Hangi kazanımlarınızı kaybetmekten korkuyorsunuz?

Deprem, acıları ile depremzedelerin yüreğinde hala bir taş gibi otururken memleket tüm hızı ile seçim sürecini yaşamaya başladı. Tabii ki tipik bir Türkiye hikâyesi olarak bu seçim de eskileri gibi birilerince bir ölüm-kalım meselesi haline getirilmek isteniyor.

Ne bitmez “beka sorunu”muz varmış!..

Bıkkınlık verircesine 2002’den sonra her seçim sandığı önümüze konulduğunda aynı temcit pilavı tekrar tekrar önümüze geliyor ve kendinden menkul bir “kazanımlarımız elden gidecek” tantanası ile muhafazakar seçmenin güya birilerince kandırılmasına, yoldan çıkarılmasına engel olunmaya çalışılıyor.

Gel gelelim birileri bunu her seçim yapıyor da algı oyunlarına gelenlerin hiç mi suçu yok?

Kazanım diye önümüze konulanların ne tür kazanımlar olduğu birileri için malum da mesela benim için hiç de malum değil. 21 yılın sonunda ekonomik krizi geçtim döndük dolaştık en önemli mevzularda –adalet, eşitlik, özgürlük vs.- aynı noktaya geri döndük ve muhalefetin kötülüğü(!) üzerinden tüm olanların yutulması isteniyor ve iktidar tüm hatalarından tenzih ediliyor.

Baksanıza, yıllardır mülakatın bu ülkede ne anlama geldiğini bilmiyormuşcasına iktidar seçim vaadi olarak bunu önümüze koyuverdi. Bazı kurumlara, makam ve mevkilere atamaların hangi kriterlere göre yapıldığı sanki kamuoyuna gizli imiş gibi.

Mülakatın neden getirildiğini ve şimdi neden kaldırılacağı vaadinin verildiğini bilmiyormuşuz gibi sendikacılar kralı Buçuk Ali de övgü mesajları atabiliyor…

Hadi sevinin mülakat kalkacakmış?!..

Arada bir iki güzel söz de edilmiyor değil, her seçim döneminde olduğu gibi oylar alındıktan sonra unutulacak bir “tüm Türkiye’yi kucaklamak” iddiası gibi.

Nankörlük etmeyelim çok büyük ve güzel işler de yapıldı geçmişte ama gelinen noktada bunların diyeti 21 yıllık kesintisiz iktidar ile zaten fazlası ile ödendi.

Memlekette özgürlük var mı? Birileri için amiyane tabirle dibine kadar var. Var çünkü bu kesimlerin her türlü rezilliği işleme hakları var ve maalesef kazanımlarımız diye önümüze konulanlar da bu rezillerin daha da rezilce hareket edebilmeleri için muhalefetin kötülüğü üzerinden onaylatılmaya çalışılıyor. İşin ilginci bu tiplerin bir de muhalif versiyonları var ki ne hikmetse iktidar bunlardan da hiç rahatsız değil.

Sebebi de malum aslında.

Türkiye’deki genel dini inancı teslim etmeyen ama ne hikmetse İslamın sahibi gibi davranan, sabah akşam -artık nasıl bir çocukluk ve yoksunluk yaşamışlarsa- kadınlar üzerinden fanteziler anlatan, kimsenin gündeminde değilken milletin cinsel tercihleri ile uğraşan, kendileri dışında herkesi sapkın ilan eden üç beş sivri dilli hiçbir önemli konuda konuşmazken iktidarın kadınları için dahi cehenneme odun taşımaktan çekinmezken iktidar bunların sırtını sürekli sıvazlıyor.

Sağolsun çok sevdiğim sevgili hocamız da milletin soğan, ekmek derdini Yahudiliğe bağladı ya! İnsanın biz ne yaşıyoruz diyesi geliyor.

Kim Musa, kim Yahudi? Ve bu imanın varacağı yer neresi?

Geriye gidiş için sadece tek bir örnek bile yetebilir. Bugün sıradan insanlar sosyal medyada bir zamanlar yazıp çizdiklerini silecek, hesaplarını kapatacak kadar korkuyorsa kusura bakmayın kimsenin iyiyiz deme hakkı yok.

Birilerinin kaybetmekten korktukları kazanımlarının eski bir reklam spotunda olduğu gibi fazlası ile “duygusal” olduğu da ortada.

21 yıldır yapılırsa ülke batar denilen ne varsa son 1 yıldır iktidarı korumak adına hepsi yapılıyor ve kimsenin de bunları eleştirmesi istenmiyor.

Bayram arifesinde umarım birbirimizi kırma dökme huyundan vazgeçeriz diyorum ama olmayacağını da biliyorum. Ramazan vesilesi ile şahit olduğum bazı muhabbetler karşısında da Allah’a sığınmaktan başka çare bulamıyorum.

Allah’ım bizleri ıslah et, bizi nefretine esir olan değil vasat bir ümmet kıl ve bizlerde bu yönde istek ve gayret uyandır. Basiretimizi aç, adil bir ülkede adil insanlarla birlikte yaşamayı nasip et. Bizleri her Cuma hutbede okunan Nahl suresi 90. ayetinin hikmetine vakıf ve amelle de bu işin takipçisi olan Müslümanlardan kıl. “Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayâsızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.”

Cümleten hayırlı bayramlar.

YORUMLAR (16)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
16 Yorum