Limanların süre uzatımının safahatı

Geçen yılın son günlerinde Meclis’e bir kanun teklifi sunuldu. Teklif mevcut yönetimin çok sevdiği türden bir torbaydı.

Kamuoyunda “stokçulara para cezası artıyor” şeklinde de bilinen teklifin tam ismi “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” idi.

Teklif kanunlaştı.

https://www.tbmm.gov.tr/Yasama/KanunTeklifi/305725

Bugün torba kanunun bir maddesini konuşacağız.

Liman sözleşmelerine getirilen süre uzatımını.

Nasıl mı?

Gelin bir bakalım.

KANUN

Limanlarla ilgili maddenin gerekçesinde; “limanların Türkiye ekonomisine ve dış ticaretine katkı sağladığı ve zaman kaybı yaşamadan limanlarda yatırım yapılmasının önemli olduğu” belirtilmektedir.

Bu çerçevede Türkiye Denizcilik İşletmeleri Anonim Şirketi (TDİ) ve Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları işletmesi Genel Müdürlüğüne (TCDD) ait bazı limanların mevcut işletme hakkı devri (İHD) sözleşmelerinin süreleri 49 yıla kadar uzatılmaktadır.

Bunun için şirketlerin sözleşmeden kaynaklanan yükümlükleri yerine getirmeleri, açtıkları davalardan vazgeçmeleri ve ek bir sözleşme bedeli ödemeleri gerekmektedir.

Hazırlıklarını yapan şirketler ihale makamı olan Özelleştirme İdaresi Başkanlığına (ÖİB) başvuracaktır.

ÖİB, “ek sözleşme bedelini” tespit etmek üzere 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununa göre değerleme yapmaya yetkili en az iki kuruluşu danışman olarak görevlendirecektir.

Belirlenen “ek sözleşme bedeli” ve “süre uzatımı” ‘Özelleştirme Yüksek Kurulunun’ onayına sunulacaktır.

(Değerli okur 550 milletvekilinin bulunduğu Mecliste bir Allahın kulu da demez mi artık ‘Özelleştirme Yüksek Kurulu’ diye bir kurul yok. Cumhurbaşkanı 2018 yılında bir genelgeyle ne kadar kurul varsa lağvetti ve onların yerine kendisini atadı. Teklifi veren AK Partili milletvekilleri ve kanunlaştıran Meclis ne yapmak istemektedir? Şu Cumhurbaşkanlığı genelgesini yok mu saymaktadır?)

https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/CumhurbaskanligiGenelgeleri/20180802-3.pdf

CHP’li milletvekilleri “23 Kasım 2021 tarihli görüşmelerde muhalefetin yoğun tepkisi üzerine geri çekilen bu düzenlemenin, 13 Aralık günü yeni bir teklif olarak neden yeniden gündeme getirildiğini” sormuş.

Değerli okur bilirsiniz büyük resimleri severim.

Nasıl mı?

Gelin devam edelim.

KISA BİR TARİHÇE

Liman işletmeciliğine özel sektörün katılımı iki şekilde olmaktadır.

Birinci yöntemde, Hazine’nin sahip olduğu araziler üzerinde özel sektör yeni bir liman yatırımı yapmaktadır. Bu yöntemde Hazine’nin özel mülkiyetindeki arazilerde özel sektöre belirli bir süreliğine irtifak hakkı veya kullanım izni verilmektedir.

İkinci yöntemde, özel şirketler limanları Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun, Yap İşlet Devret (YİD) Kanunu ve Turizm Teşvik Kanunu gibi düzenlemeler çerçevesinde YİD veya İHD yöntemleriyle işletmektedir.

Nitekim Özelleştirme İdaresi TDİ ve TCDD’ye ait 19 limanın işletme hakkını devretti.

Yeni Kanun ikinci yöntemdeki sözleşmelerin sürelerini uzatmaktadır.

Birinci yönteme göre yapılanların günahı neydi peki?

Değerli okur söz konusu özel sektör çıkarı olunca yetkililerimiz hiç hoşgörüsüz olur mu Allah aşkına.

Dert etmeyin o iş çoktan çözüldü.

Nasıl mı?

Gelin buna da bir bakalım.

SÜRE UZATIMI

Yine günlerden bir gün bir torba kanun çıkartıldı: “2008 tarihli ve 5793 sayılı Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun.

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2008/08/20080806-2.htm

Bu 2008 tarihli düzenlemeyle özel sektörün birinci yönteme göre işlettiği limanların, mevcut sözleşme süreleri 49 yıla uzatıldı.

Yeni Kanuna benzer biçimde işletmeler sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmeleri, davalarını çekmeleri ve 4 ay içerisinde başvuru yapmaları gerekiyordu.

Ufak bir hatırlatma: Danıştay Anayasanın 2. 10. ve 48. maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle bu düzenlemenin iptalini istedi. Anayasa Mahkemesi bu talebi reddetti ve süre uzatımını uygun buldu. Sadece metinde yer alan “özel düzenlemeler hariç” ifadesini çıkarttı.

(Değerli okur bu çok önemli. Geri döneceğiz bu ibareye).

Yeni Kanunu Anayasa Mahkemesine taşımayı düşünenler varsa söz konusu Karar şurada:

https://normkararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr/Dosyalar/Kararlar/KararPDF/2013-73-nrm.pdf

Rayiç bedel esas alınarak tespit edilecek irtifak hakkı veya kullanma izni bedeli üzerinden yeni sözleşme düzenlenecekti. (Yeni Kanunda ek sözleşme bedelinin bağımsız değerleme kuruluşlarınca belirlenmesi öngörülüyor).

İkinci yönteme göre liman işleten özel sektör kuruluşları da bu haktan yararlanmak istediler.

(Değerli okur kurumlar yerle yeksan olmadan önce idareler kurallara uyuyor ve yargı da bu kurallara göre karar veriyordu.)

Şirketler süre uzatımından faydalanmak için öncelikle Özelleştirme İdaresine başvurdular.

İdare Kanuna uygun olmadığı için bu talepleri geri çevirdi.

Bildiniz!

Şirketler konuyu yargıya taşıdılar.

Yargı da kanundan başka bir güç tanımam dedi.

Örneğin Aydın 1. İdare Mahkemesi 9 Aralık 2014 tarihinde 2014/222 Esas nolu bir karar verdi.

Davalılar TDİ ve ÖİB idi.

Davacı şirket Anayasa Mahkemesi’nin ilgili hükümden “özel düzenlemeler hariç” ibaresini çıkarttığını ve bu nedenle kendilerinin de getirilen 49 yıla kadarki süre uzatımından faydalanabileceklerini iddia ettiler.

İdare Mahkemesi anılan kararında dedi ki: İlgili maddeyle “tersane, liman, yat limanı, kurvaziyer limanı, dolfen, iskele, dolgu, rıhtım, boru hattı, şamandıra, platform ve benzeri kıyı yapılmak amacıyla tesis edilen irtifak hakkı ve verilen kullanma izinlerinin süresinin uzatılmasına imkân tanınıyor.”

Herhangi bir yapı ya da tesis inşasını kapsamayan, yalnızca liman işletme hakkının devredildiği (sizinki gibi) sözleşmeler anılan hüküm dışında kalmaktadır” diye de ekledi.

Değerli okur yazıya hazırlık yaparken kaynaklarımdan birisi bir anekdot anlattı.

Süre uzatımı talep eden ve talebi kabul edilmeyen şirketlerin yöneticilerinden birisi demiş ki “size bu süreyi bir gün daha güçlü birisi uzattıracak.”

Uzatıldı mı? Uzatıldı.

Değerli okur biliyorum son günlerde görevden kaçıp topu sıklıkla size atıyorum. Acaba bu güçlü “yakınlarda Antalya Limanını devir alan Katarlı QTerminals şirketi olabilir mi?” sorusunun cevabını da bir zahmet siz verin.

https://www.sozcu.com.tr/2021/ekonomi/antalya-limani-katarlilarin-oldu-6229676/

NE ANLADIK?

Daha önce defalarca belirttim. Uzun süreli KÖİ sözleşmelerinin yumuşak karnı “sözleşme değişikliğidir.”

Sözleşmeler orijinal şartnamelerden uzaklaştığı ölçüde, varsa ihalelerdeki rekabet ve etkinlik kazanımları kaybolacaktır.

Örneğin, sürenin uzayacağını bilseydi ilgili şirket Antalya Limanının işletme hakkını Katarlı şirkete satar mıydı? Ya da 140 milyon dolara mı satardı?

Bu arada “ek sözleşme bedeli” nasıl belirlenecek?

Kanunda değerlemenin “uluslararası değerleme standartlarına’’ göre yapılacağı belirtilmektedir.

Son olarak Özelleştirme İdaresine muhatap şu meşru soruları da buraya bırakayım.

Bu değerleme sonuçlarını kamuoyuyla şeffaf biçimde paylaşacak mısınız?

Yoksa bana yine bulmaca mı çözdüreceksiniz?

İyi pazarlar.

YORUMLAR (12)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
12 Yorum