Yapay Zeka İle Ölümsüzlük

İnsanlar binlerce yıldır ölümsüz olmanın peşinde koşmuşlardır. Lokman Hekim’in ölümsüzlük iksirini bulduğu ancak içemeden kaybettiği de anlatılır. Yapay zeka ve makina öğrenmesi ile bu binlerce yıllık araştırma sonuca ulaşmak üzere. Teknolojinin gelişmesi ile 2045 yılında artık geçmişte yaşamış atalarımızla konuşup sohbet etmemizin mümkün olacağı iddia ediliyor.

18-09/16/ekran-resmi-2018-09-16-225354.png

Uzun yıllardır yurtdışında yaşıyorum. Türkiye gündemini takip etmek haliyle pek de mümkün olmuyor. Sosyal medyada astronomi üzerine paylaştıklarımı görenlerden bazıları sürekli Mustafa Topaloğlu yorumları yapıyorlardı. Ben de merak edip Mustafa Topaloğlu’nu araştırdım. İnternetten birkaç videosunu izledim. “Babamın babası, onun babasının büyük babası, büyük babasının daha sonrası, nerededirler şimdi, gördünüz mü hiç, aramadılar sordunuz mu hiç?” şeklinde bir sözüne rast geldim. Komik olmakla birlikte düşündürücü bir söz. İşte yapay zeka sayın Mustafa Topaloğlu’nun bu sorusuna cevap veriyor. 2045 yılından sonra bilgisayarımızın karşısına geçip “Babamın babası, onun babasının büyük babası! Biraz sohbet edelim mi?” diyeceğiz ve bilgisayar karşımıza aradığımız kişiyi bulup getirecek ve kendisiyle sanal ortamda sohbet etmemiz mümkün olacak.

2012 yılının son günü MIT Laboratuvarında Steve Ramirez isimli doktora öğrencisi bir farenin beynine yaşamadığı bir olayı yaşamış gibi gösterdi ve fare bu olayı hatırladı. Böylelikle farelere hafıza nakli başarılı olmuş oldu. Teknoloji o günden bugüne çok daha ilerledi. 2045 yılında ise bir insanın hafızası bir bilgisayara aktarılabilecek. Bu durumda hafızası bilgisayara aktarılan kişinin bütün hatıraları, tecrübeleri ve düşünceleri de bilgisayardan ulaşılabilir olacak.

Facebook’un sahibi ve CEO’su Mark Zuckerberg gelecekte video paylaşımlarının megatrend olacağını ve kendilerinin birinci önceliğinin video olacağını söyledi. İnternette paylaşılan herşey herkese açık ve ufak bir programla bütün paylaşımlara erişmek mümkün. Ayrıca yapay zeka, makine öğrenmesi ve yüz tanıma sistemleri ile hangi videoda kimlerin olduğunu ve ne konuştuklarını bulmak bir kac milisaniyede mümkün. Ek olarak MOBESE kameraları sokaklarda, güvenlik kameraları işyerlerinde, bankalar, arabalar, otobüsler, emniyet güçleri, istihbarat servisleri her an her şeyi kaydediyorlar. Whatsapp’den insanlar birbirleri hakkında saatlerce dedikodu yapıyorlar ve bunların hepsi yapay zeka, makine öğrenmesi, ses ve yüz tanıma sistemleri tarafından kayıt altına alınıyor ve gelecekte bize gönderilecek reklamlar konusunda analizler yapıyorlar. Bir de Twitter’da TT olmak için atılan tweetler var. İnsanlar siyasi görüşleri TT olsun diye var gücüyle saldırıp, sanal ortamda ülke batırıp, ülke kurtardıklarını zannederken, gerçekte kendileri hakkında inanılmaz bilgileri bu sitelere postalamış oluyorlar. Atılan tweet veritabanında sadece bir sütunda tutulurken, tweet atan kişi hakkında 44 sütun veri toplanıyor. Twitter’da sentiment analiz yapan herkes bu bilgilere rahatlıkla ulaşabilir. Bunlar yapay zeka programlarıyla analiz edildiğinde kendi profilimizi kendi elimizle bu şirketlere vermiş oluyoruz.

***

Toplumumuz, düşünce yapımız, değerlerimiz günden güne değişiyor ve liberalleşiyor.. Eskiden eşime yan gözle baktın diye adam öldürenler vardı. Bugün o eşler her saniye resim ve video çekip sosyal medyada paylaşıyor ve milyon kişi görüyor ve yapay zeka programları reklam maksadıyla analiz yapıp daha fazla nasıl para kazanırız hesapları yapıyor.

Resimler bilgisayarlarda Tensor denilen çok boyutlu matrislerde tutuluyor ve RGB renk modeline göre herşey Kırmızı, Yeşil ve Mavi renklerin sayısal değerlerinden oluşan piksel dediğimiz birimlerden oluşuyor. Aynı veriler başka bir videoda veya resimde ortaya çıktığında o kişinin her gün nerelerde, hangi kameralarda göründüğü tespit edilebiliyor ve gezdiği yerler izlenebiliyor.

İnternete yüklediğimiz her videoda kullandığımız sesler ve müzikler algılanabiliyor ve müzik için telif ödenmezse ceza olarak videonun reklam gelirleri telif olarak eser sahibine ödeniyor. Aynı şekilde yaptığımız konuşmalar, Whatsapp’daki dedikodular hep dinlenip analiz edildiği için bilgisayarların sesimizi tanıması ve kime ait olduğunu bulması hiç de zor değil. Hatta bilgisayarlar sesimizi yeterince dinlerlerse bizim sesimizi taklit ederek istedikleri şeyi bizim sesimizden söyleyebiliyorlar.

Yine sosyal medyada kimlerle arkadaş olduğumuz, kimlerle tanıştığımız, kimlerle neler yazıştığımız ortada. Hatta eğitim durumumuz ve nerelerde çalıştığımızı oralarda yazıyoruz. Linkedin isimli sitede hayat hikayemizi anlatıyor, hangi yıllar nerelerde okuyup, nerelerde çalıştığımızı, hangi konularda uzman olduğumuzu, hangi sosyal projelerde yer aldığımız ve hobilerimizin neler olduğunu yazıyoruz. Yazmazsak iş de bulamıyoruz. Hatta bu sitede bizi tanıyanlar hangi konularda iyi isek onu tasdik eden işaretler bırakıyor. Yüzlerce şirkete internet üzerinden özgeçmişimizi anlatan mektuplar gönderiyoruz.

Hal böyle olunca ve bütün bu veriler birleştirildiğinde ve insan beynindeki hafıza da bilgisayarlara aktarıldığında ufak bir algoritma ile bir insanı dijital olarak modellemek ve kendi sesinden kendi görüntüleri ile kendisini anlatması mümkün oluyor. Torunlarımız bizimle konuşmak istediklerinde bu bilgilere ulaşabilecek ve sanal ortamda bizim hafızamıza ulaşıp kendi sesimizden bizimle sohbet edebilecek ve dijital olarak ölümsüz olacağız.

Yukarıda bahsi geçen misallerden de anlaşılacağı gibi artık hiçbirşey gizli kalmıyor. Benim en çok merak ettiğim bizim torunumuzun torunu, onunda torunu bizi neden merak edip konuşmak istesin? Topluma faydalı bir iş yaptık mı? Bilimsel alanda bir buluş mu yaptık? Konuşmaya değer neyimiz var?. Hoşsohbet birisi miyiz, yoksa sürekli surat asan, insanlara ümitsizlik aşılayan birisi miyiz? Whatsapp’ta yaptığımız dedikoduları torunlarımız duyduğunda yüzümüz mü kızaracak? Yoksa halihazırda etrafımıza zarar veren ve insanları kendimizden bıktıran bir durumda mıyız ve öldüğümüzde akrabalarımız arkamızdan “iyi ki öldü de kurtulduk” mu diyecekler ve mezara giderken üzerimize hızlı hızlı toprak arkalarını dönüp gidecek ve unutacaklar mı? Kısacası dijital ölümsüzlüğü yapay zeka ile sağladık lakin o ölümsüzlüğün içini dolduracak iyi bir insan mıyız?

YORUMLAR (3)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
3 Yorum