CENTCOM'um yaptığı açıklamalar, Kızıldeniz'de artan gerginliği gözler önüne seriyor. İlk olarak, Yemen'deki İran destekli Husiler tarafından ABD'nin destroyer savaş gemisi USS Laboon hedef alındı. Husiler, kontrol ettikleri bölgeden Kızıldeniz'in güneyinde yer alan USS Laboon'a bir gemisavar seyir füzesi fırlattı. Bu olayın hemen ardından, CENTCOM ikinci bir saldırıyı duyurdu. Bu kez, Husiler tarafından fırlatılan balistik bir füze, ABD'ye ait bir konteyner gemisi olan "Gibraltar Eagle"ı vurdu.
ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), son günlerde Yemen'deki Husiler tarafından gerçekleştirilen iki ayrı saldırı hakkında açıklamalarda bulundu. İlk olayda, Husilerin kontrolündeki bölgeden fırlatılan bir gemisavar seyir füzesi, Kızıldeniz'in güneyinde yer alan ABD savaş gemisi USS Laboon'u hedef aldı. Bu füze, yerel saatle 16.45 sıralarında fırlatıldı ve Hudeyde kenti açıklarında ABD savaş uçakları tarafından başarıyla düşürüldü. Saldırıda herhangi bir yaralanma ya da maddi hasar meydana gelmedi. HUSİLER HEDEF BÜYÜTTÜ: ÖNCE ABD SAVAŞ GEMİSİ ARDINDAN KARGO GEMİSİNİ VURDULAR
Aynı günün akşam saatlerinde ise, Husiler Yemen'den bir balistik füze fırlattı. Bu füze, Marshall Adaları bayrağı taşıyan ve ABD tarafından işletilen 'Gibraltar Eagle' isimli konteyner gemisini vurdu. Saldırının ardından gemide yaralanan olmadığı ve geminin önemli bir hasar almadığı, seyrine devam ettiği bildirildi.
KIZILDENİZ'DEKİ SON DURUM
Bu saldırılar, Husilerin Kızıldeniz'deki faaliyetlerinin devam ettiğini gösteriyor. Husiler, İsrail'in Gazze'deki saldırılarına tepki olarak 31 Ekim'den bu yana bölgedeki İsrailli şirketlere ait gemilere saldırılar düzenliyor ve bazılarını ele geçiriyor. ABD güçleri, bu süreçte Yemen'den atılan füze ve kamikaze dronlarını düşürdüğünü duyurdu. Bu eylemlerin ardından, birçok gemicilik şirketi Kızıldeniz'deki seferlerini durdurma kararı aldı.
ABD, bu tehditlere yanıt olarak 18 Aralık'ta çok uluslu bir "deniz görev gücü" oluşturduğunu duyurdu. Bu görev gücü, Husi güçlere karşı "Refah Muhafızı Operasyonu" adı altında faaliyet gösteriyor. Kızıldeniz'deki bu gergin durum, Süveyş Kanalı üzerinden gerçekleşen küresel ticaret için de önemli bir risk oluşturuyor, zira bu kanal Avrupa ile Asya arasındaki en kısa rotayı sunarak küresel ticaretin yaklaşık yüzde 12'sini barındırıyor.
