Öcalan’ın “entegrasyon” politikası

Suriye’de YPG’nin silah bırakma yönünde bir hareketi hatta söylemi bile yok. Abdullah Öcalan da Türkiye’de kullandığı bu iki kavramı, şimdiye kadar Suriye için hiç kullanmadı. Hatta “Rojova kırmızı çizgim” diyor.

İmralı’ya giden üç milletvekiline söylediği de SDG’nin Şam hükümetiyle 10 Mart’ta imzaladığı “entegrasyon anlaşmasını desteklediği”nden ibaret…

Görüşmenin sadece “özet”i yayınlandığı için tam ne dediğini bilmiyoruz.

Öcalan’ın, kamuoyuna yansımasında sorun görülen sözleri olmasa tam metin yayınlanmaz mıydı?

SURİYE’DE ENTEGRASYON?

Suriye Demokratik Güçleri denilen silahlı örgütün ana gövdesi, YPG’dir, yani Halk Savunma Birlikleri… Bu, KCK Sözleşmesi’nin 11/c maddesindeki “Halk Savunma Güçleri”nin Suriye versiyonudur.

PYD yani Demokratik Birlik Partisi aynı örgütün siyasi koludur. Programında “PYD, demokratik medeniyet ve demokratik ulus teorilerinin yaratıcısı Sayın Abdullah Öcalan’ı önder olarak görür” diye yazılıdır.

“Genel Komutan” unvanıyla hepsinin başında bulunan Mazlum Abdi Şam hükümetiyle 10 Mart’ta sekiz maddelik bir “entegrasyon anlaşması” imzaladı ama bir gelişme olmadı henüz.

“Entegrasyon”dan kasıt nedir, rivayet muhtelif.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, geçen hafta Suriye konusunda “iki ordu olmaz” diye vurgulayarak “SDG entegrasyon konusunda hiçbir sinyal vermiyor” diye konuştu.

BİR DEVLETTE İKİ ORDU

Osmanlı’da Türkler 8 sene askerlik yapar, nüfusları yavaş artar, tarım ve esnaflıkta işleri gelişmezdi. Gayrimüslim Osmanlılar ise askerlik yapmaz sadece vergi verirlerdi. Bu sayede nüfusları daha hızlı artar, tarımda, ticaret ve sanayide gelişirlerdi.

Önce Tanzimatçılar, ardından Abdülhamid, gayrimüslim vatandaşları da askere almak istedi.

“Peygamber ocağı”ında gayrimüslim askerler!..

Abdülhamid düşüncesini Rum Patriği Yuvakim Efendi’ye açmış, Yuvakim kültür ve gelenek farklarını hatırlatarak “Bir arada olamazlar, ayrı bölükler teşkil edilirse

olur” diye cevap vermiş, tabii Abdülhamid de vazgeçmişti.

Abdülhamid zamanında askerliğin 3 yıla indirildiğini belirtelim.

Fidan haklı, “bir devletti iki ordu olmaz”, ama Mazlum Abdi Suriye ordusuna katılmaktan bahsetmiyor, “Suriye Milli Savunma Bakanlığına entegre olmak” kavramını kullanarak diyor ki:

“Üç tümen ve iki özel taburda anlaştık.” (7 Aralık)

Şam’dan böyle bir açıklama yok. Suriye’de işlerin “pozitif” gitmediği açık.

TÜRKİYE’DE ENTEGRASYON?

Dikkat çeken husus bu “entegrasyon” kavramını Öcalan ve DEM’in Türkiye için de kullanmalarıdır. “Demokratik entegrasyon” diyorlar.

“Demokratik” kavramını Öcalan’ın farklı anlamda kullandığını biliyoruz. Zaten kendisi “Magna Carta demokrasisi” dediği Batı tipi demokrasiyi reddettiğini yazmıştır.

“Demokratik entegrasyon” kavramı da Öcalan’ındır.

“Abdullah Öcalan, demokratik entegrasyonu Barış ve Demokratik Toplum Süreci'nin kilit kavramlarından birisi olarak görüyor.” (Mezopotamya Ajansı, 24 Ekim 2025)

DEM Geçen hafta “Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı” toplamış, Öcalan, kendi tanımladığı ‘sosyalizm’i savunan bir mesaj göndermişti. Mesajında “demokratik entegrasyon” kavramını savunuyor, bunun hukukunun oluşturulmasını istiyordu.

Meclis’teki Komisyon’a sunulmak üzere dün açıklanan DEM raporunda da “Demokratik entegrasyon ve geçiş dönemi yasalarının hayata geçirilmesi” talep ediliyor.

“Entegrasyon”u ne anlamda kullanıyor?

BAKIŞ AÇISI?

Ben “entegrasyon”dan bütünleşmeyi, kaynaşmayı anlarım. Türkiye bunu büyük çapta başarmış, bütün kimlikler eşit iç içe geçmiştir. Sorun, demokrasinin gerektirdiği özgürlüklerdeki eksikliktir.

Fakat Öcalan ve örgütleri böyle bakmıyor. “Entegrasyon” kavramını, ayrı parçaların birbirine eklemlenmesi şeklinde anlıyorlar, bunun siyasetini yapıyorlar.

Türkiye’de “entegrasyon yasaları” ile “parçalar” nasıl oluşturulacak, sonra nasıl “entegre” olacak?!!

Bu, Türkiye gerçeğine taban tabana zıt, ütopik, zorlayıcı ve tehlikeli bir projedir.

Meseleye, modern hukukun özgürlükler kavramı açısından bakılmalıdır.

Orwel’in 1984’te yazdığı gibi, Öcalan’ın da kritik kavramlara geneldekinden farklı hatta zıddı ‘özel’ anlamlar vermesi, süreci sıkıntıya sokar. Buna meydan vermemek için Öcalan kavramlara açıklık getirmeli.

YORUMLAR (30)
30 Yorum
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.