görüyoruz, hepimiz bu ülkenin vatandaşıyız demekle de bu işler yürümüyor.  

Yunus “Elif okuduk ötürü. Pazar eyledik götürü. Yaratılanı hoş gör. Yaradandan ötürü” dese ve bu dizeleri parola gibi siyasilerimiz kullansa da, iş icraata gelince hiç de böyle olmuyor.  

Şimdi diyeceksiniz ki niye bunları söylüyorsun?  

İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi Şubat ayının son toplantısında Sarıyer Belediyesi tarafından 2013’de verilen ve 8 yıldır bekleyen bir imar planı değişikliği tasarısını görüştü ve bu tasarı ne hikmetse(!) Cumhur İttifakınca reddedildi.  

İmar planındaki değişiklik reddedilemez mi? Elbette reddedilebilir ancak bizler biliyoruz ki bu mecliste -milyon dolarcık rantlar için- İstanbul’un çanına ot tıkayan imar değişiklik planlarının nasıl el birliği ile tüm partilerce onaylandığını ve bunlar onaylanırken de bu tekliflerin kimlerden geldiğine kimsenin bakmadığını biliyoruz.  

Ama hemen burada durmak gerek. İşin içinde rant olmayınca birdenbire fikirler değişiyor, bagajlardaki önyargılar ortaya çıkıyor olmalı ki, imar değişikliği teklifi saygıdeğer Ak Parti ve MHP delegeleri tarafından reddediliyor.  

Ara not: bu yazı ontolojik-teolojik içerikli bir tartışma yazısı değildir. Zaten konu bu da değil…  

Benim anlamadığım şu; Ak Parti “Alevi Çalıştayları” ile bu ülkenin Alevi vatandaşları ile arasındaki bariyeri yıkmaya çalışmışken neden bu noktaya geri döndü. Aynı şekilde “Alevilere hakkını vereceksen ver kardeşim ne bekliyorsun” diyen MHP neden fikrini değiştirdi de Sarıyer ilçesindeki birkaç dönümlük bir arazinin Alevilerin ibadet alanı olarak tahsis edilmesine karşı çıkıldı?  

Kılıf hazır, İmar Komisyonu Raporunda, “Plan değişikliği teklifi incelenmiş olup; İstanbul 3 Numaralı Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonunun 4 Aralık 2018 tarihli görüşü doğrultusunda komisyonumuzca uygun görülmemiştir” deniliyor. Neymiş ‘İmam Hüseyin Cemevi’nin inşa edildiği alan Boğaziçi Sit alanı içinde imiş. Vay be, ne kadar da haklı bir gerekçe değil mi?  

Sayın meclis üyelerimiz milletimizin haklarını koruyor diye sevinmek lazımken benim kızdığım şeye bakın. Vallahi kendimden utandım şimdi.  

Ama bir dakika, yahu bu ülkenin her bir köşesinde bırakın 3. sınıfı 1. sınıf sit alanlarında yüzlerce, binlerce yapı inşa edilmedi mi? Daha dün yaylalarımız imara açılmadı mı? Daha geçen yıl “İmar Affı” diyerek binlerce ruhsatsız kaçak yapı kanuni hale getirilmedi mi? Dünya İnsanlık Mirası listesinde yer alan Hasankeyf’i suya gömmedik mi? Bizzat mahkemelerce bazı önemli isimlerin sit alanı içinde kalan konutlarına fazladan çıktıkları kat ve eklemeler kamuoyuna yansıdığı diye basın-yayın organlarına haber yasağı getirmedik mi?  

Vallahi bu ülke çoğu kez insanı yaşadığına bezdiriyor. Mesele çok mu önemli, bence değil(!) ama bir ülkenin insanlarının kendi insanına gördüğü muamele açısından çok önemli. Yıllarca başörtüsü mağduriyeti üzerinden siyaset yapan insanların başkalarının mağduriyetleri-ihtiyaçları karşısındaki keyfilikleri gerçekten çok kızgınlık verici.  

400 bin nüfuslu bir yerde yaşayan 100 bin civarında Alevi nüfusu için bir tane Cemevi’nin çok görülmesinde hiç mi tuhaflık yok? Ve ben eminim ki Sarıyer’deki kamu, vakıf ve özel binaların en az yarısı bu bahane edilen sit alanı içine kaçak inşa edilmiştir. Gerçekten samimi olunsa onlarında yıkılarak sit alanına katılması için harekete geçilmez mi?  

Ve yine gerçekten samimi olunsa idi bu arkadaşlar Çamlıca Camisinin yapıldığı alanında aynı Sit alanına dahil olduğunu görmezden gelirler miydi? Ama dedik ya herkes nalıncı keseri gibi kendine yontuyor. Sonra da hepimiz aynı gemideyiz martavalları sıkarken insanlarımız birbirlerine karşı niye bu kadar tahammülsüz diye konuşup duruyoruz.  

Yazık gerçekten çok yazık… 

YORUMLAR (50)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
50 Yorum