ABD merkezli hava yolu şirketi Southwest Airlines, "uçakta yer seçimini serbest bırakma" uygulamasına son verip koltuk atama sistemine geçmeye hazırlanırken, yolcu politikalarında da önemli bir değişikliğe gitti. Şirket, koltukların kol dayama sınırına sığmayan yolcuların, artık uçuş öncesinde ek bir koltuk satın almasını zorunlu kılacağını açıkladı.
Uygulama, havayolunun koltuk atama sistemine geçeceği 27 Ocak 2026 tarihinde yürürlüğe girecek.
Kenya'da turistleri taşıyan uçak düştü: 11 kişi hayatını kaybetti
DAHA ÖNCEDEN İSTEĞE BAĞLIYDI, ŞİMDİ ZORUNLU OLACAK
Southwest’in mevcut sisteminde kilolu yolcular, isterlerse fazladan bir koltuğu önceden satın alıp uçuştan sonra ücret iadesi talep edebiliyor, isterlerse de havaalanında ücretsiz ek koltuk isteyebiliyordu. Yeni düzenlemeyle birlikte önceden ödeme zorunlu hale gelecek, ancak para iadesi garanti edilmeyecek.
Şirketten yapılan açıklamada, değişikliğin yeni sisteme hazırlık olduğu belirtildi:
“Gelecek yıl başlayacak koltuk atama sistemine hazırlık kapsamında bazı politikalarımızı güncelliyoruz. Daha önce ek koltuk politikamızı kullanan müşterilere, koltuklarını rezervasyon sırasında satın almalarını öneriyoruz.”
Yeni kurala göre, yolcunun ikinci bilet ücretini geri alabilmesi için uçuşun dolu olmaması ve iki biletin aynı sınıfta alınmış olması gerekecek. Yolcu, bu şartlar sağlansa bile iade için 90 gün içinde talepte bulunmak zorunda kalacak.

UZMANLARDAN TEPKİ: "UÇUŞ DENEYİMİNİ HERKES İÇİN KÖTÜLEŞTİRECEK"
Bu yeni politika, seyahat uzmanları tarafından eleştirildi. Florida merkezli seyahat danışmanı Jason Vaughn, değişikliğin yalnızca kilolu yolcuları değil, tüm yolcuları olumsuz etkileyeceğini savundu. Vaughn, durumu şöyle ifade etti:
“Mevcut sistem, hem kilolu yolcuların hem de diğer yolcuların rahat etmesini sağlıyordu. Bu değişiklik, herkesin uçuş deneyimini kötüleştirecek.”
Vaughn, bu adımı Southwest’in sadık müşterileri için “bir başka hayal kırıklığı” olarak nitelendirerek, şirketin kimliğini kaybettiğini belirtti:
“Artık kimin müşterisi olduklarını bile bilmiyorlar. Kimliklerini kaybettiler.”

