Veda gecesi
Trabzonspor maçı, Beşiktaş için sezonun en önemli sınavlarından biriydi. Bir gün önce de Pepe şoku yaşanmıştı. Taraftarın Babel’in de gönderilmesini istemesi ise iki yıldır yaşanan büyük erezyonun sonucuydu.
Geçen sezonun ilk yarısında Beşiktaş’ta hiçbir birim lige konsantre olamamıştı. Bu sezon da aynı dilimde benzer şeyler yaşanıyor. Ancak daha fazla hissediliyor, ödenen bedel de giderek ağırlaşıyor…
Geçen yıl Şampiyonlar Ligi’nde destan yazan takım, ilk yarıda 30 puanda kalınca ikinci periyotta toplanan 41 puan da bir işe yaramamıştı. Bunun sonucu sezon başında Avrupa Ligi’ne kalan Beşiktaş’taki geri gidişin devam etmesi o kulvarın da heba olmasına çanak tuttu. Öyle anlaşılıyor ki yönetim tüm hesapları Şampiyonlar Ligi’nden gelecek paraya göre yaptı ve bugün büyük kriz içinde.
İkinci Malmö faciasından sonra Trabzonspor mücadelesi ‘ya tamam ya devam’ niteliğindeydi. Şenol Güneş Lens ve Quaresma’yı ilk 11’e alarak maçı gerçekten istediğini de ortaya koymuştu. Ama Lens yine saçmalayıp, Adriano da takımı sabote edercesine pas hataları yapınca ilk yarı biterken Rodallega nasıl gol atılacağını gösterdi. İlk yarı boyunca Beşiktaş’ta Adem ve Dorukhan dışında ne yaptığını bilen kimse yoktu. Güven’in harcadığı net fırsatın hemen ardından gelen gol ayrı bir yıkım oldu. Sonrasında bir golü VAR ile iptal edilen Beşiktaş beraberliği kurtardı kurtarmasına ama taraftarını teselli edemedi.
Beşiktaş taraftarına gerçekten yazık. Bu denli güçlü bir kadro nasıl bu hale geldi? Birilerinin bunun hesabını vermesi gerek. Hem de çok daha geç olmadan…