Kafamızı ‘hack’letmeyelim

Yusuf Ziya Cömert

Teknoloji, semire semire insanın boğazına kadar geldi.

Uff! Şiddetli bir cümle. Oldukça da önyargılı görünüyor. Biraz yumuşatalım.

Teknoloji semire semire insanın hizasına kadar geldi.

Eh! Biraz nazik. Bir önyargı dozu var ama tolere edilebilir.

Teknolojiyi tenkit edenlerin aynı dertten mustarip olmadıklarını asla düşünmeyin.

Teknoloji eleştirmenleri, aynı kadına (veya aynı erkeğe) aşık biçareler gibi, dert yanarlar, yanarlar, ama teknolojinin peşini de bırakmazlar.

Teknoloji onları bırakacak olsa, onlar eteğine yapışırlar.

Birkaç yıl önce, Massachusets Teknoloji Enstitüsü’nde (MIT) dijital teknoloji ile ilgili birkaç program izlemiştik. Talebelik gibi bir şeydi.

Orada, bize ders anlatanlardan birine sordum.

“Tamam, güzel anlatıyorsun da... Şimdi neresindeyiz işin?

Biz mi şu makinaların uzantısıyız, yoksa makinalar mı bizim uzantımız?”

***

Bunun önemli bir mesele olduğunu kabul etti. Fakat, sektör olarak işin bu tarafına yoğunlaşmaktan hoşlanmadıklarını söyledi.

Demek ki, sektörün tartışmaktan kaçınacağı kadar hizamızdalar.

Bizim işimizi görmek için icat edildiği söylenen alet edevat öyle bir noktaya geldi ki, artık biz onlara hizmet ediyoruz.

Veya biraz biz onlara, biraz onlar bize.

En son gördüğüm haber, bu alanda daha da ilerlediğimizin işaretiydi.

İnsan beyni ‘hack’lenebiliyormuş.

İnsanın kafasından, dijital teknolojiyle bilgi çalınabiliyormuş.

Geneve, Oxford ve Berkeley Üniversitelerinden bilim adamları, oyun oynarken kafaya geçirilen, Mac’e ve PC’ye uyumlu, piyasada 299 dolara satılan dijital bir kaskla yapmışlar bunu.

Beynimiz, tanıdık bir şey gördüğümüzde daha yoğun P300 dalgası üretiyormuş.

Beynin ürettiği P300 dalgalarını saymışlar ve deneklerin doğum aylarını yüzde 60 başarıyla, kullandıkları bankayı yüzde 30 başarıyla tespit etmişler.

Bunun ardından CBS News’te, Anderson Cooper’ın yaptığı bir röportaj okudum. Nisan’ın 9’unda yapılmış. Yeni sayılır.

Bir ara Google’da dijital etik uzmanı olarak çalışan Tristan Harris “Birkaç teknoloji firmasının insanların düşüncelerini, duygularını ve eylemlerini şekillendirdiğini” söylüyor.

Bilgisayar programcısı Ramsay Brown da “Beynin nasıl çalıştığını anlayan bir bilgisayar programcısı” diyor, “Beyne belli şeyleri yaptıracak kodları yazmayı da bilir.”

Brown’ın Facebook’un ücretsiz oluşuna dair cümlesi de hoşuma gitti. Diyor ki “Siz Facebook’a ödemezsiniz. Reklam veren öder. Siz ücretsiz kullanırsınız çünkü orada satılan sizin gözlerinizdir. (eyeball: gözküresi.)

Evet, sektör çok büyük kitleleri etkiliyor. Üstelik, bizim gözbebeklerimizden milyar dolarlar kazanıyor.

Belki uzak olmayan bir zamanda insanın kafasına çip koyup onu istedikleri istikamete sevk etmenin yolunu bulacaklar. Belki buldular, tatbik etmiyorlar.

Ama şu andaki uygulamalara bakarak, diyebilirim ki teknoloji firmaları henüz işin başındalar.

İnsanların en azından bir kısmı bin yıllardır insan ‘hack’lemeyi biliyor.

İnsanların kafasına veya kalbine yaptıkları müdahalelerle, onları istedikleri istikamete sevk edebiliyorlar.

Bilmeseler, Haşhaşiler, FETÖ’ler nasıl türeyecekti?

Teknolojinin de ‘insan hackleme’ ameliyesine katkısı oldu.

Bir defada daha çok insana ulaşmak kolaylaştı.

Bir defada daha çok sayıda insana yalan söylemek kolaylaştı.

Her türlü fırıldağı çevirirken saklanmak kolaylaştı ve saire...

***

Şimdi görüyoruz ki bir taraftan insanlar, bir taraftan makinalar, geleneğin üzerine titrediği ‘akıl emniyeti’ni tehdit ediyor.

Ne yapmak lazım, kafamızı ‘heck’letmemek için?

Aklımızı kullanmamız lazım.

Kullandığımızın, kendi aklımız olduğundan emin olmamız lazım.

Sansasyonun değil, spekülasyonun değil, mugalatanın hiç değil...

‘Bilgi’nin, ‘doğru bilgi’nin kulpunu sımsıkı tutmamız lazım.

Hadis ilminde müracaat edilen ‘cerh’ ve ‘ta’dil’ müessesesini her türlü ‘puşt’luğa karşı yeniden ihya etmemiz lazım.

Bütün bunları yaptıktan sonra...

‘Allah’ım aklımıza mukayyet ol...’ ‘bizi akıl nimetinden mahrum etme...’

Diye dua etmemiz lazım.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (3)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.