BARAN BEKİ
1960'ların ortalarında Auto Union GmbH, ekonomik olarak zorlu bir süreçten geçiyordu. Markanın ısrarla kullandığı iki zamanlı motor teknolojisine sahip DKW modelleri, artık zamanın gerisinde kalmış ve satış rakamları hızla düşüyordu. Özellikle son iki zamanlı model olan DKW F 102, modern tasarımına rağmen büyük bir hayal kırıklığı yaratmıştı.
Tam bu dönemde şirketin mülkiyeti Daimler-Benz AG'den Volkswagenwerk AG'ye geçti. Bu değişim, markanın kaderini değiştirecek bir gelişmeyi de beraberinde getirdi: Daimler-Benz tarafından geliştirilen ve mühendis Ludwig Kraus'un Ingolstadt'a getirdiği yeni, dört silindirli ve dört zamanlı motor. Bu motor, markanın krizden çıkış bileti oldu. Şirket, iki zamanlı motorla özdeşleşen DKW ismini rafa kaldırarak, savaş öncesinden gelen köklü "Audi" markasını yeniden canlandırma kararı aldı.

F 103 EFSANESİ DOĞUYOR: TEK MODELDEN GENİŞ BİR AİLEYE
1965 yılında tanıtılan ve basının "yeni Audi" olarak adlandırdığı model, aslında F 103 kod adlı bir serinin başlangıcıydı. İlk olarak sadece "Audi" adıyla satılan bu model, zamanla müşteri ve basın tarafından "Audi 72" olarak anılmaya başlandı. Bu başlangıç modelini kısa sürede yeni versiyonlar takip etti:
Audi 80: 80 PS gücündeki motoruyla 1966'da aileye katıldı.
Audi Super 90: Ailenin en güçlüsüydü. 90 PS gücündeki motoruyla 160 km/s'in üzerinde bir son hıza ulaşabiliyordu. Ayrıca, standart olarak sunulan krom kaplı çamurluk çıtaları gibi donanımlarla diğerlerinden ayrılıyordu.
Audi 60: 1968 yılında 55 PS'lik motoruyla serinin en erişilebilir modeli olarak piyasaya sürüldü.
Audi 75: Daha sonra 72 ve 80 PS'lik versiyonların yerini aldı.
Bu modeller, sedan karoserinin yanı sıra 1966 baharından itibaren "Variant" adı verilen station wagon versiyonuyla da sunuldu.

TEKNOLOJİK DEVRİMİN DETAYLARI VE TASARIM FARKLILIKLARI
Yeni Audi, temelini aldığı DKW F 102 modelinden önemli farklılıklar taşıyordu. Dört zamanlı motorun daha uzun olması sebebiyle aracın ön kısmı 100 milimetre uzatılmış ve radyatör motorun sol yanına eğimli bir şekilde yerleştirilmişti. F 102'nin yuvarlak farlarının yerini, daha geniş ve siyah bir ızgara içine entegre edilmiş modern dikdörtgen farlar almıştı.
Otomobilin en dikkat çekici teknik özelliği ise "orta basınçlı motor" olarak anılan güç ünitesiydi. 11.2:1 sıkıştırma oranına sahip bu motor, o dönemin benzinli ve dizel motorları arasında bir yerde konumlanıyordu. Şanzıman olarak standartta direksiyondan kumandalı dört ileri manuel vites sunulurken, güvenlik için ön tekerleklerde disk frenler kullanılıyordu.

BU BİR AUDİ HİKAYESİ
F 103 serisi, Audi için hem teknik hem de ekonomik bir dönüm noktası oldu. 1965 ile 1972 arasında toplam 416.852 adet üretildi. Bu rakamın yarısından fazlasını, yani 216.987 adetlik satışla serinin en başarılı modeli olan Audi 60 ve Audi 60 L oluşturdu. Bu başarı, sadece şirketi iflastan kurtarmakla kalmadı, aynı zamanda Volkswagen Grubu içinde Audi markasının uzun vadeli bağımsızlığını güvence altına alarak bugünün premium üreticisinin temellerini attı. Bu efsanevi seri, yerini 1972'de tamamen yeni geliştirilen Audi 80'e bıraktı.
