Paranız kadar süreceksiniz

Hafta içerisinde TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı bütçe görüşmeleri vardı.

390 sayfalık toplantı tutanağını baştan aşağıya okudum. Okudukça hem güldüm hem eğlendim hem de içim acıdı.

Ankara’yı İstanbul’a bağlayan bir devlet yolu bir de otoyol var. Otoyol’un belirli bir aşamasında Kuzey Marmara Otoyolu ve Yavuz Sultan Selim Köprüsüne bağlantı sağlanıyor.

Sayın Bakan konuşmasında yeni bir müjde vermiş: “Kuzey-Marmara Otoyolu’nu Ankara’ya bağlayacak olan Akyazı-Ankara Otoyolu’muzu planlarımıza dâhil ettik.”

Değerli okur yıllardır söylüyoruz, İktisat ekonomideki kıt kaynakları sınırsız ihtiyaçlarımızı sağlamak dağıtma sanatıdır.

Bölünmüş yolların yanı başına neden bir de otoyol yapıyorsunuz? Ankara-Akyazı örneğinde bir de otoyolun yanı başına neden bir otoyol yapıyorsunuz?

Diye soruyoruz. Hem de yolu olmayan o kadar bölgemiz varken diyoruz.

Sayın Bakan’dan şöyle bir cevap alıyoruz: “Bir Station Renault Aydın-Denizli arasında 175 liraya nasıl gider? Valla şöyle gider: Parası olan otoyoldan gider, mevcut devlet yolu rahatlamış olur, Station Wagon kullanan ağabeyimiz, amcamız da oradan rahat rahat gider; ona da böyle bir kolaylık sağlamış oluruz diye düşünüyorum.”

Yazının başlığının anlamını şimdi anlamış olmalısınız.

(Ayrıca öyle de değil. Örneğin Osmangazi Köprüsünün sözleşme ücreti 1.416 TL. Gişedeki 190. Aradaki farkı KGM bütçeden ödüyor.”

Oysa rasyonel akıl Sayın Bakan gibi düşünmüyor.

Neden mi?

Gelin bir bakalım.

YOLSUZLUK

Daha önce yazdım. Bir zamanlar AK Parti’nin Milli Eğitim Bakanlığını da yapan bir Eskişehir milletvekili bizim derdimize derman olmuştu ve şöyle demişti: ““Tamam, çok güzel, aferin, Çanakkale Köprüsü’nü yaptınız. Ama bizim Kırka, Alpu ve Sarıcakaya yolları ne olacak. Göğsümüzü gere gere Köprüyü Eskişehir’de anlatamıyoruz.”

Komisyon tutanaklarından öğreniyoruz ki karayolu ulaştırması açısından ülkemizin o kadar fakir bölgeleri varmış ki.

Özellikle de Marmara Bölgesinde yoğunlaştırılan ulaştırma projeleri nedeniyle Karayolları Genel Müdürlüğü (KGM) ülkenin geri kalanını adeta görmezden gelmiş.

Nasıl mı?

Gelin bu fakirlikleri milletvekillerinin ağzından dinleyelim.

Malatya Milletvekili: “Malatya Arapgir yolu maalesef tek iki aracın yan yana geçemeyeceği bir yol ki bu yol hem tarihî anlamda hem turistik anlamda önemli bir yol. Kemaliye’yi Ağın’a, Eğin’e, Erzincan’a bağlayan bir yol, maalesef yapılamıyor.”

“Malatya-Kuluncak Yolu yani iki ilçeyi birbirine bağlayan… Hekimhan-Kuluncak Yolu maalesef Hekimhan’ı da Kuluncak’ı da Ankara yoluna bağlayan bir yol ama hâlen bitirilemedi, yapılamadı; yine Darende-Kuluncak Yolu da aynı şekilde.”

Rize milletvekili: “Ovit Tüneli’nin İkizdere ve Ovit arasındaki 22 kilometrelik bölümü başta olmak üzere bağlantı yollarının niçin tamamlanmadığını ve yapılmadığını istiyoruz sizden.”

Antalya Milletvekili: “Karayolları tarafından yapılması gereken ve Antalya’nın doğudan batıya doğru ana arter olarak devam etmesi gereken bir güzergâhı ısrarla yapmıyorsunuz.”

“Korkuteli-Elmalı yolu da bugüne kadar çift şeritli olarak Özdemir köyü veya -şimdi mahalle oldu- mahallesine kadar geldi, ötesine çift şeritli olarak geçemedik, çok kısa bir güzergâhı tek şerit olarak yaklaşık 3 kilometre bitti ama Özdemir’den Elmalı’ya kadar olan güzergâh da bitirilemedi. Yaklaşık ne kadar oldu derseniz, bu yola başlayalı on yıl oldu.”

Muş Milletvekili: “Karabey Ayrancı Mezrası’nın -“Mezra” dediğime bakmayın, 4 bin kişi yaşıyor- 96 yılından beri köprüleri yapılmıyor, 96 yıl! Muş’a bağlı 397 köy var, köylerin içinde 10 tanesinin yolu ya var ya yok, yol yok, yol yapmamışsınız.”

Kars Milletvekili: “Toplamda 1.548 kilometre bir yol ağımız var, bunun 805 kilometresi ölümcül kazaların temel sebebi olan ve artık dünyada terk edilmiş sathi kaplama -yani halk arasında mıcırlı soğuk asfalt denilen bir kaplama malzemesi- yollardan ibaret.”

Mardin Milletvekili: “Süryani mahallelerinde yaşayan insanlar Şırnak Havaalanı’na gidebilmek için Midyat üzerinden gitmek zorundadırlar. Bu da 108 kilometredir ama 2 tane mahalle arasındaki 6 kilometrelik yol asfaltlandığında Şırnak hava yolunun kilometresi azalıyor ve 50 kilometre oluyor. Bunun bir an önce yapılmasını talep ediyoruz. 3 tane mahalleyi birbirine bağlayan ve 5 kilometrelik bir yol hâlen asfalt dökülmeyi bekliyor.”

Düşünsenize 6 kilometrelik bir toprak yolu asfaltlayamayan KGM sembollerin köprüsü Çanakkale’ye milyarlarca dolar harcıyor.

Kaynakların bölgeler arasında etkinsiz/eşitsiz dağılımı derken bunu kastediyoruz işte.

Sayın Bakan sunuşunda (oto)yol projelerindeki fizibilite süreçlerini uzun uzun anlatmış.

Anlattıkları doğru, ama ders kitaplarında. Türkiye uygulamasında asla doğru değil.

Nasıl mı?

Devam edelim.

FİZİBİLİTE

Daha önce yazdım 10. Kalkınma Planı Kamu Özel İşbirliği toplantısında bir kamu görevlisi “uygulamaya baktığımızda, kendi kurumum da dahil, zaman zaman fizibiliteleri abarttığımız, fizibıl olmayan projelere fizibilite katmak adına, taklalar attırdığımız da bir gerçek” demişti.

Aynı toplantıda bir başka kamu görevlisi KGM özelinde şunları söylemişti: “geçen sene KGM’nin 3 milyarlık bir limiti vardı. Ek ödeneklerle 9-10 milyar TL harcadılar. Yani yatırım programında belirtilen rakamın üç katı kadar harcadılar. Neden? Bu siyasi iradenin önceliği, buna bizim karşı koymak gibi artık ne diyeyim, kabiliyetimiz mi yok diyeyim, öyle bir durum var.”

Evet diğer sektörlerde olduğu gibi ulaştırma sektöründeki projeler siyasi projelerdir.

Eser siyaseti adına Çanakkale’de bin 510 metre uzunluğunda bir köprü yeterli gelecekken, sadece Dünyanın en büyüğü olsun diye orta açıklığı 2023 metreye çıkarmadılar mı?

Hesapsız kitapsız yol yapınca bakın başka neler oluyormuş. Dinleyelim.

Rize Milletvekili: “Bir yol inşaatında en önemli şey hepimizin bildiği “3E” dediğimiz emniyetinin, ekonomisinin ve estetiğinin projeye uygunluğu meselesidir. Karadeniz Sahil Yolunda bu kurala uyulmadı. Rize’nin Ardeşen ilçesinde hemen Fırtına Deresi’nden -herkes bilir orayı- başlayıp ilçenin çıkışına kadar, Hamidiye’ye kadar olan bölge için yol yapıldı. 8 kilometrelik bir geçkinin 42 milyon dolar civarında maliyeti oldu. Oysa bizim şehrin yerleşim birimlerinin arkasından geçip kıyıların kollandığı bir projeyi çok daha düşük bir maliyetle 33 milyon dolara yapabileceğimizi o zaman ifade etmiş idik ama batimetresi kolay kontrol edilemeyen, kolay dolgu yolu yöntemiyle yapılan ihale sonunda bu yol bize pahalıya mal oldu.”

Kars Milletvekili: “Bizim ilimizin üst yapı ergonomisi, geometrik yol parametreleri, yatay ve düşey işaretleme eksikleri, özellikle kurp yarıçapları açısından tamamı ölümcül kazalara neden olan proje hataları, kavşaklarla dolu Sayın Bakanım. Burada büyük mühendislik hatalarıyla yapılmış yollarımız mevcut.”

“Kars-Erzurum yolu hizmete açıldığı günden beri viyadük, üstyapı, sanatsal yapılarında uyumsuz kırmızı kodlar ile şakuli kurplarının giderilmeden imal edilmesi, yatay ve trafik işaretleme eksiklikleriyle sürücüler için kâbus yoludur, âdeta Kars-Erzurum yolu bir ölüm yoluna dönmüştür.”

Tabii ki bu kadar hesapsız kitapsız yol projesi yapılırsa finansman sorunu ortaya çıkar.

Ne demişti uzmanımız KGM’ye 3 milyar TL ödenek verdik 10 milyar lira harcadılar.

O zaman da bazı bölgeler yolzade olurken diğerleri yolzede oluyor.

Ne demek mi istiyorum.

Bakın o zaman KGM 18’inci Bölge Müdürlüğünün içler acısı haline.

Kars Milletvekili: “Transit konumuyla özellikle ödeneklerinin artırılması gereken 18’inci Bölge Müdürlüğü son üç yıldır -tabiri yerindeyse- resmen yatmaktadır Sayın Bakanım. Pür emanet imalat olanakları tükenmiş bir Bölge Müdürlüğüdür. Karayolları 18’inci Bölge Müdürlüğüne özel bir ilgi rica ediyorum.”

Ben de!

İyi pazarlar

YORUMLAR (16)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
16 Yorum