Ismael Beşiktaş’ın Milne’ı olamaz mı?

Futbol iklimimizin ne denli kirli ve zehirli olduğunu sanırım bilmeyen yoktur ama bilmezden gelmek işimize geliyor. Birileri imparator yapılırken nice Rasim Kara’ların hakkının yendiği ise hep görmezden gelinir.

***
Beşiktaş teknik direktörü İsmael geldiği günden beri tartışılıyor.

İsmael’e hemen her hafta tek maçlık ömür biçiliyor. 9 hafta içinde Y. KOL felaketi yaşanmış, sakatlıklarla takım sürekli bozulmuş, alkışladı diye kendisini atanlar sinkaflı küfürlere sırtını dönmüş, ona buna çalışan VAR ona hiç çalışmamış, tüm bu aksiliklere rağmen hala zirvede kalabilmesi kimseyi ilgilendirmiyor varsa yoksa eleştiri!..

Dahası camia içinde de tekme vurmak için sıraya giren, başını Güneş’çilerin çektiği bir kitle var. Bu kitle, Güneş’in son iki sezonunda ilk yarılardaki laubaliği ile şampiyonlukları hediye ettiğini ve bugün F. Orman’ın arkasından ağır eleştiriler yapılmasına sebep olduğunu ise nedense görmezden geliyor.
İsmael eleştirilemez mi? Elbette eleştirilebilir ama eleştirilerde de bir izan olmalı. Basınımızın kadrolu renkli yorumcuları ne hikmetse renkli takımların hocaları için ağızlarını bile açamazken İsmael’e atış serbest. Derbide son 15 dakika renkli rakibini ezen Beşiktaş için “ama ilk 70 dakika” diyenler, Giresun maçındaki ofsayt gol üzerinden “ya gol olsa idi” geyiği yapıyorlar. Hâlbuki biraz şans olsa maç 4, 5-0 olabilirdi.

ŞL’de oyuncularının yarısı kaçmış D.Kiev’e elenen, Avrupa liginde tarihi farktan rakibin beceriksizliği ve zorlama kırmızı ile kurtulup beraberliği zor kurtaran; kendi sahasında rakibinden 4 yiyen, VAR’ın penaltı standartsızlıkları ve son dakika golü ile maç kurtaran teknik direktör karşısında ise herkes hazırolda… Diğer tarafta ise ne oynadığı belli olmayan, sahada başı kesik horoz gibi koşturup duran Buruk’un takımı içinse övgüler diziliyor.

Çifte standardın balı ise Dele Alli konusu. Alli’yi sakatlık geçirmesine rağmen sahaya çıkma cesareti gösterdiği halde yerden yere vuranlar, yaşadığı aşk acısı ile takımını umursamayan İcardi için ise birlikte aşk acısı çekip olayı sevimli göstermeye çalışıyor ve yine hazırlık maçlarının süper golcüsü Seferoviç’ten ya da Mertens’ten hiç bahsetmiyorlar. Ortada bir sürü fiyasko var ama birilerinin tek derdi Beşiktaş ve İsmael. Yarınki maçın sonucundan bağımsız; kim ne derse desin Çebi ve yönetim İsmael’in arkasında durursa rahmetli Seba gibi sırtlarını koltuğa dayayıp keyif sürecekleri önlerinde uzun bir yol gözüküyor ama bu irade onlarda var mı bilemiyorum.

YORUMLAR (12)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
12 Yorum