Eğitimde kendimizi kandırmayalım!

Abdullah Gül, Cumhurbaşkanı iken yapılan Rusya ziyareti sırasında Türkiye’nin ana gündemi üniversiteyi bitiremeyip atılanlar için ,kaçıncı defa- yeni bir affın gelip gelmeyeceği idi. Türk gazeteciler görüşmeler sırasında Moskova Ünv. rektörüne öğrencilere kaç sınav hakkı verildiğini sorduklarında “Bir tane!” karşılığını almış “Az değil mi?” diyerek itiraz ettiklerinde ise “Rusya’nın birinci sınıf beyinlere ihtiyacı var. İkincilere değil!” cevabı ile şaşırmışlardı.

***

Bizim de eğitim sistemimizi yeniden yapılandırırken bu gerçeği unutmamamız gerekiyor. MEB, yıllardır yapılan bir yanlıştan dönerek tüm liselerin sınavlı olması uygulamasından vazgeçti. Geçmişte denenmiş ve kısmen de başarılı olmuş eski sisteme geri dönüyor.

Şimdi bu dönüşümün dışında yapılması gereken çok daha önemli şeyler var. 28 Şubat’ın ideolojik bağnazlığı ile başlayan ve ardından yapılan hatalarla yok edilen mesleki eğitim ve akademik eğitimin yeniden düzenlenmesi gerekli.

Sınıf geçme stresini kaldıracağız derken öğrencilere neredeyse hiçbir temel beceriyi kazandıramayan bir sistem kurduk ve bu sistemin acısını ileride çok çekeceğiz. Sebeplerini daha önce yazdığım için üstünde durmayacağım.

Milli Eğitim Bakanımızın ‘nitelikli okullar’ sözüne nedense herkes bozuldu. Halbuki istesek de istemesek de sadece bizde değil dünyanın her yerinde seçkin ve nitelikli okullar var ve olacak. Bizim asıl sorunumuz çocuklarımızın kapasite ve yeteneklerini ortaya çıkaracak, var olan potansiyellerini harekete geçirecek bir eğitim sistemi kurup kuramayacağımız.

Bu nedenle MEB’in acilen milyonlarca gencin üniversite kapılarına yığılmasını engelleyecek ve mesleki beceri kazanma yaşlarını erkene alacak bir sistem inşa etmesi ve toplumu da bu yönde kanalize etmesi gerekiyor.

Proje okullarına ortaokuldan öğrenci alma isteği ne kadar doğru ise diğer öğrencileri seviyelerini belirleyerek bir yönlendirmeye tabi tutmak da o denli önemli.

8’inci ya da 9’uncu sınıfı bir baraj sınıfı haline getirerek seviye belirleme ve yönlendirme yapabilmeliyiz ki milli servetimiz olan bu gençler harcanmasın. Hatta nitelikli okullar için seçimler de bu öğrenciler arasından yapılmalı.

Akademik eğitime devam etmek isteyen öğrenciler için temel derslerden (Türkçe-Matematik-Tarih-Coğrafya-Fen Bilgisi) başarılı olma şartı getirilmeli, -bugünkü gibi performans notu ile not şişirmeleri bir kenara bırakarak- yıl içi notları üzerinden öğrencilerin gerçek seviyeleri belirlenmeli ve istenen seviyeye gelemeyenlere de üç alternatif sunulmalı.

Israrla akademik eğitim almak isteyen öğrencilere bir yıl daha sınıf tekrarı hakkı verilebilir.

Diğerleri için ise ya mesleki ve teknik eğitim -çıraklık eğitim merkezleri de buna entegre edilebilir- ya da bunu istemiyorlarsa aynı okul içinde müfredat yoğunluğunun daha az ve daha temel bilgilerin verildiği düşük yoğunluklu ikinci bir program uygulanabilir.

Böylece binlerce öğrenci kapasitelerinin üstünde zorlanmadığı gibi başarı potansiyeli yüksek öğrencilerin genel başarısızlık içinde kaybolup gitmeleri de önlenmiş olur. Geçmişte seviye sınıfları kanunen yasak olsa da tüm Türkiye’de yapılan bir uygulama idi ve yıllardır da bu iş zaten bizzat TEOG eliyle devlet tarafından yapılıyor. Bu nedenle ‘herkese eşit eğitim istiyoruz’ diyerek kendimizi kandırmayalım.

***

Bu sistemdeki temel sorun meslek liselerimizin yetersizliği. Mesleki ve teknik okulların yerel yönetimler, sanayi-ticaret odaları ve piyasanın diğer aktörlerinin etkili işbirliği içinde yönetilip, organize edilmesini ve piyasa ile doğru şekilde entegre edilmesini sağlayacak bir sistem kurabilirsek pek çok genç için üniversite bir hedef olmaktan çıkacaktır. Daha önemlisi üniversitelerimizin seviyesi yükselecektir. Bu yüzden meslek liseleri memleket meselesidir.

Gençlerimizin bilgi, birikim ve becerilerini doğru tespit edebilir ve onları lüzumsuz işlerle yormazsak zaten kendilerinde olan potansiyeli bir şekilde ortaya çıkaracaklardır ama unutmayalım ki kendilerini kandırmalarını sağlayarak bunu YA-PA-MA-YIZ.

YORUMLAR (11)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
11 Yorum