İtibar verelim derken itibarsızlaştırılan meslek: Öğretmenlik

Ülkemizde ne zaman iyi niyetle bir adım atılmaya çalışılsa işin ruhunu bilmeyenlerin attığı adımlar daha büyük problemlere yol açıyor. Öğretmenlik Meslek Kanunu da “yoktu yapalım, bir eksiklik, yanlışlık varsa sonra düzeltiriz” mantığı ile yapılıverdi.

Yıllar önce memurların sendikalaşma sürecinde de benzer şeyler yaşanmış, gelen tüm itirazlar “efendim dün o da yoktu!” denilerek püskürtülmüştü. Gelinen noktada hemen her toplu sözleşme sürecinde memurları masada yüzüstü bırakan ve sarı sendikacılığın destanını yazan sendikalar var ama ne hikmetse küçülmek yerine hep büyüyorlar.

Komediyi şuradan anlayabilirsiniz: Pazarlık masasına %35-40 zam beklentisi ile oturup, hükümetin %3,5’luk teklifine “bu konuşulacak bir teklif değil” deyip sonra %5’i konuşulabilir bulan memur sendikaları ve memurlardan da sürekli destek alan sendikalar var.

Öğretmenlik meslek kanunu hazırlanırken de yetkili sendikaların bu işin neresinde olduklarını açıkçası çok bilmiyoruz. Sayın Özer’in açıklamaları sürecin çok da sağlıklı yürümediğini gösteriyor. Bakanın “mülakatı ben istemedim çünkü bitmek tükenmek bitmeyen spekülasyonlar olacaktı” demesi bile sendikaların bu işi ellerine yüzlerine bulaştırdıklarını gösteriyor.

Öğretmene yapılacak üç kuruşluk iyileştirmeyi öğretmenleri aşağılamadan vermeyi beceremedikleri ortada. İtibar kazandıralım derken tüm öğretmenleri 2000 TL için el açan insanlar seviyesine düşürmek gerçekten çok acı!

Burada öğretmenler de bir çift sözü hak ediyor. Siz, sizi bu hale düşüren sendikalarınıza gerekli tepkiyi ver(e)mezseniz başınıza daha çok iş gelir. Aynı sendika daha önce de masada tüm memurlar seyyanen zam alırken öğretmenleri unutmuştu. Peki, bu unutmanın karşılığı ne oldu? Sendika daha da büyüdü!..

Öğretmenlik mesleği maalesef kendi içinde zaten bir sürü basamağa ayrılmış durumda: Ücretli, vekil, sözleşmeli, kadrolu, uzman, başöğretmen.

Peki, bu farklılıklar bu öğretmenlerin sınıf içinde yaptıkları işi değiştiriyor mu? Burada kişisel farklılıklardan bahsetmiyorum, işin asgari özelliklerinden bahsediyorum. Çok büyük fark yok ancak işin içinde olanlar bilir ki öğretmenlik yapa yapa öğrenilen ve tecrübe ile gelişilen bir meslek.

Öğretmenlerin akademik gelişimi desteklenebilirdi –halbuki bir başka Ak Partili bakan Yüksek Lisans (YL) ve doktorayı anlamsızlaştırmıştı- nitekim Özer’in de bu yönde açıklamaları var. Ancak, YL konusunun çeşitli sebeplerle sulandırıldığı da malum. Herhalde ülkemize özgü bir tezsiz YL olayı var. YÖK Tez Merkezine girdiğinizde yazılan YL tezlerinin büyük bir kısmı lise seviyesinde iken tezsiz YL’nin seviyesini tahmin etmek sanırım çok zor olmasa gerek.

Öğretmenler zaten normal şartlarda meslekte yıllandıkça kademe derece alıyorlar. Verilmek istenen üç kuruşluk iyileştirme kademelere dağıtılarak ve ekstradan akademik gelişim programlarına katılımlarına göre verilemez miydi? 25-30 yıllık bir öğretmen ile 2-3 yıllık bir öğretmenin arasındaki 2000-2500 TL’lik maaş fark sizce de komik değil mi?

2-3 yıllık bir öğretmen maaşı bu günlerde asgari ücret için konuşulan rakamın bir tık üstünü 10 bin TL’yi bile bulmuyor. Şimdi sağdan soldan ek ders ücreti diye koşacaklara şu gerçeği söylemek gerek: öğretmenlerin önemli bir kısmı çeşitli sebeplerle zorunlu ders yüklerini ancak yerine getirebiliyor. Yani maaş karşılığını doldurabilen bir öğretmen 2000-2500 TL arası bir ek ders ücreti ancak alabilir.

Bir başka itiraz da şu “Dışarıda 700 binden fazla öğretmen adayı var. Maaşlarını beğenmiyorlarsa istifa etsinler.” Bir de asgari ücretliler var, sanki bu ücretin sorumlusu öğretmenlermiş gibi itiraz eden. Birilerinin atanamamış olması, birilerinin de asgari ücretle çalışıyor olmaları öğretmenlerin suçu değil. İtirazımızı doğru yere ve doğru şekilde yapmamız gerekiyor.

Yukarıda değindiğim gibi iş biraz da öğretmenlerde bitiyor. Doktorlar –haklı olarak- günlerce sosyal medyayı meşgul ederek, kamuoyu oluşturarak hiçbir gerekçeye gerek duyulmadan bir öğretmen maaşı kadar zam aldılar. Öğretmenleri ise önce öğretmenler ezerken nasıl güçlü olacaklar ki?

YORUMLAR (33)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
33 Yorum