İzmir Bölge Adliye Mahkemesi'nde görülen bir dava, gayrimenkul hukuku alanında önemli bir emsal teşkil eden karara imza attı.
Merak edilen hukuki konular arasında yer alan kira ödeme sorunu ve kira ödeme dekontu kimin adına olmalı ile ilgili davada, kiracının yaptığı ödemelerin kimin hesabına veya eline yapıldığı, kritik bir rol oynadı.
Mahkeme, kiracının, kira sözleşmesinde adı geçmeyen ev sahibinin eşi, çocuğu veya yakınına yaptığı ödemeleri hukuken geçersiz saydı.
Kira bedelinin halen ödenmemiş kira borcu olarak kabul edilmesine ve kiracının tahliyesine hükmedildi.
Emlak piyasası kontrolden çıktı: Kirayı ödemek için kredi çekiyorlar!
HUKUKEN ÖDENMEMİŞ SAYILAN KİRA BORCU FAİZ VE TAZMİNAT GETİRDİ
NTV'de yer alan habere göre, mahkemenin aldığı kararla, kiracının düzenli olarak yaptığını düşündüğü ödemeler, hukuki geçerliliğe sahip olmaması nedeniyle borcu sona erdirmedi.
Borcun devam ettiği tespitiyle, kiracının tahliyesine karar verildi.
Ayrıca, kiracı yaptığı haksız itiraz nedeniyle icra inkar tazminatı ödemek zorunda kaldı.
Bu durum, kiracıların kirayı kime ödemeli sorusunun hayati önemini bir kez daha ortaya koydu.
Uzmanlara göre, ödemenin hatalı bir kişiye yapılması, sadece tahliye tehlikesini değil, aynı zamanda faiz yükümlülüğü ve tazminat gibi ağır finansal sonuçları da beraberinde getirebiliyor.
Konut piyasası bir avuç zengine kaldı: Kiralar uçtu gitti!
UZMAN UYARISI: ÖDEMELERDE YAZILI BELGE ŞART
Hukuk alanındaki uzmanlar, kiracıların kendilerini hukuki risklere karşı güvence altına alabilmeleri için net adımlar atılması gerektiğini belirtiyor.
Kira ödemesinin yapılacağı kişinin, mutlaka kira sözleşmesinde açıkça yer alması gerekiyor.
Eğer ödeme sözleşmedeki kişiden başkasına yapılacaksa, ev sahibi tarafından yazılı bir yetkilendirme belgesi düzenlenmeli.
Aksi halde, kira düzenli olarak ödense dahi hukuken 'ödenmemiş' kabul edilme riski bulunuyor.
Bu tür bir hukuki boşluk, tahliye, birikmiş borç faizi ve icra inkar tazminatı gibi ağır yaptırımları tetikliyor.
