Gazımız demokrasimizi geliştirirse ne âlâ!..

Nedense ülkece bir şeylere sevinmeyi doğru düzgün beceremiyoruz!

Karadeniz’de ciddi bir doğalgaz rezervinin bulunması haberi ülkece sevinilecek bir gelişme iken iki tarafın trolleri sayesinde yine birbirimizle kapışmaya vesile oldu.

Buradaki öncelikli suçlunun kendini iktidar çevrelerine yakın gören bazı kesimlerin olduğunu söylemeliyiz. Çünkü öyle bir hava estiriliyor ki sanırsınız ülkede muhalif olan herkes hain ve ülke için iyi bir şeylerin olmasını istemiyor. Hal böyle olunca muhalif çevrelerin tetikçileri de aynı sertlikte cevap veriyor. Olaya mutedil ve aklı başında yaklaşmaya çalışanların sesi de bu kuru gürültüde kaybolup gidiyor.

Ülkece zaten varolan ahlaki problemlerimiz yanında bir de üslup sorunumuz olduğu bir gerçek. Atalarımızın sap yemekle ilgili bir sözü var, ne hikmetse her yerde bu tiplerin sözü duyuluyor. Bu üslup sorununun sadece trollerde olduğunu düşünürsek kendimizi kandırmış oluruz. En tepeden en aşağıya, ezici çoğunluğumuzun ötekisine bakışı nefret ve tiksinti ile karışık bir çizgide geziyor. Aslında işin içine siyaset (dinî-ladinî) girmediğinde çok rahatlıkla anlaşacak olan insanlarımız siyasi bir mevzuya daldıklarında anında kırmızı görmüş boğaya dönüyor ama ortalıkta matador yok.

Hain, Fetöcü, Bölücü, Terörist, İşbirlikçi, Siyonist Uşağı, Tespihçi, Yobaz, İşidci, Pis Kapitalist; bunu da ben ekleyeyim Kapitalist düzenin ayyaş bekçileri vb. birçok laf havada uçuşurken Allah rızası için ortada bir tane fikir kırıntısının bile sesi duyulmuyor.

Tabii burada medya organlarının bile isteye bu tipleri ön plana çıkarmaları da var. Düşünsenize TV ekranlarında aklı başında, işini bilen bir isim görüldüğünde insanlar sosyal medyada o isimler için “Artık bir daha TV’ye çıkarmazlar!” diye konuşuyorsa bu algı gerçek olmasa bile vay halimize.

Böyle olunca muhalefetin gerçek tepkisini iktidara yakın olanlar nasıl tartamıyorsa, muhalif olanlar da aynı şekilde iktidar bloğunun sözlerine hiçbir şekilde inanmama eğilimine giriyor.

300-350 milyar metreküplük bir keşiften bahsediyoruz ve arkasının geleceğine dair de bir umut var. Şu aşamada bu gazın bir günde çıkarılamayacağı ve mevcut teknolojik altyapımızla kendimizce karaya çıkarılarak halkımızın hizmetine sunulamayacağı malum. Bu tür teknik birçok mevzu var ama bizim işin olumlu yanlarına odaklanmamız gerek.

Eğer ulaşıldığı düşünülen rezerv gerçekten verimli bir kaynak ise bunun bize katkısı ne olabilir ona bakmak lazım.

Keşfedilen yatağın bu hali ile uzun vadede direkt doğalgaz fiyatlarını birilerinin dediği gibi bedavaya indirmesini beklemek ancak Nasrettin Hoca’nın kendi yalanına inanmasına benzer. Hoş böyle güzel bir yalana herkes inanmak ister ama biraz akıllı iseniz güler geçersiniz.

Keşfedilen rezerv Türkiye’nin mevcut ihtiyacının 7 yıldan biraz fazlasına denk geliyor. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunan bir ülke olunca da insanlarda mevzuyu tam olarak anlayamıyor. Bu kadar gaz bir seferde karaya taşınamaz. Zaten Türkiye Petrolleri’nin projeksiyonuna göre de bu yataktan çıkacak gaz en az 21 yıllık bir süreçte çıkarılabilecek ve her yıl cari açıkta 5 Milyar Doların üzerinde bir getirisi olacak.

Burada belki şu takip yapılabilir, bu gazı çıkaracak şirket ile nasıl bir pazarlık yapılacağı ve bu şirkete verilecek payın ne olacağı. Bu gazın %10’u mu %20’si mi ya da daha fazlası mı verilecek bu da sizin pazarlık gücünüze bağlı.

Kimse hemen hoplayıp zıplamasın, bugün dünyada kendi gazını kendi petrolünü çıkarıp işleyebilen çok az ülke var. Merak edenler Azerbaycan petrollerini kimin çıkardığını araştırsın.

Geçen yıllarda Irak Kürdistan Özerk Bölgesinde çıkarılacak petrol için çok uluslu şirketlerle anlaşma yapıldığında Türkiye’den giden gazeteciler –her şeyi çok iyi bildikleri için- Enerji Bakanına “Neden yabancı şirketlere bu kadar büyük pay veriyorsunuz?” sorusuna: “Bizim bu petrolü çıkarma ve işleme şansımız yok, onlar gelip çıkarmadığı takdirde o petrolün bize hiçbir faydası olmayacak. Hem onlar kazanacak hem biz kazanacağız!” minvalinde bir cevap vermişti.

Cari açıkta yıllık 5 milyar dolarlık katkıyı küçümsemeyelim, inşallah başka kuyulardan da iyi haberler gelir de Rus gazına ihtiyacımız kalmaz. Böyle bir gelişme Türkiye’nin önünü açabilir.

Tabii ki tek bir şartla, demokratikleşmenin de gerçekleşmesiyle. Yoksa o zaman Allah korusun petrolün olduğu ama özgürlüklerin toprağın altında kaldığı zenginliğin oligarklarca paylaşıldığı ülkelere benzeriz.

YORUMLAR (6)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.