Estetikli güzel ve emekli maaşı

Çok ciddi takılmak bu ülkede insanın sağlığına maalesef zararlı. Çünkü, yapabilecekleriniz ya çok sınırlı ya da bir şeyler yapma şansınız yok. Eğitimdeki, sağlıktaki, ekonomideki sorunları bilmeniz çözebileceğiniz anlamına gelmiyor, ülkenin derin fay hatlarının tarihsel arka planını biliyor olmanız, temel hak ve özgürlükler açısından neler yapılabileceği hakkında ayağı yere basan fikirlerinizin olması da yetmiyor. Hukukun nasıl işlemesi gerektiğini bilmeniz ne size bir koruma sağlıyor ne de size düzeltme gücü veriyor. O kadar çok ötekimiz var ki her an hataları üstüne yıkacak birileri var çevremizde. Etkili ve yetkili noktalarda bulunan insanlara yakınlığınız da size hiçbir dinlenme garantisi vermiyor bu ülkede.

Hep dönüp dolaşıp aynı sığlıklara teslim oluyorsunuz. Hele bir de Allah vergisi kimliğiniz birileri için sakıncalı ise ağzınızla kuş da tutsanız kolay kolay kimsenin umurunda olmaz. Bir zamanlar etkili ve yetkili makamlara gelmiş bir dostumun sözü aklıma geliyor “Hocam dediklerin doğru ama bilmediğin çok şey var!” demişti yüce devletimizin bahşettiği iktidarının aydınlatıcı ruhaniyeti ile.

Bilmediğimiz çok şey var o yüzden biz, bilmediğimiz sularda yüzmek yerine daha az ya da hiç bilmediğimiz sularda yüzsek sanırım daha mutlu olabiliriz.

O yüzden Batı’daki insanların halini çoğu kez kıskançlıkla izliyorum. Orada şöyleymiş, böyleymiş diyen arkadaşlara da “Ben de canım sıkıldı mı üç ay çalışıp araba değiştirmek istiyorum, çocuğuma 18 yaş hediyesi araba almak istiyorum” diyorum. Hepsi yapamıyormuş? Bizde hiç yapamıyorsun zaten zengin değilsen.

Biraz gırgır gidelim bize fazla ciddiyet yaramıyor.

Biliyorsunuz tüm dünyada estetik ameliyatlar moda oldu. Çevremizde nerede ise ünlü ünsüz cerrahi operasyona maruz kalmamış biraz paralı kimse kalmadı. Herkes Allah vergisi eksikliğini-fazlalığını değiştirme peşinde. Ortalık koca dudaklı Afrikalı atalarımıza benzeyen tiplerle dolu.

Gözümüzün önünde adım adım başka bir şeye dönüşen birçok isim var.

Epey bir süre önce bu şekilde şekli şemali değişen bir kızımız çevremizce de bilinen zengin bir aile çocuğunun gönlünü çeliverip dünya evine giriverince ister istemez ilgi alanımıza giriverdi.

Sohbet muhabbetin gırla gittiği ilk günlerde en çok konuşulan, halkımızın derin biyoloji bilgisi etrafında dönen yeni nesil mevzuu idi.

Kızımız Marlin Monroe’ye benziyordu ama bizim çiftten doğacak yeni nesil nasıl olacaktı. Bıçak darbelerinin çizdiği resim ile Allah’ın çizdiği resim aynı olacak mıydı?

Merakımızı gidermek için çok da uzun süre beklemedik. Bizim mutlu çiftlerin ikiz bebek beklediği haberi duyulunca herkesi bir merak aldı çocuklar nasıl bir şey olacak.

Lafı uzatmayalım, mutlu mesut yuvamız nur topu gibi iki yaramaza kavuştu. Çocuk görmeleri, tebrikler vs. zaman akıp gidiyordu. Tüm çocuklar güzeldir, o yüzden biraz büyümelerini bekledi tabi bizim eş dost avane.

Çocuklar büyüyüp serpildikçe meraklar da azar azar cevap bulmaya başladı. Oğlan babaya benzediği için sırıtmıyordu ama bizim kızcağız ne babaya benziyordu ne de (estetikli) anneye!..

Kızımızın eski hali tabu olduğu için en yakınları bile severken yok burnu, yok elmacık kemikleri yok çenesi aynı annesi diyemiyordu. Kimsenin itiraf edemediği gerçek sohbet aralarında bir süre sonra ‘hele bir büyüsün o da annesine bir şekilde benzer’e bıraktı.

Keşke hayat da bu kadar basit olsa değil mi?

Dünyanın en güçlü ülkelerinden biri olabilecek potansiyele sahip bir ülkenin vatandaşları olarak o kadar gereksiz tartışmalarla gücümüzü tüketiyoruz ki çözmemiz gereken yapısal sorunlarımızı kökten çözecek gücü üretemiyoruz.

Geldiğimiz noktada karamsar olmamak elde değil. Bizi büyüten nesil için ev, araba vs. sahibi olabilmek büyük bir hayaldi. Bizim nesil bunlara bir şekilde ulaştı ama arkamızdan gelen neslin bu hayallere ulaşması hatalarımız yüzünden çok da kolay görünmüyor.

20 yıl önce rahmetli babam emekli olduğunda asgari ücretle çalışan kardeşimin bir buçuk katı maaş alıyordu. Şimdi ise anneme kalan maaş asgari ücretin yarısı bile değil. Sigorta sistemini alt üst edecek düzenlemeler yapılırken, saçma ideolojik kavgaların gölgesinde bugünlerin geleceğini söyleyen herkes susturulmuştu.

Söylenecek çok şey var ama söylemek bile cesaret işi. Keşke her şey estetik için vurulan iki bıçak darbesi kadar kolay olsa…

YORUMLAR (8)
8 Yorum
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.