LGS’yi niçin doğru kullanamıyoruz?
Zorunlu eğitim, 4+4+4 sistemi ile 12 yıla çıkarılırken yapılan pek çok haklı itiraz ideolojik çekişmeler nedeniyle duymazdan gelinmiş ve Türkiye şartlarında çok başarılı olan 5 yıllık ilkokul eğitimi de bu tartışmalara kurban gitmişti.
Yeni sisteme geçilirken, 28 Şubatçıların meslek liselerine yaptığı büyük kötülüğü ortadan kaldırılacak adımların atılmasında da gecikildiği için “Meslek Lisesi Memleket Meselesi” mottosuna rağmen meslek liseleri üvey evlat olmaya devam etti.
Bugünlerde Bakanlık tarafından gündeme getirilen zorunlu eğitimin kısaltılması tartışmalarında maalesef gene can alıcı noktaların gözden kaçırıldığı görülüyor. Devasa öğrenci nüfusumuzla hâlâ herkesi üniversiteye zorlayan mevcut sistemin açmazları giderilmeden çıkılacak her yolun bizi hüsrana götüreceği ise malum.
Kamuoyu son günlerde –ne kadarı MEB’in taslağı bilinmeyen- liselerde 2+2 sistemini ve zorunlu eğitimin 10 yıla düşürülmesini tartışıyor. Taslağa göre 2 yıllık temel lise eğitimini bitiren öğrenciler ya üniversiteye yönelik olarak akademik eğitim almaya devam edecekler ya da mesleki eğitime yönelecekler.
Bugünden söyleyelim ki böyle bir uygulama baştan ölü doğar çünkü bizde kimse çocuğunu mesleki eğitime layık görmüyor. Bugün mesleki eğitime giden öğrencilerinin abartısız %90’ı herhangi bir Anadolu Lisesine yerleşemediği ve 12 yıllık eğitim mecburi olduğu için cebren meslek lisesine gidiyor.
Siz 2+2 diyerek bir yol açtığınızda birilerinin sandığı gibi kimse mesleki eğitime yönelmeyecek ve ezici çoğunluk için üniversite temel hedef olarak kalmaya devam edecektir.
Taslağın anlamadığım kısmı 2+2’nin son 2 yılının neden zorunlu olacağı. Mesela başarılı bir öğrenci 2 yılın ardından “Ben kendime güveniyorum, direkt üniversite sınavına girmek istiyorum” derse ne olacak? Kamuoyundaki tartışmalarda üniversite için 2+2’nin tamamlanması gerektiği söyleniyor. İyi de başarılı bir öğrenci üniversite için neden 2 yıl daha beklesin ki?
Amaç hayata erken hazırlanmak değil mi?
Geçmişte liseler 3 yıl iken –benim de mezun olduğum- teknik liseler 4 yıldı ve burada okuyan öğrenciler 3. sınıfta üniversite sınavına girebiliyor, üniversiteye yerleştikleri takdirde de okullarından mezun olabiliyorlardı.
Medyada ABD üniversitelerinde birçok öğrencinin lise eğitimini bitirmeden üniversitelere erken yaşlarda kabul edildiğini sık sık okuyoruz. Orada kabul edilebiliyorsa bizde neden olmasın?
İşin meslek lisesi kısmına geri dönersek, elimizde LGS gibi harika bir araç var ve biz bunu etkili bir şekilde kullanmayı nedense öncelemiyoruz. LGS sınavı’nı akademik ve mesleki eğitim için bir kıstas olarak kullanabilse idik bugün eğitimde çok daha iyi bir yerde olabilirdik.
LGS o denli verimsiz kullanılıyor ki bugün 2900 civarında sınavla öğrenci alan okuldan 500’den fazlasına (2024 verilerine göre) sadece 5 Türkçe neti yaparak yerleşebiliyor.
LGS sınavını biraz daha dönüştürüp, akademik ve mesleki eğitim için seçme sınavına dönüştürüp akademik ya da mesleki eğitime yönlendirilecek öğrencileri baştan – her iki grup için de üniversite yolu açık olmak üzere- belirlese idik bugün Anadolu Liseleri üzerindeki anlamsız baskı da azalmış olurdu. Ayrıca bu sayede mesleki liselerinin öğrenci seviyesinde de gözle görülür bir artış sağlayabilirdik.
2+2’nin anlamlı olabilmesi için sistemin LGS ile birlikte revize edilmesi ve kazanım düzeylerine bakılmaksızın her öğrencinin Anadolu ve Fen Lisesine gitme ısrarına son verilmesi ve akademik olarak yeterli düzeyde olmayan öğrenciler için mesleki yönlendirmenin ilk 2 yıla çekilmesi gerekiyor.
Biz, Almanya’dan daha zengin değiliz ve Almanya’nın yaptığı gibi bizim de belli bir yeterliliğe sahip olmayan öğrencilerin devlet eli ile akademik lise eğitimi almalarına izin vermememiz gerekiyor. İsteyen çocuğunu özel okullara göndersin, onlara bu tercihi de sunalım.
Mesleki eğitimde 9. Sınıfı, öğrencilerin alanlara yönelimi için bir hazırlık aşaması olarak düzenleyip 10. sınıfta bölümler arasında öğrenci seçimine gidebiliriz. Mevcut sistemde bu var zaten. Akademik eğitim alan öğrenciler için de 10. sınıfta mesleki eğitime geçme imkânı sunulmalı.
Bazı mesleki bölümler için ise öğrenci alımları –şu an bazı meslek liselerinde olduğu gibi- orta kademeye çekilebilir. Meslek liseleri, piyasa ve iş çevreleri ile entegre bir şekilde hareket ederek gençlerin iş hayatına kalifiye elemanlar olarak hazırlanması ve gelecekteki istihdamı için birlikte hareket etmesi sağlanmalıdır. Bu sayede hem halkımızın vergileri boşa harcamamış hem de milyonlarca öğrencinin üniversite kapılarına yığılmasını önlerken üniversitelerimizin de kalitesini arttırmış oluruz.
Şu an konuşulduğu gibi 2+2 diyerek mesleki eğitimi son 2 yıla ötelersek birilerinin sandığı gibi öğrenciler mesleki eğitime yönelmeyecek, tam tersine yine üniversite kapılarına yığılacaktır.
Maalesef olacak da budur!..
