Zincir marketleri zincire vuralım!..
Geçen sene patates, soğan deposu basıyorduk bu sene de zincir marketlere sıra gelmiş olmalı ki tuhaf tuhaf açıklamalar yapılıyor. Ülkemizde özellikle sol-Kemalist çevrelerde olan zincir market karşıtlığına şimdi de muhafazakârlar katılmış görünüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları bu nedenle hiç de hayra alamet değil.
Bu konuda ne yapılır, ne edilir bilmiyorum ama zincir marketlere gelen itirazlar çoğu kez çok mantıksız. Örneğin yıllardır mahalle bakkalları için yapılan güzellemeler sadece koca bir retorikten öte geçmiyor. Efendim paran yoksa bile bakkaldan alabiliyormuşsunuz da, selamınız para ediyormuş da!.. İyi hoş, bugün çok sevdiğim bir büyüğümün deyimi ile cebimizde kullanmayı bilene “insanın babasından bile daha hayırlı bir şey taşıyoruz” kredi kartları!..” Malı, hizmeti alıyor sonra arkasını düşünüyoruz.
Aslında düşünüyorduk ama son dönemde artık kartlar da dönmemeye başladı. Çok uzakta aramıyorum bizzat kendimden bildiğim için bunu rahatlıkla yazabilirim sanırım. Orta sınıfın maaşları son yıllarda çok ciddi şekilde eridi. Alt grup gelirle yaşamaya çalışan milyonların Allah yardımcısı olsun demekten başka çare gelmiyor elimizden.
Kim ne derse desin zincir marketlerin eksilerinden çok daha fazla artıları olduğu bir gerçek. Pek çok ürün buralarda çok daha uygun fiyata halka arz ediliyor. En azından keyfi fiyat uygulaması yok. O çok methettiğimiz eski düzende kişiye ve saate göre fiyatlandırma yapıldığını yaşayan herkes biliyor.
Enflasyonun olduğu bir yerde mahalle bakkallarını suçlamak çok da doğru değil bu konuda, çünkü işi döndürebilmek gerekiyor, ancak bu mahalle bakkalı kavramının da artık eskisi gibi bir karşılığı olmadığı gerçeğini değiştirmiyor. Zamana ayak uyduramayanlar için tarihin sayfaları arasında kaybolup gitmekten başka çare yok…
Çocukluğumun veresiye defterlerinde fiyat yazmazdı, daha çok alınan malın kendisi ve miktarı yazılırdı, çünkü malın fiyatı hemen her gün değişirdi. Bu nedenle esnaf veresiye defterine haklı olarak fiyatı değil malın kendisini yazardı.
Hala pek çok bakkal ve manavda fiyatlar yazmıyor, içeri girdiğinizde sormanız gerekiyor. Bu usulün çok eskide kaldığı bilindiği halde bu böyle. Açıkçası fiyat yazmayan hemen hiçbir dükkândan-işletmeden mümkünse alışveriş yapmamayı kendime esas edinmiş durumdayım. Neden mi? Mal ya da hizmeti kaça alırsam alayım -belki çok daha ucuza bile olsa- acaba kazıklandım mı endişesi yaşamak istemiyorum.
Şimdi bu yazdığıma markaların bizi soyduğu şeklinde itirazlar yükseleceğine adım gibi eminim… Ama bu arkadaşlar markaların bize mal ve hizmet dışında bir de güven sattıklarını unutuyorlar. Arada fazla verdiğimiz miktar işte bu güvenin bir karşılığı.
Ancak, bugün Türkiye’deki büyük farkların sebebi markaların, zincir mağazaların tek başına bizi soymak istemeleri falan değil. Açıkça ekonomi kötü yönetiliyor ve ülke ağır bir şekilde döviz kurlarının altında eziliyor. TL değer kaybettikçe de her şeyin fiyatı kendiliğinden hükümetin deyimi ile fiyat güncellemesine tabi oluyor. Buradaki itirazımız belki şuna olabilir neden Türkiye’de fiyat güncellemeleri hep yukarıya doğru yapılıyor da hiç aşağıya doğru yapılmıyor?
Bunu sadece fırsatçılıkla açıklayamayız, dövizdeki aşağı hareketlere rağmen fiyatların geri dönmeyeceğine ve dövizin de aşağıda kalmayacağına dair derin bir inanç var. Bu inanç zamların geriye çekilmesine engel oluyor.
Zincir marketlere dönersek, zincir marketler -bu arada herhangi bir zincir marketle ilişkim olmadığını da belirteyim- kim ne derse desin halkın yararınadır. Hizmet kalitesine de fiyatlara da bir denge getirmişlerdir. Akıllı ve parasının kıymetini bilen bir vatandaş bu marketler arasında fiyat araştırması yapmadan zaten yüklü alışveriş yapmamaktadır. Fiyat araştırması yapma ihtiyacı olmayanlar da zaten ihtiyaçlarını nereden karşıladıklarını umursamamaktadır.
Hatırlarsanız bir zamanlar bu ülkede ünlülerin ekmeğin fiyatını bilmemeleri ile dalga geçilirdi ve bugün de ekmeğin kaç TL’ye satıldığını bilmeyen iktidar yandaşı bir kitle oluştu ve bu kitle tuhaf bir şekilde milletin cep telefonu ve kapısındaki araba ile ilgileniyor.
Hey arkadaş, cep telefonunda internet paketi olmadığı için EBA’ya giremeyen milyonlarca öğrenci oldu bu memlekette. Arabasının kontağını da mecburi işler dışında çevirmeyen çok insan var çünkü araçlar yakıtsız yürümüyor!..