BARAN BEKİ
Her şeyden önce, bu projeleri bu kadar özel kılan "Holy Trinity" yani "Kutsal Üçlü" kavramını anlamak gerekir. 2010'ların başında otomotiv teknolojisini yeniden tanımlayan üç hibrit hiper otomobil bu unvanı taşır: McLaren P1, Porsche 918 Spyder ve Ferrari LaFerrari. Bu makineler, sadece saf performansın değil, aynı zamanda hibrit teknolojinin zirvesini temsil ederek otomobil tarihine adlarını altın harflerle yazdırdılar. Tavarish ise bu üçlünün en talihsiz iki üyesini hedef alarak adeta tarihe meydan okuyor.
KÜLLERİNDEN MÜZİK YÜKSELEN EFSANE: PORSCHE 918 SPYDER
Tavarish'in ikinci meydan okuması, Kanada'da bir benzin istasyonunda alev alarak arka kısmı tamamen erimiş bir Porsche 918 Spyder oldu. Yangın o kadar şiddetliydi ki, aracın karbon fiber monokok şasisinin arka bölümü ve motoru kullanılamaz hale gelmişti. Yıllarca terk edilmiş halde bekleyen ve onarımı imkansız görünen bu enkaz, Tavarish’in ellerinde bir mucizeye tanıklık etti.
Projenin en şaşırtıcı anı, 10 yıllık bir uykunun ardından araca 12 voltluk bir güç kaynağı bağlandığında yaşandı. Herkesi hayrete düşüren bir şekilde, aracın iç aydınlatmaları yandı ve daha da inanılmazı, bilgi-eğlence sistemi çalışarak radyodan müzik çalmaya başladı.
Yanan kablolara ve eriyen kontrol ünitelerine rağmen aracın temel elektrik sisteminin bir kısmının hala işlevsel olması, Porsche mühendisliğinin ne kadar dayanıklı olduğunun canlı bir kanıtıydı. Dahası, 156.000 dolar değerindeki hibrit batarya paketinin içindeki modüllerin, 10 yıldır yatmasına rağmen neredeyse fabrikadan yeni çıkmış gibi kusursuz olması ve hala şarj tutması, bu projenin ne denli özel olduğunu bir kez daha gösterdi.
YARISI KÜL OLMUŞ BİR HİPER OTOMOBİL
Hikayesi, Kanada'da bir benzin istasyonunda başlayan bu otomobil, yakıt dolumu sırasında sıcak egzoz borularına benzin dökülmesi sonucu bir anda alevler içinde kaldı. Yangın söndürülse de, aracın arka kısmı neredeyse tamamen eridi. Karbon fiber monokok şasinin arka bölümü ve subframe'i yapısal bütünlüğünü yitirirken, tekerleklerden biri erimiş, motor ve şanzıman ağır hasar görmüştü.
Otomobilin bu enkaz halindeki durumu, onarımın neredeyse imkansız olduğunu gösteriyordu. Sadece bazı parçaların maliyeti bile dudak uçuklatıcıydı:
Sadece motorun üzerinde duracağı arka şasi: 96.000 Dolar
Motor: 250.000 Dolar
Monokok şasi: 250.000 Dolar
Arka çamurluk (tanesi): 40.000 dolar
Her bir kapı (mekaniği dahil değil): 30.000 Dolar
Fren disklerinin tanesi: 10.000 dolar
Araç, bu olaydan sonra sigorta şirketleri ve yetkililerin incelemeleri nedeniyle 10 yıldan fazla bir süre terk edilmiş halde bekledi.
BOĞULAN CANAVAR, YARATICISIYLA YENİDEN DOĞUYOR
Eğer bu 918 Spyder sizin için yeterince ilgi çekmediyse, Tavarish'in ilk gözdesine bir bakalım. Tavarish, 2022'deki Ian Kasırgası'nda tamamen tuzlu suyun altında kalmış bir McLaren P1'i satın aldı. Sadece 315 mil kullanılmış bu 2 milyon dolarlık hiper otomobil, elektronik sistemleri yanmış ve iç mekanı küflenmiş bir enkazdan farksızdı. Ancak Tavarish'in planı, basit bir restorasyondan çok daha fazlasıydı.
Projenin en heyecan verici adımı, Tavarish’in McLaren P1'in efsanevi orijinal tasarımcısı Frank Stephenson ile iş birliği yapması oldu. Stephenson, kendi imzasını taşıyan bu otomobili yeniden yorumlamak için tasarım masasına geri döndü ve ortaya "P1 Evo" adını verdikleri radikal bir konsept çıktı. Orijinal tasarımdan çok daha agresif hatlara sahip olan yeni gövde; devasa bir köpekbalığı yüzgeci, Le Mans yarışçılarından ilham alan arka bölüm ve fütüristik aero disklerle otomobili adeta bir bilim kurgu filminden fırlamış gibi gösteriyor.
MİRASI YENİDEN YAZMAK
Bu proje sadece görsel bir şölen değil, aynı zamanda bir performans manifestosu. Hedef, bu aracı dünyanın en hızlı McLaren'i yapmak ve markanın en hızlı modeli Speedtail'ın 250 mil/saat (yaklaşık 403 km/s) olan hız rekorunu kırmak. Bu amaçla, otomobilin 3.8 litrelik çift turbolu V8 motoru iki katından fazla güç üretecek şekilde modifiye ediliyor ve şanzıman 1400 beygire dayanacak şekilde güçlendiriliyor.
Tavarish'in bu iki projesi, sadece hurdaya dönmüş otomobilleri tamir etmekten ibaret değil. O, küllerden ve tufanlardan doğan, "Kutsal Üçlü" efsanesinden ikisini alıp, onları orijinal hallerinden bile daha özel, daha hızlı ve daha ikonik hale getirerek otomotiv mirasını yeniden yazıyor. Bu iki canavar yollara çıktığında, sadece birer otomobil değil, imkansızın başarılabileceğinin birer kanıtı olacaklar.
