Elif Çakır ve Yıldıray Oğur Bi' Karar Ver'in bugünkü konuğu Gazeteci Amberin, Beyaz Saray'da basın toplantısının ardından ilk aranan ülkeler arasında yer alan Türkiye'yi Amerikan Başkanı Joe Biden'ın bu sefer aramamasının sebebini şu sözlerle açıkladı: Türkiye'ye karşı bir tavır içinde. S-400 konusu, iki ülke için büyük sıkıntı. Bir şekilde ilişkiler sürecek, Türkiye çünkü bir NATO ülkesi. Bu, siyasi bir tavır. Erdoğan ile Biden'ın şahsi bir ilişkisi yok.
Elif Çakır ve Yıldıray Oğur Bi' Karar Ver'in bugünkü konuğu Gazeteci Amberin Zaman oldu. Amberin S400'ler, Halk Bankası ve Gülen Davası konuları hakkında önemli bilgiler paylaştı .ABD ile Biden ilişkilerinin yanı sıra, ABD Başkanı Joe Biden'ın Beyaz Saray'da yapılan toplantı sonrası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı neden aramadığı hakkında açıklamalarda bulundu.
BIDEN'IN ERDOĞAN'A SİYASİ TAVRI
Beyaz Saray'da düzenlenen basın toplantısından sonra ilk aranan ülkeler arasında yer alan Türkiye'nin aranmaması son zamanlarda en çok konuşulan konulardan biri olmuştu. Zaman bu konuyu S-400 konusuna bağladı:
" Türkiye'ye karşı bir tavır içinde. S-400 konusu, iki ülke için büyük sıkıntı. Bir şekilde ilişkiler sürecek, Türkiye çünkü bir NATO ülkesi. Bu, siyasi bir tavır. Erdoğan ile Biden'ın şahsi bir ilişkisi yok."
S-400 konusunun iki ülke arasındaki ilişkileri olumsuz etkilediğini belirten Zaman, ABD ve Türkiye arasındaki gerilimlerin bitip bitmeyeceğine dair şu öngörüleri sundu:
" Tekrar bahar havası eser mi? Yakın gelecekte imkansız görünüyor. S-400'ler konusunda iki ülkenin bakanı bir araya gelmişti. Benim aldığım bilgiye göre, S-400 konusunda hiçbir uzlaşma olmamış."
Zaman, "Yaptırımların kalkması için Türkiye'nin mutlaka S-400'lerden vazgeçmesi gerekiyor" dedi.
"ABD'NİN KENDİ İÇ SİYASİ PROBLEMLERİ VAR"
ABD'nin her konuda ve ülkeler arası ilişkilerde söz konusu olmasını Zaman şöyle eleştirdi:
"ABD'yi başka ülkelerin kaderini tayin eden ülke konumundan çıkarmalıyız. ABD'nin kendi iç siyasi problemleri var. Trump'ın Cumhuriyetçiler üzerindeki ağırlığı hala sürüyor. ABD'nin dünyayı kurtarması gibi bir durum söz konusu değil" dedi ve ekledi, " Amerika'yı başka ülkelerin kaderini belirleyen bir unsur olarak bütün analizlerin merkezine oturtma reflekslerinden vazgeçmeliyiz. Biden geldi her şey düzeldi diye bir şey söz konusu değil."
"TÜRKİYE GİTTİKÇE FAKİRLEŞEN BİR ÜLKE"
AK Parti yönetimindeki Türkiye'nin son durumunu Zaman şöyle özetledi:
"Türkiye gittikçe fakirleşen, bütün en parlak gençlerin terk etmek istediği ve kendi vatandaşlarının en azından yarısına potansiyel düşman gözüyle bakan bir hükümetle karşı karşıyayız. Ak Parti iktidarda kaldığı sürece Türkiye'den bir mucizevi geriye dönüş beklenmiyor."
Türkiye ve Çin ilişkilerine de değinen Zaman, son zamanlarda tartışma konusu olan 3. Köprünün Çin'e satılması ve Kanal İstanbul konusunun Çin için Avrupa'ya açılma olarak görülmesini," Kolunu kaptırırsan, ilerde o ülkeye tahakküm gücünü arttırmış oluyorsun" sözleriyle eleştirdi.
"HÜKÜMET BÜYÜK BİR YANLIŞ YAPTI"
Halk bank'a yönelik, "ABD'yi dolandırmak amacıyla komplo kurmak", "Uluslararası Acil Ekonomik Güç Yasası'nı İran'a para transferleri yaparak ihlal etmek için komplo kurma", "ABD bankalarını dolandırmak", "ABD bankacılık ve finans sistemini dolandırmak amacıyla komplo kurmak", "kara para aklamak", "kara para aklamak amacıyla komplo kurmak" konularında suçlamalar yapılmıştı. Zaman bu konuya yönelik, "Hükümet büyük bir yanlış yaptı. Davanın kaybolması gayreti içindeydi, Trump da Türkiye adına böyle bir gayret gösterdi. Tabii bu gayretler boşa çıktı. Türkiye pazarlığa oturmak yerine oradaki sistemi değiştirmeye çalıştı" dedi ve ekledi:
"Bir iki ay içinde karar verilir şeklinde bir durum yok. Türkiye açısından kritik nokta şu: Reza Zarraf'ın tanıklığı. Çünkü Zarraf ABD ile anlaştı, tam olarak ne anlatacak bilmiyoruz. Zarraf'ın tanıklığı çok önemli."
Amberi Zaman şu açıklamalarda da bulundu:
" Amerikalılar, Barzani'nin Suriye'de desteklediği Kürt gruplar ile SDG'yi masaya oturmak istediler. Amaçları ortak bir yönetim kurmak hatta muhalif gruplarını peşmergeye katmaktı. Fakat bence bu pek gerçekçi değil."
"Rusya-Ukrayna krizinde Türkiye bir tercih yaptı demeyelim. Özellikle Karadeniz'de Rusya'yı dengeleme ihtiyacı sezdi. Aynı zamanda NATO zırhına bürünerek, Ukrayna'dan yana olmak göreceli olarak daha az risksiz"
" Son dönemde Ermeni diaspora grupları arasında bu yönde bir umut yeşerdiğini duyuyorduk. Ama henüz karar verilmiş değil. Fakat öyle bir ihtimal hala söz konusu. Net karar vermemişler" dedi.
