‘Entelektüel Atatürk’

Şükrü Hanioğlu Osmanlı’nın son dönemi ile Cumhuriyet’in ilk dönemi arasındaki uzun tarih kesiti üzerine dünya çapında saygın bir tarihçi. Onun İttihat ve Terakki üzerindeki araştırmaları hâlâ aşılamamıştır.

Atatürk, Entelektüel Biyografi” adlı 975 sayfalık eseri yeni yayınlandı. (Bağlam Yay.)

Eski İngilizce baskısının dört katı genişliğindeki bu yeni kitap 19. asır sonlarındaki Selanik’le başlıyor.

Abdülhamid’in açtığı modern okullarda, özellikle de Tıbbiye ve Mülkiye’de okuyanlar… Harbiye’de Abdülhamid’in getirdiği Goltz Paşa gibi Alman subaylardan askerin o çağda “milli liderlik” rolünü öğrenen subaylar. Atatürk, buradan gelen bir komutan ve inkılapçı lider.

Tarihçi Hanioğlu kitabının ilk bölümü “Asrın Sonu Selanik’i” başlığı altında, Namık Kemal ve Ziya Paşa neslinden sonraki bu nesli, Selanik’ten yola çıkarak izliyor.

SELANİK LABORATUVARI

Selanik o zaman “geleneksel Osmanlı hiyerarşik çok kültürlülüğünü eşitlik temelli modern bir kozmopolitizme dönüştürme” sürecinde İstanbul’dan sonraki ikinci şehir… Aynı zamanda “değişik milliyetçiliklerin kıyasıya çarpıştığı bir metropol.

Milliyetçilik ve modernite; Atatürk’ün özelliklerinden en temel ikisi.

Selanik, yine İstanbul’dan sonra modern okulların en çok bulunduğu ikinci Osmanlı şehridir.

Küçük Mustafa, annesinin isteğiyle mahalle mektebi ve kısa süreli hafızlık tecrübesi yaşasa da babasının arzusu olan Askeri Rüşdiye öğrencisi olarak modern okuldan hayat yoluna çıkar.

Geleneksel hiyerarşiye karşı eşitlik, bir bakıma başkaldırı… Modernitede laiklik de var…

Ve çarpışan milliyetçilikler genç Mustafa’da Türklük bilincini keskinleştiriyor. Hanioğlu, Mustafa’nın “evlad-ı fatihan” kavramıyla iftihar ettiğini yazıyor.

Bu milliyetçilik, 1930’larda “güneş dil teorisi”ne, bütün medeniyetleri binlerce yıl önce Türklerin kurduğu gibi bir tasavvura dayalı “Tarih Tezi”ne kadar uzanacak... Kitapta bu konularda ayrıntılı bilgiler var. Fakat hemen 1939’da terk edildiğini de belirtiyor.

FİKİR AKIMLARI

Çöken devleti kurtarma gayretiyle üç ana akım doğmuştur. Üçü de Abdülhamid’e karşıdır: Garpçılık, İslamcılık, Türkçülük. Toprak kaybettikçe Osmanlıcılık gerileme halindedir.

Genç subayların ilk amacı, devleti kurtarmak. Hanioğlu, Goltz Paşa’nın “Millet-i Müsellaha” (Silahlı Millet) adlı kitabını Mustafa Kemal ve bütün genç subayların hatmettiğini çok sayıda alıntılar yaparak anlatıyor. Mustafa Kemal’in notlarını ve hatıra defterine yazdıklarını okudukça hep aklıma Tekalif-i Milliye Emirleri ve Sakarya Savaşı geldi.

Akımlardan Garpçılık, bilimsel düşünme kavramının ötesinde “vülger materyalizm” denilen “bilimcilik” (scientism) anlayışını da içeriyor. Vülger avamî demektir. Hanioğlu kitabının “Jön Türklerin Bilimciliği, Bilimcilerin Garpçılığı” bölümünde, 55 sayfada 218 belge-kaynak göstererek bu akımı anlatıyor. Bizde en sivri temsilcisi Abdullah Cevdet… Bilhassa Lüdwig Büchner’in “Madde ve Kuvvet” adlı kitabı, Mustafa Kemal dahil, o nesilde elde ele dolaşıyor, etkileniyorlar da..

Hanioğlu Batı’da vülger materyalizmin felsefi açıdan da eleştirildiğini ama bizde sadece dinî açıdan eleştirildiğini belirtiyor. Felsefe geleneği olmayan bir kültürün davranışı diye düşündüm.

HEYELAN GİBİ DEVİRLER

Hanioğlu, Mustafa Kemal’in laik Türk milliyetçiliğini daha öğrencilikte benimsediğini, bütün ömrünce devam ettiğini ama siyasi aksiyonun ve konuşmalarının şartlara göre cereyan ettiğini belirtiyor:

İstiklal Harbi koşulları Mustafa Kemal’in İslamcı gibi konuşan bir Garpçı, Müslüman milliyetçisi tezleri savunan bir Türkçü, monarşinin devamını sağlamaya çalışan bir cumhuriyetçi, ulusal egemenliği yücelten bir seçkinci şeklinde davranmasına ve konuşmasına neden olmuştur… Bolşeviklerle Hint Müslümanlarının destek ve yardımlarıyla yürütülen bir mücadelenin önderi olması onu, söylem dünyasında sosyalist ve hilafetçi kimliğiyle hareket etme mecburiyetinde bırakmıştır.” (S. 329-330)

Enver Paşa da şartlara göre “pozitivist, bilimci, din savunucusu, seçkinci, halkçı” konuşurdu. (s. 214)

Şartların heyelan gibi değiştiği devirlerdi çünkü… Amacını başaran ise, Atatürk oldu.

Bütün ömrünce kuvvetler birliğini savunduğunu da belirtmek lazım.

Hanioğlu‘nun kitabı, dengi henüz yapılmamış son derece kapsamlı bir araştırma. Abdülhamit, İttihat ve Terakki, Milli Mücadele ve Cumhuriyet’in devrimler dönemini sebepler-sonuçlar silsilesi halinde anlamak için mutlaka okunması gereken bir eser.

YORUMLAR (222)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
222 Yorum