Hazine ve Maliye Bakanlığı, milyonlarca kişinin işlem yaptığı kripto varlık piyasasını vergi sistemine entegre etmek üzere harekete geçti. Edinilen bilgilere göre, henüz yasal bir çerçevenin bulunmadığı kripto piyasası için işlem vergisi, gelir vergisi ve Katma Değer Vergisi (KDV) olmak üzere üç farklı model değerlendiriliyor. Amaç, hem sermaye hareketlerinin izlenebilirliğini artırmak hem de kayıt dışı gelirlerle mücadele etmek.
İŞLEM VERGİSİYLE DÜŞÜK ORAN, YÜKSEK ETKİ HEDEFİ
Dünya Gazetesi'nin haberine göre, gündemdeki ilk model, her kripto varlık alım-satım işleminden küçük bir oranda otomatik vergi kesintisi yapılmasını öngörüyor. Örneğin, daha önce Türkiye’de faaliyette bulunan borsalara yatırılan tutarlarda on binde 4, Borsa İstanbul’daki hisse işlemlerinde ise on binde 2 oranında uygulanan işlem vergilerine benzer şekilde, kripto işlemleri için de yüzde 0,02’lik bir oran öneriliyor. Bu modelin, kapsayıcılığı sayesinde düşük oranlarla bile yüksek gelir yaratabileceği belirtiliyor.
GELİR VERGİSİ MODELİ: ŞEFFAFLIK VE ENTEGRASYON KRİTİK
İkinci seçenek, kripto kazançlarının ticari gelir ya da değer artış kazancı kapsamında değerlendirilerek gelir vergisine tabi tutulması. Ancak kazancın hangi işlemde ve ne zaman oluştuğunun belirlenmesindeki teknik zorluklar, yöntemin etkinliğini sınırlıyor. Bu nedenle cüzdanlar arası entegrasyonun sağlanması, işlem geçmişinin şeffaflaştırılması ve kayıt sistemlerinin güçlendirilmesi gerektiği vurgulanıyor.
KDV SEÇENEĞİ: TİCARİ FAALİYET TANIMI YENİDEN ŞEKİLLENEBİLİR
Üçüncü model ise özellikle düzenli şekilde alım-satım yapan bireylerin KDV mükellefi olarak değerlendirilmesini içeriyor. Bu noktada Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) kripto varlıkları “gayrimaddi hak” olarak tanımlaması önemli bir dayanak oluşturuyor. Bu tanıma dayanarak, telif ve lisans gelirlerinde uygulanan KDV rejiminin, kripto işlemlerine de uyarlanması gündeme gelebilir.
YASAL ALTYAPI GELİŞİYOR, TEKNİK SINAV BÜYÜYOR
SPK tarafından kripto hizmet sağlayıcılarına yönelik yapılan düzenlemeler vergilendirme süreci için bir temel oluştursa da, mevcut mevzuatta hala önemli boşluklar bulunuyor. Özellikle blokzincir teknolojisinin sağladığı yüksek izlenebilirlik ile kullanıcı anonimliği arasındaki denge, vergi otoriteleri için ciddi bir sınav niteliği taşıyor. Kripto varlıkların bu yönüyle hem yeni nesil maliye politikaları hem de finansal şeffaflık açısından önemli bir test sunduğu değerlendiriliyor.
ŞİMŞEK: MEŞRU İŞLEMLERE ALAN AÇILACAK
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de yaptığı son açıklamada, yeni düzenlemelerin meşru faaliyetleri desteklerken yasa dışı işlemlerle kararlı biçimde mücadele edeceğini söyledi. Şimşek, “Likidite sağlama, piyasa yapıcılığı veya arbitraj gibi belgelenebilir işlemler, platformların sorumluluğu ve denetimi altında, herhangi bir sınırlamaya tabi olmaksızın sürdürülebilecek” dedi.
VERGİ DÜZENLEMESİ, PİYASAYI CAYDIRMADAN GELECEK
Uzmanlar, Türkiye’de kripto piyasasında ciddi bir işlem hacmi oluşmasına rağmen, bu hareketliliğin vergi sistemine yansımadığını ve kayıt dışılığın sürdüğünü belirtiyor. Bu nedenle yeni düzenlemenin uluslararası uygulamalarla uyumlu, sermaye hareketlerini caydırmayacak ve etki analizleriyle desteklenmiş bir yapı üzerine inşa edilmesi bekleniyor. Hazırlıkların ardından kamuoyuna kapsamlı bir modelin sunulması planlanıyor.
