İman, amel, akıl

Yine bir Ramazan ayına daha veda etme zamanı geldi. Tutulan oruçlar, yapılan ibadetler umarız Hâk katında kabul olur. İşin sonunda Hz. Ali’nin buyurduğu gibi umarım oruçlarımızdan kazancımız sadece açlık, ibadetlerimizden kazancımız ise sadece yorgunluk olmaz. Allah bizi bu gafletten korusun.

Bir süredir Ehl-i Beyt İmamlarının hayatlarından kesitler okuyorum ve okudukça onların ahlakları ve ilmi deriliklerine hayranlık duymamak gerçekten elde değil. İmamlar ne mutezile gibi aklı tamamen öne çıkarmış ne de diğerleri gibi kapı arkasında bırakmamışlar. İmanı, birileri gibi de dil ve kalp arasına sıkıştırıp amelsiz içi boş bir eylemsizliğe mahkum etmemişler. Ameli imanın ayrılmaz bir rüknü görmüş, görseler de zayıfların eylemsizliğini de tahkir etmemişler.

Bize ders olur mu bunlar bilemem. Çünkü, özellikle 60 sonrası başlayan süreçte ülkemizde bu topraklara yabancı bir din anlayışı yerleşti. Süfyani ve Mervani soyunu ve onların sünnetlerini Resullullah’a ve onun Ehl-i Beytine tercih eden bir zihniyet.

Ha sorsak, bu kitle Ehl-i Beyti herkesten çok sever ama fasık ve zalim de olsa halifeye itaati Allah’a itaat ile de eş tutarlar. Şimdi bu mübarek günlerde tartışmaya girmek istemiyorum ama her eylemi ile fasıklığın kitabını yazan şahsiyetler sırf güç, kudret ve iktidar sahibi oldukları için kendilerine fasıklık ve fitneleri sebebiyle ses yükseltenlerden daha evla geliyor bunlara. Haccâc-ı Zâlim bile bunların gözünde mübarek bir zat neredeyse. O ki, Kabe’yi mancınıklarla taşlayıp yerle bir etmişti; Medine’de Resulullah’ın sahabelerine ve evlatlarına yaptığı rezillikleri saymıyorum bile. Dillerinde bir “Kalblerini mi yarıp baktık, belki de tövbe etmişlerdir” masalı ama aynı güruh sevmediklerini ise zemmetmekten asla geri durmuyor.

Şüphesiz günahkarları cezalandıracak olan Allah’tır, biz bilemeyiz ama sırf dilde (sözde) bizden diye bu tip kimseler konusunda ileriye gitmek sanırım bir mümine yakışmaz. Demiyorum ki, biz de birleri gibi küfredelim, etmeyelim ama övmeyelim de!..

Bir müminin, amellerini akıl ile süslemesi ile süslememesinin ecri şüphesiz derece olarak farklı olacaktır. Çünkü, Allah bize bu nimeti kullanmamız için bahşetti, sırf taklit ile kurtulacağımızı sanmak sadece bizim gafletimiz olsa gerek!

Süleyman Deylemî’den rivayet, İmam Cafer Sadık’a “falanca şahsın ibadeti, dindarlığı ve faziletinden bahsettim. O da “Aklı nasıldır?” buyurdu “Bilmiyorum.” dedim. Bunun üzerine İmam, şöyle buyurdu: “Kuşkusuz (Allah’ın vereceği) sevap, kişinin aklına göre olur.” Dedikten sonra şu hikayeyi anlattı: “İsrailoğullarından bir adam, yemyeşil, ağaçlarla dolu, içinden ırmaklar akan bir adada Allah’a ibadet etmekle meşguldü. (Bir gün) meleklerden biri ona uğrayınca: “Rabbim, bu kuluna vereceğin sevabı bana göster!” diye yakardı. Allah Tealâ, ona vereceği sevabı kendisine gösterince melek onu az buldu. Bu arada Allah Tealâ meleğe, bu adamla birlikte olmasını vahyetti. Melek, bir insan görünümünde onun yanına vardı. Adam: “Sen kimsin?” diye sordu. Melek: “Ben, Allah’a ibadet etmekle gününü geçiren biriyim. Senin ününü ve burada ibadet ettiğini duydum, seninle birlikte Allah’a ibadet etmeye geldim.” diye cevap verdi. Melek, o günü onunla birlikte geçirdi. Ertesi gün olunca ona: “Burası çok güzel ve iç açıcı bir yerdir, ibadet etmek için bire birdir.” dedi. Âbid adam: “Ama buranın bir kusuru var…” dedi. Melek: “Nedir o kusur?” diye sordu. Âbid: “Rabbimizin bir hayvanı yoktur. Eğer bir eşeği olsaydı, burada otlatırdık. Bu otlar zayi olup gidiyor!” dedi. Melek abide: “Yani Rabbinin bir eşeği yok mu?” diye sordu. Âbid: “Eğer olsaydı, bunca ot zayi olur muydu?!” dedi. Bunun üzerine Allah meleğe: “Ben, ancak aklı oranında ona sevap veririm.” diye vahyetti.”

Bir başka rivayette de İshak bin Ammar, İmam Cafer Sadık’a “Benim çokça namaz kılan, çokça sadaka veren, çokça hac yapan bir komşum vardır; yanlış bir yönü de bulunmamaktadır.” der. İmam: “Ey İshak, aklı nasıldır?” buyurdu. Ben: “Sana feda olayım pek aklı yoktur.” dedim. İmam: “Öyleyse amelleri yükselmez.” buyurur...

Akıl, Allah’ın bize bahşettiği en güzel hazinelerden birisi olsa gerek. Ancak, aklı şerre de hayra da kullanmak bizim elimizde.

Allah bizi imanlarını güzel ameller ve akıl ile süsleyenlerden eylesin diyerek ve gelecek bayramın cümle âleme huzur ve barış getirmesi dileğiyle söze nokta koyalım. Vesselam.

YORUMLAR (19)
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
19 Yorum