Şehir efsanesi değil gerçekmiş: Kabus zindanı

Şehir efsanesi değil gerçekmiş: Kabus zindanı

Esad rejiminden geriye vahşetin, işkencenin, ceset pres makinalarının olduğu ölüm zindanları kaldı. Sednaya Hapishanesi'ndeki binlerce mahkum rejimin yıkılmasının ardından yerin altındaki hücrelerde kurtarılmayı bekliyor. Hüc-re kapılarındaki elektronik şifrelerin çözülebilmesi için, kaçan gardiyanlara ‘kodları teslim edin’ çağrısı yapıldı.

SEMA KIZILARSLAN

Şam’da Esad rejimine muhalif silahlı grupların kontrolü ele geçirmesinin ardından Sednaya Askeri Cezaevi’nde gizli bir bölme olduğu iddiaları araştırılırken binlerce Suriyeli yakınlarından haber beklemek için cezaevine akın etti.

BABADAN OĞULA İNSAN MEZBAHANESİ

Hafız Esad'ın kurduğu ve 'Dünyadaki cehennem' olarak bilinen Sednaya Hapishanesi 13 yıl önce başlayan iç savaş boyunca da kullanıldı. Sistematik işkence ve toplu infazlarla anılan hapishanenin 'gerçek'liği hep tartışma konusu olmuştu. Esad diktatörlüğünün yıkılmasının ardından ortaya çıkan güvenlik kamerası görüntüleri işkence üssünün dehşetini dünyaya gösterdi. Dehlizlerde kilitli hücrelerde tutulan mahkumları kurtarma seferberliği başladı.

Kurtarılan tutukluların kimilerinin kendi ismini dahi hatırlamaması, Hafız Esad ile Saddam’ın hala hayatta olduğunu sanması yaşanılan dehşeti ortaya koydu.

PRESLENİP KAĞIT OLAN CESETLER

Eski dönemin cezaevi çalışanlarına elektronik yer altı kapılarının kodlarını vermeleri çağrısı yapıldı. Mühendisler hapishanenin krokisine bakarak mimarisini çözmeye çalıştı. Paylaşılan videolarda siyasi mahkumların idam edildikten sonra cesetlerinin kağıt haline getirildiği demir infaz presi görüntüleri de ortaya çıktı. İnsan hakları 2022 raporları Sednaya’da 30 bin kişinin infaz edildiği iddiasını gündeme getirmişti.

'YENİ SURİYE'NİN YENİ HÜKÜMETİ

Esad rejiminin devrilmesinin ardından kurulan yeni hükümetin başına Muhammed el-Beşir getirildi. Ülkenin geçiş sürecine liderlik edecek Beşir, mühendislik ve hukuk alanlarındaki uzmanlığıyla tanınıyor.

FIRSATÇI NETANYAHU İŞGAL ÇEMBERİNİ GENİŞLETTİ

Şam’ın düşmesinin ardından yaşanan karışıklığı fırsat bilerek harekete geçen soykırımcı Netanyahu, Golan Tepeleri’ndeki tampon bölgeyi aşarak 1973’ten sonra ilk kez Suriye topraklarına girdi. İsrail ordusu Golan’daki tampon bölgenin ele geçirilmesine ilişkin görselleri kamuoyuyla paylaştı. Netanyahu işgalin geçici olduğunu savundu. Ancak İsrail ordusunun Suriye topraklarındaki ilerleyişi endişe yarattı.

TEMKİNLİ MEMNUNİYET

İYİ Parti Lideri Dervişoğlu: Irak’ta olduğu gibi, Suriye’de ülkenin bütünlüğü parçalanmış ve yüzde 40’ı PKK’ya geçmiştir. Mümbiç’ten başlayarak, güvenlik sahasının genişletilmesi, PKK devleti projesinin akamete uğratılması sağlanmalıdır.”

SPLideri Arıkan: Suriye’de bütün kesimlerin temsil edildiği adil bir yönetimin kurulması desteklenmeli, soğukkanlı ve aklı selim bir süreç idaresi ile birlikte kaos engellenmelidir.

İBB Başkanı İmamoğlu: Bizim çok temkinli, tedbirli ve oluşan ortamın yarınlarda nasıl gelişmesi gerektiğini unutmamamız gerekiyor. Bölgedeki her değişim, Türkiye’nin güvenliği ve politikalarını doğrudan etkileyebilir.

kabusnet.jpg

BİNLERCE KİŞİ HALA KİLİT ALTINDA VE TÜRKİYE’DEN YARDIM BEKLENİYOR

Esad’ın ‘insan mezbahası’: Suriye’de 61 yıllık Baas rejiminin çökmesinin ardından yaşanan korkunç insanlık dramı gün yüzüne çıktı. 1987’den bu yana rejimin işkencelerinin sembolü haline gelen Sednaya Hapishanesi’ndeki şifreli hücrelerde mahsur mahkumların çıkarılması için Türkiye’den mühendis desteği bekleniyor. Hapishanede şimdiye kadar yüz binlerce kişinin öldürüldüğü söyleniyor.

Mimari açıdan Sednaya Hapishanesi üç ana bina (A, B ve C blokları) ve bu gelişmelerin birleştiği merkez bir altıgen yapıdan oluşuyor. Bu merkezi bölge, hapishanenin en güvenli kısmı ve genellikle zemin kattaki tek kişilik tecrit odaları burada yer alıyor. Bina üç katlı ve her katta iki bölüm bulunuyor. Bölümlerde toplam 20 koğuşta yaklaşık 8 metre uzunluğunda ve 6 metre genişliğinde hücreler bulunuyor.

Suriye’de Beşar Esad rejiminin çökmesinin ardından, Şam dışındaki yüksek güvenlikli Sednaya Hapishanesi’nde yıllardır tutulan mahkumlar, muhalif güçler tarafından çıkarılmaya başladı. Şam’ın ele geçirilmesinin ardından paylaşılan videolar ve görsellerle senelerdir yaşanan insanlık dramı da gün yüzüne çıktı. Esad rejimi dünyada, Sednaya Hapishanesi’ndeki acımasız sistemiyle tanınıyordu. Sednaya cezaevinde yeraltı bölmelerinin çok büyük, katlarında keşfedilmesi zor bölümlerin olduğu saptandı. Bu nedenle demir kapılar ardına hapsedilmiş ve ölüm zindanlarına kapatılmış binlerce mahkuma hala ulaşılamadığı duyuruldu. Özellikle hapishanenin bodrum katlarındaki şifreli hücrelerde tutulan mahkumlara ulaşmak için Suriye halkı, bölgedeki ülkelerden, özellikle Türkiye’den mühendislik desteği bekliyor. Muhalifler ayrıca, Sednaya Hapishanesi’nin gizli bölmelerinde hapsedilen mahkumları kurtarmak için Esad rejiminde görevli olan gardiyanlara çağrı yaptı ve hücrelerin açılmasına yardım edenlere af çıkarılacağını duyurdu. Paylaşılan videolarda hapishanede kadın ve çocukların da olduğu görüldü.

ÇOK SAYIDA KADIN TECAVÜZE UĞRADI

Tecacüze uğradıkları belirlenen kadınlar, çocuklarının babalarını bilmediklerini söylüyor. Paylaşılan videolarda Sednaya’daki işkence aletleri de görüntülendi. Mahkumların asılarak idam edildikten sonra presin içine koyulduğu ve preslenerek bir kağıt haline getirildiği bir demir infaz presi de olduğu ortaya çıktı. Görüntülerde, mahkumların demir infaz presinde vücudu ve kemikleri ezilip kalıp şekline getirildiği tespit edildi. Bağımsız Suriye İnsan Hakları Ağı’nın açıkladığı verilere göre, hapishanede IŞİD’in katlettiği insanlardan daha çok kişi öldürüldü ve işkence gördü. Yaklaşık 127 bin 916 kişiden bir daha haber alınamıyor. Ayrıca 2019 yılında Suriye askeri istihbarat başkanına gönderilen ve gözaltındaki tutukluların ölümlerini bildiren notlar medyaya sızmıştı. Bu notlarda, Halepli bir hukuk öğrencisi olan Muhammed Gabbaş’ın 12 gün boyunca bileklerinden asılı tutulduğu, kanlar içinde dövüldüğü ve elektrik verildiği ortaya çıktı. Muhammad Gabbaş, Esad rejimi karşıtı protesto düzenlediği için gözaltına alınmıştı.
Uluslararası Af Örgütü’nün Sednaya Hapishanesi üzerine hazırladığı 2017 raporu da bu bölgedeki savaş suçlarının ve insanlığa karşı suçların işlendiği bir yer olduğunu ortaya koydu.

DÖRT YILDA 13 BİN YARGISIZ İNFAZ

Rapora göre, Sednaya Hapishanesi’nde 2011 ile 2015 yılları arasında 5.000 ile 13.000 arasında insan, yargısız infazlarla idam edildi. İnfazlar genellikle geceleri gizlice gerçekleştiriliyordu ve mahkumlar infaz edileceklerini yalnızca birkaç dakika önce öğreniyordu. Tutuklandığında lise öğrencisi olan Omar A., bu hapishanede yaşadıklarını şöyle anlatmıştı: “Gardiyan herkesin tüm kıyafetlerini çıkarmasını ve teker teker tuvalete gitmesini istiyordu. Tuvalete yürürken, oğlanlardan birini seçiyorlardı; ufak tefek, genç veya sarışın birini. Kapıya yüzünü dönüp gözlerini kapatmasını istiyorlardı. Daha sonra bir mahkûmdan ona tecavüz etmesini istiyorlardı. Bunu hepimize izletiyorlardı. Kimse başına böyle bir şey geldiğini kabul etmeyecektir ama bu o kadar sık ​​oluyordu ki…”

KAMYONLAR CESETLERİ TOPLU MEZARA TAŞIYORDU

Hapishanede 10.000 ila 20.000 kişiyi barındırabilen iki gözaltı merkezi bulunuyor. “Kırmızı bina” olarak bilinen yerde genellikle sivil mahkumlar tutuluyordu. Kırmızı binada tutulan mahkumlar, haftada bir gün ve her seferinde 20 ila 50 kişi alınarak asıldı. İnfaz gerçekleştirildikten sonra, cansız bedenleri bir kamyona yüklenerek, toplu mezarlara gömüldü. Sednaya Hapishanesi’nde mahkumlar, tutuklanır tutuklanmaz şiddetli bir dayakla karşılaşıyordu. Bu dayak, “hoş geldin partisi” olarak adlandırılıyordu. Mahkumlar, sopalar, kablolar ve çeşitli metal nesnelerle dövülüyordu. Mahkumların sürekli aşağılanması, küfürler ve tehditlerle korkutulması yaygın bir işkence yöntemiydi. Aile bireylerine zarar verileceği tehdidi sıklıkla kullanılıyordu. Mahkumlar, uzun süreli tecrit hücrelerinde tutuluyordu. Bu hücrelerde hiçbir insanla temas kurulmasına izin verilmiyor ve bu durum mahkumların zihinsel sağlıklarını ciddi şekilde etkiliyordu. Mahkumlar, elektrik şoklarına maruz kalıyor ya da suda boğulma hissi yaratacak şekilde işkence görüyorlardı. Savaş boyunca Suriye hükümeti, bu hapishanede sistematik kötü muamelenin varlığını reddetti. Ancak son aylarda, binlerce kişinin gözaltındayken öldüğüne dair ölüm belgeleri düzenlenmiş ve kayıt dosyalarına eklenmişti. Bağımsız Suriye İnsan Hakları Ağı’nın açıkladığı verilere göre, Suriye’de hapsedildikten sonra yaklaşık 127 bin 916 kişiden bir daha haber alınamadı. Bu kişilerden en az 14 bininin işkence esnasında hayatını kaybettiği belirtiliyor.

‘ÖLÜM FABRİKASI’ OLARAK ANILIYORDU

Sednaya Hapishanesi’nin inşası, Beşar el-Esad’ın babası Hafız el-Esad’ın yönetiminde başlamıştı. Hafız el-Esad, 1970’te Suriye’de iktidara geldikten sonra, özellikle muhalefeti ve dini azınlıkları hedef alarak sıkı bir güvenlik rejimi kurdu. Sednaya Hapishanesi de bu dönemde siyasi muhalefeti ve potansiyel tehditleri bastırmak amacıyla inşa edilen birçok güvenlik tesisi arasında yer aldı. Hafız el-Esad’ın yönetiminin en karanlık yıllarına denk gelen bu hapishane, muhalefet liderlerinin, aktivistlerin ve dini azınlıkların hedef alındığı bir yer haline geldi. Bu uygulamalar, Hafız el-Esad’ın otoriter yönetiminin bir parçası olarak oğlu Beşar el-Esad döneminde de devam etti. Hapishane, dünyanın en kötü hapishanelerinden biri olarak biliniyor.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR (8)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
8 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN