Merkeze gelmek devletle barışmak demektir!

Geçen haftaki “Aleviler de merkeze gelmek istiyor” yazıma gelen tepkilerin bir kısmı ülkemizin temel sorunlarından birinin ne olduğunun yeterince anlaşılamadığını şahsıma bir kere daha gösterdi.

Bazı eleştirilerde Alevilerin kamusal alanda zaman zaman kayrıldıkları, hadlerinden fazla yer aldıkları(?) hatta daha da ileri giderek muhafazakâr çevrelerin geçmişte yaşadığı birtakım mağduriyetlerde de Alevilerin payı olduğu iddia edildi. Bazıları da tersini… Bu iddialara cevap vermeyi açıkçası gereksiz buluyorum.

Hâlbuki yazımdaki merkeze gelmekten maksat, bugün için dindar ve mütedeyyin insanlar kimliklerini gizlemeden ve saklamadan nasıl bir yerlere gelme şansı bulabiliyorsa aynı şansın ideolojik-dinsel-etnik fark gözetilmeksizin her kesime tanınması idi.

Hani söyleye söyleye içini boşalttığımız “ehliyet ve liyakat” ilkesi çerçevesinde.

Bu tespit ile dün merkezde Alevi, Sünni, Kürt, Türk, Çerkes vs. olmadığı iddiasında değilim. Tersine bu kimlikler dün de merkezdeydi ancak hiçbiri kendileri olarak var olamadı. Aleviler de düne kadar kamuda başka kimlikler üzerinden yer aldı. Geçmişte bize Alevi kadrolaşması diye sunulan tablolar Alevi kadrolaşması olmaktan çok Sol-Kemalist kadrolardı. Bu kadrolarda yer alan ya da yer aldığı iddia edilen Aleviler de hiçbir zaman Alevilik üzerinden bir siyaset gütmedi. Hatta pratikte Alevilerin hak talepleri konusunda destekçi olmaktan çok köstek oldular. Bu kadroların Aleviler için yaptıkları şey, en fazla vakayı âdiyeden konularda, Türkiye’deki her toplumsal kesimin kendi çevresine yaptığı kadar bir ayrımcılıktan öteye gitmedi.

12 Eylül referandum süreci hatırlanırsa bazı gazete ve yayın organlarında ve özellikle FETÖ’cü kanallarda “Orduda Alevi Cuntası” “Yargıda Alevi Yapılanması” vb. haberlerle algı operasyonları düzenlenmişti.

Hâlbuki basit bir araştırma bile, olduğu iddia edilen bu cuntaların çok güçlü olduğu iddia edilen dönemlerde bile Alevilerin hak mücadelelerini sürekli kösteklediklerini gösterir. Örn. Alevilerin egemenliğinde olduğu iddia edilen yüksek yargı düne kadar Alevilerin din ve vicdan özgürlüğü taleplerine yönelik olumlu hiçbir karar almamış ve bu talepleri de Kemalist reflekslerle reddetmiştir.

Durum böyle iken Aleviler vardı demek ne denli doğru? Aynı şey bu kadrolarda yıllarca Sünni kökenli insanların varolması nasıl bize “Ülkeyi Sünniler yönetiyor” deme hakkını vermiyorsa “geçmişte de bu kadrolarda X’ler vardı” demek “başımıza gelenlerin tüm sorumlusu X’lerdir” deme hakkını da bize vermez.

Bu nedenle merkeze gelmekten kasıt, kimliklerden bağımsız demokratik ve özgürlükçü bir hukuk devletinde olması gereken asgari kriterler çerçevesinde herkesin hakettiği makam ve mevkilere gelebilmesi; sosyo-ekonomik ve siyasal örgütlenmelerde yer alabilmesi, varlığını sürdürebilmesidir.

Merkeze gelebilmek bugün için küskünlerin, dışlanmışların ve kendini yabancı hissedenlerin devletle barışması ve de bu ülkede üretilen zenginliğe eşit şartlarda katılmak ve ulaşmak anlamına geliyor.

Merkeze gelmek demek herhangi bir suç oluşturan eylemin, suçun kim ya da kimler tarafından işlendiğine bakılmaksızın aynı hukuki çerçevede muamele göreceğini bilmek demektir.

Devlet kadrolarında memur alımından görevde yükselmelere kadar her türlü konuda liyakatin ön plana çıkması demektir. Alevi-Sünni, Türk-Kürt vs., sağcı-solcu vb. olmanın ne artı ne de eski değer taşımaması demektir.

Merkezde var olabilmek, bu ülkede figüran olmamak herkesin hakkıdır ve devletin de vatandaşına karşı asli görevi bu olmalıdır.

15 Temmuz sonrası Türkiye’si için de dünün Türkiye’sinin hastalıklarını terk etmek hepimiz için mecburi bir görevdir. Dün yaşanan acıların kendisini devletin sahibi gören üst akıllarca bize yaşatıldığının kavranması ve dün düştüğümüz hatalara tekrar düşmememiz çok ama çok önemli.

YORUMLAR (3)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
3 Yorum